Futbolcular gol attıklarında sevinçlerinden ne yapacaklarını bilemezler. Herkesin, her takımın kendine özgü sevinme stillerinin yanında birçok futbolcu gol attıktan sonra formalarını çıkartır. Kimilerinin formasının altından sadece gövdesi çıkar, bu pozları fan siteleri için çektirmiş gibidirler. Kiminin formasının altından annesine, babasına, eşine, hatta yeni doğmuş bebeğine sevgi mesajları çıkar. Hepinizin bildiği üzere kimi zaman tek başlarına, kimi zamansa takım arkadaşlarıyla beraber parmak emme, emzik takma, bebek sallama, ağlama gibi hareketlerle bu sevgi mesajlarını desteklerler. Bazılarının formasının altından ise kendileri için özel anlam ifade eden dövmeleri çıkar, hatta özellikle bu dövmelerini gösterirler. Son birkaç yıldır forma çıkartmak sarı kart cezasıyla sonuçlanmasına rağmen ne futbolcular bu tip gösterilerden vazgeçti, ne de taraftarlar izlemekten vazgeçti. Şu bir gerçek ki ne federasyonlar, ne hakemler, ne UEFA, ne FIFA bu tip sevinç gösterilerini durdurabilecekler. Çünkü futbolun keyfi bu… Futbolcular gol attıktan sonra sevinmeyecek de ne yapacak? Hatta yanlış hatırlamıyorsam bir ara gol sevinci süresine kısaltma getirilmişti.
Futbolcularının formalarının altından sadece gövdeleri, vücutları ya da masum sevgi mesajları çıkmıyor. Örneğin siyasi mesajlar da çıkabiliyor. Bunun son örneğini İspanya’nın Sevilla takımında forma giyen Mali asıllı futbolcu Frederic Kanoute’nin gol attıktan sonra formasını çıkartıp altındaki “Filistin” t-shirt’ünü göstermesiyle gördük. Bu hareketi ile geçtiğimiz aylarda bir anda gündemin tepesine oturmuştu. Ünlü yıldızın Filistin halkına verdiği bu destek bana göre çok etkili oldu, çünkü futbol maçları milyonlarca kişi tarafından televizyonlarda izleniyor, radyolarda dinleniyor, ertesi günü bütün gazetelerde haberleri yer alıyor. Küçük erkek çocuklar ve gençler idolleri olarak futbolcuları seçtikleri için onları örnek alıyorlar…
Geçenlerde Esquire dergisinde okudum. Evangelist adında bir tarikat kurulmuş. Kurucuları ve üyelerin tamamına yakını futbolcuymuş. Her şey; Brezilya’da dindarlıklarıyla tanınan, hakemlere ve rakip oyunculara İncil dağıtan “Tanrının Kalecisi” lakaplı Joao Leite ile “Tanrının Golcüsü” lakaplı Baltazar’ın başının altından çıkmış. Başta Kaka gibi Brezilyalı futbolcuların yanı sıra dünya futbolundaki birçok ismin bu tarikata üye olduğu biliniyor. “Atletas de Cristo”, yani “İsa’nın Sporcuları” adındaki bu tarikata değişik spor branşlarındaki birçok isim üye olsa da çoğu futbolculardan oluşuyor. Hatırlarsanız Kaka “Ben Tanrı’yla konuştum” iddiası gerekçesiyle Manchester City’nin 150 milyon Euro’luk teklifini reddetmişti. Eğer Kaka kafayı yemediyse ya da gerçekten Mesih falan değilse (burada “Tövbe Tövbe” demek için bir parantez açmak istiyorum) tahminimce bu teklifi reddetmesinin ardında bu tarikat yatıyor olabilir.
Şimdi diyeceksiniz ki; “Formaları çıkartmaktan bahsediyordun, şimdi ne oldu da tarikatlardan bahsetmeye başladın?” diye… Ya da belki de onların formalarının altından çıkan “Ben İsa’ya aidim”, “Tanrı sizi seviyor” gibi t-shirtlere dikkat ettiniz ve bağlantıyı kurabildiniz. Evet, bu tarikata üye olan futbolcular gol attıklarından sonra dini mesajlar veren t-shirtlerini çıkartıyorlar. Çünkü demin de söylediğim gibi, genç taraftarlar futbolcuları örnek alıyorlar ve belki de bu sayede tarikatlarına yeni üyeler buluyorlar. Bu yazıyı okurken aklımda şu düşünce belirdi; “Ya Türkiye’deki futbolcular tarikatlara üye olsa ve t-shirtlerini çıkartıp tarikat mesajları verseler?” diye… Hayalimde canlandı ve korkunç buldum. Örneğin futbolcular gol attıktan sonra bir şiş çıkartıp yanaklarına batırsalar ve kafalarına sarık falan takıp başlarını öne geri götürüp head-bang’e benzer tapınma hareketi yapsalar herhalde sarı ve kırmızı kartlardan daha fazlası olurdu. Esas o zaman skandal olurdu, soruşturmaların ardı arkası kesilmezdi ve futbolsever gençler neye inanacaklarını şaşırırdı. İyi ki ülkemizde tarikatlara üye olan futbolcular yok. Ya da olsa bile bilmiyoruz…
Dünyadaki ve ülkemizdeki futbolcular bu idollük sıfatlarını daha iyi amaçlar için kullanabilirler. Örneğin gol attıktan sonra sarı kart görme pahasına da olsa t-shirt’lerini çıkartıp Greenpeace gibi çevre örgütlerinin logolarını çevreci mesajlarla gösterebilirler. Kanoute’nin yaptığına benzer şekilde savaşları protesto edebilirler. Nesli tükenen hayvanlara, aile içi şiddete, çocuk tacizlerine dikkat çekebilirler. Evet, belki de bunlar güzellik yarışmalarına katılan bayanların mesajları… Kızlar da mankenleri örnek aldığından dolayı belki de bu yüzden bu meselelere erkeklerden daha duyarlılar. Fakat erkeklerin örnek aldığı futbolcular tarikatların mesajlarını ileteceklerine mesaj kaygılarını bu şekilde sonlandırsalar belki dünya değişmez ama en azından onları örnek alan futbolseverlerin kişiliğine olumlu yansımaları olur. En azından holiganlık minimuma indirgenir…
TURGAY SUAT TARCAN
Yukarıda okuduğunuz makale yazarımız Turgay Suat Tarcan’ın yalnızca www.sporturco.com ‘a özel olarak yazmış olduğu köşe yazısıdır. Kesinlikle hiç bir kaynaktan alıntı değildir.
By admin • Mar 15th, 2009 • Category: Diger Ligler, Futbol, Turgay Suat Tarcan, Turkcell Süper Lig, Yazarlar
