24 TEMMUZ 2004 CUMARTESİ: Bu sabah erkenden Saros’dan İstanbul’a doğru yola çıktık ve İstanbul’a döndük. Gelir gelmez Kilyos’a nasıl gidileceği konusunda bilgi sahibi olmak için www.biletix.com sitesine girdim. Çünküüüüü… BUGÜN PINK KONSERİ VARDI! Taksim’in yakınlarındaki Açık Hava Tiyatrosu’nun önünden servisler kalkacaktı 4’ten itibaren… Aslında kapılar 9’da açılacaktı, fakat hem o vakitlerde yolda olduğumuzdan, hem de benim biletim sahile giriş bileti olmadığından benim ve benim gibi 35.000.000 TL’likler için kapılar 18’de açılacaktı. 55.000.000 TL’likler ise hem sabah denize girebilecekler, hem de akşam konsere gidebileceklerdi. Ama bizim için öyle değildi. O yüzden acele etmeme de gerek yoktu. Tek derdim yolun uzak olmasıydı, fakat o işi de servisle halletmiş oldum. Açık Hava’nın kapısının oraya gittiğimde bir genç (görevliydi sanırım, belki de gönüllüydü) Pink konseri için nerede bekleneceği konusunda yardım etti. Başka gençler de bekleşiyorlardı. Ben de bazıları gibi yere oturdum. Tam 4’te kalkmadı servis. 4’e çeyrek ya da on vardı. Servis ücreti web sitede duyurdukları gibi 5 milyondu. Dönüşün de aynı şekilde servisle yapılacağını söylediler. Neyse, oraya vardığımda çok kalabalık insan gördüm, fakat çok az kişi sıraya girmişti. Ben de tabii ki onlar gibi sıraya girdim. Ayakta değildik tabii ki… Duvara yaslanıp oturuyorduk. Gölge olması da çok iyi oldu. Sonra yavaş yavaş içeri almaya başladılar. Kolumuza “Tuborg Modern Rock Festivali” yazan bilekliklerden takıldı. Tuvalete gittim, su aldım (su bir milyon muydu, neydi; çok pahalıydı), aa, bir de baktım ki bir sıra daha var. Aslında bu ihtiyaçları gidermesem daha önlerde olurdum ama önemli değil, çünkü yine de başlardaydım. Doğu Yücel gelip geçiyordu. Zaten beni internetten tanıyor. Kaç yıllık Blue Jean okuyucusu olduğum için zaten tüm Blue Jean çalışanları beni tanıyorlar. O yüzden seslenecektim bir fırsatını bulup, fakat başkaları seslendi. Sıramı kaptırmamak için konuşmaktan vazgeçtim. Çok güzel bir yere benziyordu Kilyos. Alabildiğine orman ve deniz sevişiyordu sanki. Sahilde denize giriyorlardı. Yazlıktan geri dönmüş olmama rağmen canım girmek istedi aslında. Sürekli elektronik müzik çalıyordu. Sahildekilerin sosyetik olduğu her hallerinden belli oluyordu. Her şey lükstü. Kadınların hepsi manken gibi bir vücuda sahipken, erkekler de body building ile kaslarını geliştirmişlerdi. Bir baktım, Dream TV kameramanı ve muhabiri yanımda bitmişler. Kameraman “Şu ağabeyle konuş” diyerek beni işaret etmişti demek ki… Onları ara sıra görüyordum. İlginç, karizmatik tipleri bulup konuşuyorlardı. Mesela erkeği de kızı da saçlarını pembeye boyamıştı, kızlar onun gibi giyinmişlerdi. Ben konser için özel olarak hazırlanmamıştım; fakat güneş gözlüğüm, mavi bandanam, mavi atletim, sandaletlerim ve kapri pantolonum ile diğerlerinden ayrılan, karizmatik bir tiptim söylemesi ayıp… Ne yapalım? Doğal halim böyle J Bana “Soru sorup çekebilir miyiz?” diye sordular, kabul ettim. “Organizasyonu nasıl buldunuz?” diye sordular. Ben de “Çok güzel buldum. Öncelikle çok iyi isimler var. Kurban, Teoman ve tabii ki özellikle de Pink” diye cevapladım. Sonra “Sırf Pink için mi geldiniz?” diye sordular. “Tabii ki özellikle Pink için geldim, fakat Kurban’ın konserine daha önce gitmemiştim. Kurban’ı da merak ediyorum….. Teoman’ı zaten defalarca izlemiştim.” diye cevapladım. “Sabahtan beri mi burada bekliyorsunuz?” diye sordular. “Hayır ama öğlenden beri bekliyorum” dedim. Keşke “Sabah zaten yoldaydım. Taa Çanakkale Saros’dan bu konser için geldim.” deseydim de ilginç bir cevap olsaydı. Neyse, günümün nasıl geçtiğini sorunca “Güzel geçti. Etrafı seyrettim. Denize baktım.” dedim, sonra teşekkür edip gittiler. Onlar gider gitmez de sahnenin olduğu yere girişlere izin vermeye başladılar. Hemen en önün dördüncü sırasından yer kaptım. Sahildekiler uyuyordu herhalde. Onlar denizden çıkıp duş alıp kurulanana, giyinene kadar bizler önleri doldurmuştuk bile. Sahneye aşırı yakın olmaktan ötürü kendimi çok şanslı hissettim. Çıplak gözle rahat görmek ne demek, elini uzattığında dokunabilecekmişsin gibiydi abartmak gerekirse… Saat 7’de konser Spitney Bears (ya da Beers) ile başladı.
SPITNEY BEERS: Rock müziğe yeni bir kan geldi. Şebnem Ferah hayranı olduğunu duyduğum ve aynı zamanda Radikal Gazetesi yazarı olan Melis Danişmend’in solisti olduğu Spitney Beers grubuna dikkat edin. Her an hepimizin gönlünü fethedebilir. Benimkini ettiler bile. Pink konserinin öncesinin öncesinin öncesinde sahne aldılar. Çoğunlukla kendi şarkılarını söylediler. “Şimdi Hırsız’ı söyleyeceğiz.”, “Şimdi Fayda Yok’u çalacağız” gibi tanıtımlar da yaptılar. Bir de Sertab Erener’in “İncelikler Yüzünden”ini cover’ladılar. Solisti çok tatlı bir bayan. Pembe giyinmiş, çok yakışmıştı. Artık Pink konseri olduğu için mi pembe giyindi, yoksa Britney Spears’ın favori rengi olduğu için mi, bilinmez ama şu bir gerçek ki yakışıyor. Pembe spor ayakkabılarının üzerine taktığı pembe kurdelalar çok hoştu. Sesi de çok güzel bence. Önce 15.000 kişiyi karşısında görünce titredi ama kimseye belli etmeden (ben yakın olduğum için farkettim) heyecanının üstesinden geldi ve grubuyla harika bir performans çıkardı. Sesi Aylin Aslım-Özlem Tekin arası birşey. Şarkıların sözleri de çok güzel. Örnek vereyim: “Dünyanın sonu çok uzakta ama korkularım hep yakında” Tabii ki etkiliyeciliğini melodiyi buradan aktaramadığım için anlatamıyorum. Umarım albümleri bir an evvel çıkar!. Ayrıca tanınmamış ön gruplar genelde yuhalanır ama onlar milleti coşturdu ve bol alkış ve tezahürat aldılar!. Ben ise böyle bir şey beklemiyordum. Hatta Dream TV’ye röportaj verirken grubu adamdan saymayıp adlarını saymamıştım ama hiçbirşey için geç kalmış sayılmayız. Bu konser bittikten sonra oturdum yere. Zaten konser aralarında hep oturuyordum. Normalde kalabalıktan kimse oturamıyordu ama oturan şanslı azınlıktan biri oluyordum. Her konser arasında oturdum zaten… Çok iyi oldu.
KURBAN: İşte konserine gitmek için en çok özendiğim Türk rock gruplarından biri olan Kurban’ın konserini de Pink sayesinde izlemiş oldum. Gerçekten de süperlerdi. Bu kadar güzel geçeceğini bilseydim, çok önceden konserlerine giderdim. Ama şans işte. Kısmet bugüneymiş. Her albümlerinin başına koydukları (gerçi sadece iki albümleri var şimdilik) intro çalınca Deniz Yılmaz, Kerem Tüzün, Burak Gürpınar ve Özgür Kankaynar’dan oluşan Kurban’ın geleceğini anlamıştık. Sonra bir baktık, geldiler. Süper çalıyorlardı. Hatta Deniz Yılmaz’ın o süper sesini bile bastırıyorlardı bazen. Bilirsiniz, Kurban albümlerinde normal mikrofonla söylenmiş kısımların dışında bir de efekt verilmiş vokaller vardır. İşte bu kısımları da söylüyordu Deniz… Normal kısımları mikrofonla, efektli kısımları megafonla söylüyordu. Ayrıca sesleriyle Voice Male misali enstrümanların da seslerini çıkarıyorlardı bazen… Bateri sesi, gitar sesi, v.s. Ayrıca saçları diken diken olan gitarist nasıl mızıka sesi çıkarıyordu, hayret ettim. En çok da “Yalan dostum, aşk diye bir şey yok” adlı şarkılarında coşuldu. Zaten Kurban’ı tanıdığımız şarkı da ve en sevdiğim Kurban şarkısı da budur. Teoman’a geçmeden önce olması gereken konser programını yazmak istiyorum:
PROGRAM
09:00 Plaj Açılışı
18:00 Festival başlangıcı
19:00 Spitney Beers
20:00 Kurban
21:15 Teoman
22:30 P!NK
00:00 After Show Rock Party
TEOMAN: İşte gittiğiniz her rock konserinde karşılaşabileceğiniz Teoman bu programa uymadı. Sahneden 22:30’da indi. Halbuki sahnenin hazırlanılması, çıkılması göz önünde bulundurulduğunda daha önceden inmesi gerekirdi. Tamam, Teoman konserleri güzel olur, fakat belki de hayatımızda bir daha göremeyeceğimiz bir dünya starı olan Pink için geldiğimiz bir konserdi bu. Teoman artık neden klasik giyiniyor, kravat falan takıyor, anlamıyorum. Sponsorlar nedeniyle bira ve sigara içiyordu. Hatta “Paramparça” şarkısında “Biraz bira, biraz şarap önceydi” derken dev bir Tuborg şişesi şişirildi. Bir ara kemancıları hemşire kıyafetiyle sahneye geri döndüler. Ben de “Doktor” şarkısını söyleyecek sandım, ama “Gemiler”’i çaldılar. “Ne alaka?” diye düşünmeden duramıyor insan. Bir grup protesto yapmaya başladı. “Pink, Pink, Pink!!!…” diye tezahürat ve alkış yapmaya başladılar. Meğer sahnenin arkasında oturan Pink’i görmüşler ve sabırsızlanmışlar sonradan öğrendiğime göre… Teoman da “Pink birazdan sahnede olacak. Kendisi bugün denize girmiş.” deyince millet sevindi. Teo da “Biz göremedik” diye bir şey ima etmeye çalıştı ama ne demeye çalıştı; neye, kime gönderme yapmaya çalıştı kimse anlamadı. Ayrıca hayranlarını, sıradan insanları sürekli küçümseyen, hatta albüm kapaklarında bile kimseye teşekkür etmeyen Teo, ilk kez seyircilere, bilmemkime teşekkür etmeye başlayınca çok şaşırdım. Meğer lafı sponsoru olan, kendisine bedava bira stoku yapan, üstüne de para veren Tuborg’a bağlamakmış amacı… Teşekkür etme bahanesiyle Tuborg’un reklamını yaptı. Herhalde önceden planlanmış bir şeydi.
PINK: Teoman sahneden indikten sonra zenci görevliler apar topar sahneyi değiştirmeye, İngilizce olarak ses denetimi yapmaya, enstrümanları koymaya başladılar. Gözümün önünde hep izlemeye özendiğim bir MTV Music Awards sahnesi yapıyorlardı adeta… Zaten Pink de bir MTV Star değil mi? Bir anda ödül törenleri performanslarından fırlamış bir sahne ortaya çıktı. Süper bir geri plan, üç tane büyük şişme diken falan… Sıradan bir sahne ancak yabancı müzik kanallarında görebileceğimiz, ancak hayal edebileceğimiz bir sahneye dönüşmüştü. Nazar değmiş olacak ki, ortadaki büyük şişme diken seyircilerin düşeceğini anlayınca “Ooooooooooh…” tezahüratları eşliğinde düşüverdi, sonra da alkışlandı. Sonra yine diktiler, fakat yine “Ooooooooooh…” diye düşünce onu kaldırdılar, geriye biri sağda diğeri solda iki diken kaldı. Ama yine de harikaydı, hatta böyle daha güzel olmuştu. 22:40’da sonunda Pink’in grubu gelmeye başlamıştı. Pink-Kelly Osbourne karışımı siyah kısa saçlı bir vokalist; sarı uzun saçlı, upuzun boylu, iri yarı bir bayan gitarist ve herkesten daha da iri yarı ve uzun zenci adamlar… Davulda da üzerinde “Fuck” yazan şapkalı biri vardı, davulu iyi çalamıyordu ama şarkıya uyuyordu. Artık herkes Pink’in nereden çıkacağını merak ediyordu. “Trouble” şarkısı çoktan başlamıştı, Pink’in sesi geliyordu ama kendisini göremiyorduk. Aaa, şarkıyı davuldaki şapkalı söylüyor. Aaa, bu davulu çalan meğer Pink’miş de haberimiz yokmuş. Herkes çığlık attı tabii ki de… Pink bize esprili bir sürpriz yapmıştı. Herkesin onun davulda olduğunu fark ettiğini fark edince davulu gerçek davulcuya devretti ve sahnenin önüne doğru geldi. Pop yıldızı olarak tanınan Pink resmen rock yapıyordu. Tabii ki R&B etkileşimli, pop etkileşimli parçalar da vardı ama bu konseri daha bir eğlenceli kılıyordu. Çünkü gerçek bir popstar’ı izliyorduk. Ama aynı zamanda bir rock’çı… Pink’in sesi canlı olarak da güzeldi ve rock’a uyuyordu. Zaten ünlü olmadan evvel rock gruplarında söylediğini duymayan kalmadı. Fakat hem de bir popçu gibi güzel dans ediyordu. Bazen şapkasını çıkartıp saçlarını sallıyordu. T-shirt’ünün üzerinde “İstanbul Turkey” yazdığını fark ettim. Kot pantolonu yırtıktı. Üzerinde siyahımsı body bir ceket vardı, daha sonra bu ceketi çıkarttı. Ara sıra ellerini kot pantalonunun yırtık pantolonuna sokup seksi bir duruş ve bakış yapıyordu. Hatta bir tanesinde bunu bana bakarak yaptı J Don’t Let Me Get Me, God Is A DJ, Just Like A Pill, Last To Know gibi hitlerini söyledi. “Family Portait” adlı şarkısına baştan sona eşlik edemeden edemedim. Ama en çok 4 Non Blondes klasiği “What’s Up?” cover’ında ve Pink’in en sevdiğim şarkısı (aynı zamanda final şarkısı) “Get The Party Started”’ta keyiflendim. İnanamıyordum. Hayatımda en sevdiğim şarkılardan ikisini bir dünya starından dinliyordum. Zaten Linda Perry’nin imzası birçok Pink hitinde de var. Aynı zamanda çok yakın dostu… Keşke o da sürpriz yapıp gelseydi. Linda Perry aslında bence one hit wonder değil… 4 Non Blondes olabilir ama Linda Perry kendisi söylemese de birçok hit çıkarttı. En basit örnek de Pink… Bağıra bağıra söyledim bu 3 şarkıyı… Pink Hollywood’a da transfer olacak biliyorsunuz… Gerçi “Charlie’s Angels 2”’da kısa bir rolü zaten vardı ama bu sefer Janis Joplin’in hayatını konu alan bir filmde ilk baş rolünü oynayacak. Bu yüzden olsa gerek, onun “Summertime”, “Me&Bobby McGee”, “Piece of My Heart” adlı parçalarını megamix yaptı. Aslında bu şarkıları söylemesinin nedeni Kilyos’un ilham vermiş olması da olabilir. Öve öve bitiremedi. Denize girdiğini söyledi (hatta köpek balığı gördüğünü iddia etti, ki doğru olabilir, Karadeniz burası) ve çok beğendiğini söyledi. Ülkemizi genel olarak da beğenmiş. Sürekli Türkiye’nin çok güzel bir ülke olduğundan söz etti, durdu. Herkes şapkasını atmasını istedi ama atmadı. Bir kız ona kovboy şapkasını verdi. Pink kısa bir süre o şapkayla şarkısını söyleyip kıza geri verdi. Herhalde artık kız bu şapkayı kendi şapkası olduğu halde “Pink bu şapkayla şarkı söylemişti” diye şapkayı ömür boyu saklayıp torunlarına gösterir. Biri üzerinde “Please take me with you” yazan bir t-shirt attı. Pink de bu yazıyı okuyunca “Ne? Seni nereye götüreyim? Los Angeles’a mı? İnan, burası daha güzel.” deyip kendi t-shirt’ünü çıkardı (bu sırada südyenli kalınca herkes tezahürat yapıyordu tabii ki) ve seyircilere atıp “Please take me with you” t-shirt’ünü giydi. T-shirt büyük, bol ve uzun gelince göbeğini dışarıda bırakacak şekilde kendi vücuduna uyarlayıp bağladı. Konser 12:00’da daha önce de söylediğim gibi “Get The Party Started” ile bitti. Bu şarkı çok güzel bir final şarkısı olduğu gibi konser sonrası partisinin başladığını da haber veriyordu. Ama ben ve büyük bir çoğunluk partiye kalmadık tabii ki. “Bu kadar insanı bir arada görmemiştim” yorumlarıyla birlikte insan ordusu konser alanını terk ediyorlardı. Ben hemen serviste yer kapmalıydım. Normalde konseri önde izlemenin bedelini o kalabalık ordunun gerisinde kalıp yürüyerek ödemem gerekiyordu ama bunu göze alamazdım. Duvarlardan, bahçelerden atlayarak çıktım. Uyanıklık yaptım yani… Binlerce kişi vardı. Ne yapabilirim? Herkes yolunu kaybetmiş bir şekilde sola doğru giderken, ben hissetmiş gibi tersine, yani sağına gittim. Karanlıkta beyaz bir servis gördüm ve Taksim servisi olup olmadığını sordum. Olumlu yanıt alınca hemen yer kaptım. Servis dolunca paraları almaya başladılar, fakat bu sefer 7 milyon TL alıyorlardı. Fakat normalde 5 milyon TL olması gerekiyordu. Biz karşı çıktık ama ısrarlıydılar. Biz arkalardaki 7-8 kişi para topladık. Fakat hepimiz 5 milyon vermiştik. Adam “Bilmem kaç milyon daha vermeniz gerekiyor” deyince isyan ettik. “Biz gelirken böyle verdik”, “Evet, 7 milyon deseydiniz öyle verirdik”, “Bize yine aynı şekilde olacak denmişti”, v.s. dedik. Resmen ayaklanma çıkarmıştık. Parayı toplayan üçkağıtçı “Doğru, haklısınız” demek zorunda kaldı ve 7 milyon aldığı öndeki kişilerin de 2 milyonlarını geri ödedi. Zafer müşterinindi! Taksim’den dolmuşa binip eve döndüm. Çok güzel bir gece geçirmiştim. Şimdi ben susup sözü medyaya bırakıyorum. Hatıra olarak gazeteleri filan saklıyorum. Web sitelerden de bir şeyler kaydettim. Çünkü bu konser tarihi bir olay… Bakalım, bu konser medyada nasıl yer almış?
Albümleri milyonlar satan, dünya müzik piyasasının ilk beşi arasında gösterilen Pink’in Solar Beach’teki konseri Teoman’ın şovuna dönüştü. Pink’in solist altı olarak sahneye 21.00’de çıkması gereken Teoman, havanın kararmasını bekledi ve saat 21.15’te sahneye geldi. Teoman, 22.00’de inmesi gereken sahneden de 22.30’da indi. Bu gecikmeye sahne hazırlıkları da eklenince albümleri 12 milyondan fazla satan Pink, sahneyi ancak 22.40’ta devralabildi. Teoman’ın müthiş performansıyla enerjisini tüketen seyircilerin de konserin asıl yıldızı Pink’in karşısında enerjileri kalmadı. Konsere hızlı giren ve birbiri ardına hit şarkılarını seslendiren Pink, ilerleyen dakikalarda Teoman’la yorulan izleyicilerin ilgisini diri tutamadı ve konserin bitmesine yarım saat kala izleyiciler büyük kitleler halinde konser alanını terk etti. Genelde her konserinde ‘bis’ yapan sanatçı ilginin azalması üzerine sahneye bir daha çıkmadı ve konserini 23.50’de bitirdi. Yaklaşık 1 saat 10 dakika sahnede kalan Pink, Teoman’la yaklaşık aynı sürelerde sahnede kaldı. Teoman geçen yıki ‘Rock İstanbul’ konserinde de yine sahneye geç çıkmış ve bir röportajında konuyla ilgili olarak ‘Sahneye çıkışımı 8.45 yazarlarsa sahneye çıkmam, 25 dakika geç çıkarım, hava kararmamıştır çünkü. Geç çıkınca geç de inerim, hele de canım şarkı söylemek istiyorsa’ demişti.
Notlar
Davetlilerle birlikte 8500 kişinin izlediği konserin bilet fiyatları 35 ile 55 milyon arasındaydı. Konser boyunca yaklaşık 250 kişilik güvenlik ekibi görev aldı.
Teoman’ın dışında alt grup olarak Spitney Beers, saat 19.00’da ve Kurban ise saat 20.00’de sahneye çıktı. Her iki grup da bu tür konserlerde genelde yuhlanan alt gruplarla aynı kaderi paylaşmadılar ve Teoman’la Pink öncesi seyircileri iyice havaya soktular.
Blucini, göbeğini açıkta tutan ve üzerinde İstanbul silüeti olan body tişörtü ve şapkasıyla sade bir görüntü çizen Pink, konserde ‘Can’t Take Me Home’, ‘Missundaztood’ ve ‘Try This’ albümlerinden sevilen şarkılarını seslendirdi. Sanatçı özellikle ‘Get the Party Starded’, ‘A Family Portait’ ve Linda Perry’nin ‘Waht’s Up’ şarkılarında büyük alkış aldı.
Şarkı aralarında sürekli sigara içen Pink, konser boyunca izleyicilerle sıcak bir iletişim kurdu. İzleyicilerden birinin attığı üzerinde ‘Beni de yanına al’ yazılı tişörtü ‘Seni nereye Los Angelas’a mı götüreyim. Boş ver burası daha iyi’ diyerek üzerindeki tişörtle değiştirdi. İzleyicilerin siyah sutyenli yarı çıplak haliyle ilgili olarak yaptıkları iltifatlara(!) ise kahkahalarla karşılık verdi.
Teoman’ın grubunda yer alan bir viyolonist ve üç kemancı bayan ‘Gemiler’ şarkısında sahneye hemşire elbisesiyle çıktı.
(GECCE.COM, 26 Temmuz 2004 Pazartesi 02:13)
Kilyos’ta Pink rüzgarı
Grammy Ödüllü rockçı Pink, Tuborg Modern Rock Festivali kapsamında Türkiye’deki hayranlarıyla buluştu.
Ünlü sanatçının Kilyos Solar Beach’teki konseri ‘Try This’ isimli son albümünün tanıtımı için çıktığı turnenin de ayağı oldu. Üzerinde ‘Türkiye’ yazılı tişörtle sahneye çıkan marjinal rockçıyı, yaklaşık 12 bin kişi dinledi. Tülin Şahin, Cengiz Abazoğlu, Cem Yılmaz gibi isimler de konseri izleyenler arasındaydı. Gecede Pink’ten önce, Teoman, Spitney Bears ve Kurban sahne aldı.
BARKODLU DÖVME
Pink, sahnede kaldığı süre boyunca, şarkılarıyla olduğu kadar tarzıyla da dikkat çekti. Pink’in boynunun arkasına yaptırdığı barkod şeklindeki dövmesi herkesi şaşırttı. Konser sonrasında motokrosçu sevgilisi Carey Hart ile Ortaköy’ü gezen Pink’e altı yakın koruma eşlik etti. Korumalar ile basın mensupları arasında zaman zaman tartışmalar yaşandı. Bu duruma aldırmayan marjinal sanatçı, sevgilisiyle birlikte Mori Bar’a giderek sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendi.
(AKŞAM GAZETESİ, 26 Temmuz 2004)
Pink, bizim ergenleri memnun edemedi!
Bir buçuk saatlik konseri boyunca şapkasını çıkarmayan ünlü rock yıldızı Pink’in Solar Beach’teki konseri, bizim ergenler tarafından “ağır” bulundu. Beklenen “patlama” olmadı, ama Pink’in muhabbeti çok iyiydi
26/07/2004
Önceki gece 3’üncüsü düzenlenen Tuborg Modern Rock Festivali’nin ağır topu Pink’i izlemek üzere Kilyos’taki Solar Beach’teydim. Pink öncesi sahne alan Spitney Beers, Kurban ve Teoman seyircilere ısınma turları attırdı, ama tabii asıl beklenen “abla” Pink’ti! Meraklı gözlerden kaçmadı; ortalık sahte Pink kaynıyordu. 18 -19 yaşlarındaki bu kızların hepsi sarı kısa saçlı, göz kenarları aşırı makyajlıydı. Ve tabii mini kıyafetleriyle (şort ya da kot etek) hayli dikkat çektiler. En ünlüleri, uzun süre Teoman’a vokalistlik yapan Pamela Spence’di. Zaten ortalık yeni yetme kaynıyordu ki bu da gayet normaldi, çünkü Pink’in Amerika’da ilk albümü özellikle “problemli ergenler”, yani Britney Spears dinlemeyen “öteki’ler tarafından kapışılmıştı.
Saat 21.30’da sahne alan “ön solist” Teoman’ın performansı sırasında birkaç kere elektrikler kesildi. Saat 22.35’i gösterdiğinde (tam da söylenilen saatte) müzik başladı ve gözler Pink’i aradı. Meğer bateriyle esaslı bir solo attırarak konseri açan şapkalı kız Pink’miş! Ortaya fırlayınca anladık. Kızcağızın kömür saçlarını gören sarışın yerli “Pinkmeler” ise kuytulara kaçtı.
Hızlı başlayan konser çok geçmeden yavaşladı ve seyircinin büyük bir kısmı kumsala dağıldı. Çünkü Pink gitaristini aldı karşısına, “Arkadaşlar burası şahane bir 90’lardan” diye Janis Joplin mi istersiniz ya da doksanlardan “What’s Going On”. Hepsini söyledi ama beklenen enerji patlamasını yapamadı şarkıcı.
“Türkiye” tişörtlü Pink
Sonlara doğru kendi şarkılarını söylemeyince (Can’t Take Me Home, You Make Me Sick) nihayet “kopuldu”. Konser boyunca seyircilerle konuşan, bir ara hayranlarından birinin verdiği tişörtü giyen Pink şapkasını hiç çıkarmadı. Bir buçuk saat sahnede kaldıktan sonra saat 00.05’te sahneyi terkeden Pink, yeni ısınan ergenleri hayal kırıklığına uğrattı. Asıl sürpriz ise konser sonrası yaşanan trafik sıkışıklığındaydı!
Skandallar kraliçesi
Sevgilisi ve bir kadınla erkekler tuvaletinde yakalandı
1979’da ABD’nin Philadelphia eyaletinde doğan Pink’in gerçek adı Alecia Moore. Müzisyen bir ailenin çocuğu olan Pink kariyerine 13 yaşında dansçı olarak başladı. 2001 yılında “Get The Party Started” adlı şarkısı Amerika ve İngiltere’de liste başına oturarak Pink’i tüm dünyaya tanıttı. Şarkıcı 2002 ve 2004’te ‘en iyi kadın rock şarkıcısı’ dalında Grammy aldı. Pink, geçen yıl sevgilisi Tommy Lee ve bir kadınla Beverly Hills’teki bir barın tuvaletinde basılmıştı. Pink, Terminatör filminin güzel oyuncusu Kristanne Loken ile de 2002 yılında gazetecilerin önünde öpüşmüştü.
Haber: Onur BAŞTÜRK
Fotoğraf: Serdar BENLİ
Gazete: Vatan
Çılgın kız P!nk ilk kez Türkiye’de
Çılgın popçu P!nk, ‘Try This’ albümünün Avrupa turnesi kapsamında Kilyos Solar Beach’te bir konser verdi. Bu, asi tavırları ve aykırı fikirleriyle dikkatleri sürekli üzerine toplamayı başaran sanatçının Türkiye’de ilk performansı oldu.
Kilyos / İstanbul
NTV-MSNBC
25 Temmuz 2004 — Her albümü milyonlarca satan, çılgınlıkları ve sevimliliğiyle müzikseverlerin sempatisini kazanan P!nk, Türkiye’de DMC etiketiyle yayımlanan ‘Try This’ albümünün Avrupa turnesi kapsamında, 24 Temmuz’da üçüncüsü düzenlenen Tuborg Modern Rock Festivali’ne Solar Beach’te bir konser verdi.
Can’t Take Me Home’, ‘M!sundaztood’ ve ‘Try This’ albümleriyle milyonlar satan ‘Don’t Let Me Get Me’, ‘Just Like A Pill’, ‘Family Portrait’, ‘Trouble’ ve ‘God is A DJ’ single’larıyla listelerin zirvelerine demir atan P!nk, şarkılarıyla topladığı beğeninin yanı sıra sahne şovlarıyla da takdir ediliyor. Hayranlarının gösterdiği yoğun ilgi üzerine daha önceden belirlenen Avrupa konserlerine yenilerini ekleyen ünlü şarkıcı, İsveç, İskoçya, İrlanda, Almanya, Slovakya, Avusturya, Hırvatistan, Sırbistan ve Romanya’dan sonra Türkiye’ye gelerek ‘Try This’ turnesinin İstanbul ayağını gerçekleştirdi; ardından İtalya, Fransa, Portekiz ve Danimarka’da vereceği konserlerle turnesine devam edecek.
BUSH’U TENKİT ETMEKTEN KAÇINMIYOR…
Asi tavırları, savunmaktan kaçınmadığı aykırı fikirleri ve insanları gördükleri yanlışları protesto etmeye çağıran açıklamalarıyla dikkatleri sürekli üzerinde toplayan çılgın şarkıcı ve besteci, aynı zamanda “Ülkemde bir kadın başkan görmek istiyorum” diyecek kadar sıkı bir feminist. Pek çok yayın organı tarafından “feministlerin avukatı” olarak tanımlanan P!nk, aynı zamanda bir eşcinsel hakları ve hayvan hakları savunucusu. “Eğer ünlüyseniz ve sevgilinizle 55 saatliğine evlenmek istiyorsanız, çekinmeyin. Eğer J.Lo iseniz ve 18 kişinin her biriyle 6 günlüğüne olmak üzere evlenmek istiyorsanız, çekinmeyin. Ama eğer ruh eşinizle evlenmek ve onunla bir hayat geçirmek istiyorsanız – ve sadece aynı cinsiyettenseniz – o zaman hayır, buna nasıl cesaret edersiniz! Bize göre siz sadece benzin alın ve savaşımızı destekleyin, tüketmeye devam edin ve ülkemizde korku içinde yaşayın ki sizin üzerinizden para kazanalım. Ama bize bir iyilik yapın: Toplum içinde el ele tutuşmayın” diyerek Bush’a ve onun eşcinsel düşmanı ve savaş yanlısı politikasına karşı tepkisini dile getiriyor.
PROTESTOYU SEVİYOR
P!nk, Vogue dergisine kürk mantolar içeren fotoğrafları sayfalarından çıkarmaları için ve İngiltere Prensi William’a artık hayvanları avlamaktan vazgeçmesi için gönderdiği mektuplarla da dikkatleri bir kez daha üzerinde toplamıştı.
(ntvmsnbc.com)
Pink, Türkiye’de!
ŞARKILARIYLA DÜNYA MÜZİK LİSTELERİNDE HEP ÜST SIRALARDA YER ALAN, EN ÇOK SATAN ALBÜMLER LİSTESİNDE 5. SIRADA YER ALAN PİNK, TÜRKİYE’DE…
Dün akşam Kilyos’taki Solar Beach’te sevenleriyle buluşan sanatçı, konser öncesinde de motokrosçu sevgilisi Carey Hart ile deniz keyfi yaptı.
Birkaç saat yüzen ve güneşlenen Pink, daha sonra kulise çekilerek hazırlıklarını tamamladı ve Türk hayranlarının karşısına çıktı.
HİLTON’DA HAMAM SEFASI
günlerini geçirmek üzere Hilton Otel’e yerleşen sanatçının, gelir gelmez yaptığı ilk iş Türk hamamına girmek oldu. Otelin hamamında yorgunluk atan Pink’in istekleri ise birçok dünya starıyla karşılaştırıldığında son derece mütavazıydı. Oda ısısının 19,5 dereceye ayarlanması, tarihi yerleri dolaşırken 5 özel korumanın kendisine eşlik etmesi ve gezi programına alışveriş için mutlaka Kapalıçarşı’nın eklenmesi, otel odasına bol miktarda kır çiçeği konulması gibi basit taleplerde bulunan Pink, yine starların aksine otel odasının kapısında görevli de istemedi. Hayvanları koruma derneklerinin aktif üyesi olduğu bilinen sanatçı, otomobille Boğaz turu yaptığı sırada da bir ara araçtan indi ve bir sokak kedisini sevdikten sonra yeniden yoluna devam etti.
(GECCE.COM, 25 Temmuz 2004 Pazar 21:00)
İstanbul’u Çok Sevdi!
DÜNYACA ÜNLÜ ŞARKICI PİNK, KONSER İÇİN GELDİĞİ İSTANBUL’DA KEYİFLİ SAATLER YAŞADI. PİNK KONSER SONRASI MORİ-REDROM’DAYDI…
İstanbul’a gelen Pink hayranlarına muhteşem bir konser verdi. İstanbul’u çok sevdiğini belirten Pink, önceki gecce Mori-Redroom’da keyifli saatler yaşadı. Mekanın sahiplerinden Gökhan Yüzbaşıoğlu ile saatlerce sohbet eden Pink, hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi…
(GECCE.COM, 26 Temmuz 2004 Pazartesi 13:20)
Ortalık Gerildi!
PİNK’TEN ÖNCE KONSER VEREN TEOMAN, SAHNEDEKİ SÜRESİNİ YARIM SAAT UZATINCA GERGİNLİĞE NEDEN OLDU.
Bu davranışıyla Pink’i sinirlendiren Teoman sahneden inerken de “Bugün Pink denize girmiş, biz göremedik” diye gönderme yaptı. İki sanatçı arasındaki ikinci gerginlik de orkestra aletlerinin kapladığı yerle ilgili oldu. Teoman’ın orkestrasıyla konser bitiminde hemen sahneyi terk etmeleri konusunda anlaşılınca sorun halledildi. Son dönemde konserlerinde sigara ve bira içtiği için eleştiri oklarına hedef olan Teoman, yine sahnede elinden sigarayı düşürmedi, zaman zaman da viski içti.
(GECCE.COM, 26 Temmuz 2004 Pazartesi 08:57)
Pembe kadından anlamlı jest…
Spitney Beers, Kurban ve Teoman’dan sonra sahne alan Pink, ‘Türkiye’ yazılı bir tişörtle şarkı söyledi
Deniz Altuntaş
Amerikalı Grammy ödüllü şarkıcı Pink, ‘Try This’ isimli son albümünün tanıtımı için çıktığı turne kapsamında önceki gece İstanbul Solar Beach’teki 3. Tuborg Modern Rock Festivali’nde sahneye çıktı. Spitney Beers, Kurban ve Teoman’ın ardından sahneye çıkan Pink’in, montunun altına giydiği üzerinde Türkiye yazılı beyaz tişörtü dikkat çekti. Sahnede bacaklarındaki dövmeleri gösteren bol yırtıklı pantolon giyen Pink, yaklaşık 2 saat sahnede kaldı.
‘Pink Mink tanımam’
Konseri izleyenler arasında bulunan şovmen Cem Yılmaz, Pink ile ilgili şu yorumu yaptı: “Pink pembeli bir arkadaşımız herhalde. Çünkü tanımıyorum. Burası dünya çapında bir yer. Hayatımda ilk defa geliyorum. Zaten Pink’i dinlemem. Ben hip hopçuyum. Bu konuda çalışmalarım da var. Bir albüm yapıp Ümit Davala’ya bu işi bıraktıracağım. Ben Pink’i Mink’i tanımam”.
Sahneden indi, Ortaköy’e gitti
Gece yarısından sonra sahneden inen Pink, bir süre izleyicilerin büyük kısmının kendi otomobilleriyle konsere gelmesi yüzünden oluşan İstanbul’a dönüş trafiğinin açılmasını bekledi. Boynundaki ‘ürün barkodu’ şeklindeki dövmesiyle dikkat çeken Pink, konser sonrası sevgilisi Caney Hart ve ekibiyle eğlenmek için Ortaköy’deki Angelique Bar’a gitti. Barın bir katı Pink ve ekibi için ayrıldı. Pink, daha sonra barın hemen yanındaki Mori & Red Room’a gitti. Ortaköy’de bir süre sevgilisiyle yürüyerek ekibini taşıyan minibüse binen Pink, kendisini görüntüleyen gazetecilere de el işareti yaptı.
Teoman – Pink gerginliği
Pink’ten önce konser veren Teoman, sahnedeki süresini yarım saat uzatınca gerginliğe neden oldu. Bu davranışıyla Pink’i sinirlendiren Teoman sahneden inerken de “Bugün Pink denize girmiş, biz göremedik” diye gönderme yaptı. İki sanatçı arasındaki ikinci gerginlik de orkestra aletlerinin kapladığı yerle ilgili oldu. Teoman’ın orkestrasıyla konser bitiminde hemen sahneyi terk etmeleri konusunda anlaşılınca sorun halledildi. Son dönemde konserlerinde sigara ve bira içtiği için eleştiri oklarına hedef olan Teoman, yine sahnede elinden sigarayı düşürmedi, zaman zaman da viski içti.
(MİLLİYET, 26 Temmuz 2004 / Pazartesi )
Görüntüsü beyaz sesi simsiyah
Pink, kendi deyişiyle ‘kahrolası Britney’ gibi olmadığı gerçeğinin altını kalın çizgiyle çizdi. Janis Joplin potpurisiyle de bizi o enfes siyah gırtlağından mahrum bırakmadı
26/07/2004
TÜMAY YAZICI
İSTANBUL – Müsaadenizle, öncelikle, 3. Tuborg Modern Rock Festivali’nde emeği geçen herkese çok teşekkür etmek istiyoruz. Evet, her şey iyiydi, hoştu. Fakat asıl, Pink’i Pink’ken, şöhretinin zirvesindeyken, çaptan düşmemişken buraya getirdikleri için teşekkür etmek istiyoruz. Böylece yılın en önemli konserlerinden birine imza atmış oldular.
Pink’in, kendi deyişiyle ‘kahrolası Britney’ vb. biri olmadığını biliyorduk. Önceki gün Kilyos’taki Solar Beach’te düzenlenen 3. Tuborg Modern Rock Festivali’nde verdiği konserle bu gerçeğin altını, kalın bir çizgiyle çizmiş oldu.
Pink’te pop deseniz, pop. Rock, deseniz rock. Zaten çocukluğundan beri damarlarındaki kanda mevcutmuş, rock sevgisi. Anne-babasının tartışmalarından kaçmak için zamanında Janis Joplin, Jimi Hendrix, Billy Joel ve Guns N’ Roses şarkılarına sığınırmış. Ama asıl, Rhythm&Blues’da siyahlara bile parmak ısırttıracak kadar yetenekli olduğuna bizzat tanık olmak… Bu, şahane bir tecrübe oldu bizim için.
İkinci albümü ‘M!ssundaztood’dan ‘Don’t Let Me Get Me’ ile açtığı konseri boyunca gayet ‘cool’du. Sıcaktı, ama yapış yapış değil! Ağzından ‘f*ck’ kelimesini eksik etmedi. Ama, onun bu ‘deli’ kanlı tavrı üzerinde hiç sırıtmıyordu.
Kendisinden önceki konserlerde seyircinin ‘eşlik etme’deki yeteneğinden ne kadar etkilendiğini dile getirip akıl hocası Linda Perry’nin eski grubu 4 Non Blondes klasiği ‘What’s Up’ı birlikte söylemeyi teklif etti. Seyirci de sağ olsun, Pink’i kırmadı, Solar Beach’i ‘And I say, hey hey hey hey I said hey, what’s going on?’ diye inletti.
İstanbul’a konser vermeye geleceğini duyduğumuzdan beri dile getirmekten hiç bıkmadığımız bir temennimiz vardı: Janis Joplin klasiklerini de söylesin istiyorduk. Kendisi biliyorsunuz ‘Wayne’s World’un yönetmeni Penelope Spheeris imzalı ‘Gospel According to Janis’ adlı filmde Janis Joplin’i canlandıracak. Neyse ki İstanbul’u bu zevkten mahrum etmedi, ve o nefis ‘siyah’ gırtlağıyla bize şahane bir Janis Joplin potpurisi sundu. Ne diyelim, gırtlağına sağlık. Organizasyonun ‘assolist’i Pink’ti. Festivalin aperitifleri, yani ön grup ve şarkıcıları ise Spitney Beers, Kurban ve Teoman’dı. Aperitif dediğimize bakmayın. Kurban da, ‘taş gibi’ ve matrak performansıyla Pink’ten aşağı kalır değildi.
Teoman… Teoman işte. Arası hoş olmayanlar için bir saatlik, ecel terlerinin oluk oluk aktığı bir sınavdı Teoman, ama sevenlerinin keyfine diyecek yoktu ve hiç de az değillerdi.
Spitney Beers’ı sona sakladık. Malum, onunla aramızda gönül bağı var. Duymuşsunuzdur, grubun solisti Radikal Cumartesi’den Melis Danişmend. İlk kez bu tarz bir organizasyonda sahneye çıkmanın vermiş olduğu heyecan başlarda biraz baskındı, ama daha sonra açıldılar. Güzel günler sizleri bekliyor, ne diyelim. Bir çift lafımız da bizim Melis’e: Senin için ‘Çıtırmış bu ya!’ dediler, bilmiş ol!
(RADİKAL)
Kilyos’da Pink rüzgarı
2 saatlik konser için 150 bin dolar alan dünyaca ünlü marjinal sanatçı Pink, 12 bin kişilik kalabalık izleyici grubuna tadına doyulmaz bir müzik ve eğlence ziyafeti yaşattı.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Tuborg Modern Rock Festivali kapsamında Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü Grammy ödüllü Pink, cumartesi gecesi sevenleriyle Kilyos-Solar Beach’de buluştu. Kendine has tarzıyla tanınan sanatçının İstanbul konseri, ‘Try This’ isimli son albümünün tanıtımı için çıktığı turnenin de bir ayağı oldu. Dünyaca ünlü marjinal sanatçı Pink, Kilyos Solar Beach’de 2 saatlik konser karşılığı Tuborg ve Kilyos Solar Beach’ın işletmecisinden 150 bin dolar aldı. Hilton Oteli’nde kalan Pink’in diğer starlar gibi çok fazla isteği olmadı. Pink sadece oda sıcaklığının 19 derece olması ve odasına kır çiçeklerinin konmasını istedi.
TEOMAN’I SAHNEDEN İNDİRDİ
Pink’den önce sahneye Teoman, Spitney Bears ve Kurban çıktı. 22.00’de sahneden inmesi gereken Teoman, yarım saat sahnede fazla kaldı. Bu sırada Teoman’ı izlemek için sahnenin arkasına gelen Pink’i Teoman’ın menajeri uyardı ve sahneden inmesini istedi. Neye uğradığını şaşıran Pink, sinirli bir şekilde sahneden indi. Konserini yarım saat geç bitiren Teoman, bu kez basın mensuplarının fotoğraf çekimi için izin verilen yere Pink’i izlemeye geldi. Bir anda Teoman’ı sahnenin önünde gören Pink, hemen korumalarına işaret ederek Teoman’ın ön taraftan alınıp diğer hayranlarının yanına götürülmesini istedi. Teoman, korumalar eşliğinde ön taraftan çıkartıldı.
SEVGİLİSİYLE ORTAKÖY’Ü GEZDİ
Yaklaşık 12 bin kişinin katıldığı, komedyen Cem Yılmaz ve Tülin Şahin’in de geldiği konser sonrası Ortaköy’ü gezen Pink, Avusturya asıllı sevgilisi Niko Cernizi ile Mori Bar’da gecenin geç saatlerine kadar eğlendi. Altı kişilik koruma ekibi ile dolaşan sanatçının yakın korumaları, kendisini görüntülemek isteyen gazetecilere zor anlar yaşattı.
(Serkan HAMZA, Sabah, 26.07.2004)
Pink, konser öncesi deniz sefası yaptı !
Dün akşam Kilyos’taki Solar Beach’te sevenleriyle buluşan sanatçı, konser öncesinde sevgilisiyle deniz keyfi yaptı. Birkaç saat yüzen ve güneşlenen Pink, daha sonra kulise çekilerek hazırlıklarını tamamladı ve Türk hayranlarının karşısına çıktı.
günlerini geçirmek üzere Hilton Otel’e yerleşen sanatçının, gelir gelmez yaptığı ilk iş Türk hamamına girmek oldu. Otelin hamamında yorgunluk atan Pink’in istekleri ise birçok dünya starıyla karşılaştırıldığında son derece mütavazıydı. Oda ısısının 19,5 dereceye ayarlanması, tarihi yerleri dolaşırken 5 özel korumanın kendisine eşlik etmesi ve gezi programına alışveriş için mutlaka Kapalıçarşı’nın eklenmesi, otel odasına bol miktarda kır çiçeği konulması gibi basit taleplerde bulunan Pink, yine starların aksine otel odasının kapısında görevli de istemedi. Hayvanları koruma derneklerinin aktif üyesi olduğu bilinen sanatçı, otomobille Boğaz turu yaptığı sırada da bir ara araçtan indi ve bir sokak kedisini sevdikten sonra yeniden yoluna devam etti.
Hürriyet
Haber Giriş Zamanı : 18:37:23 – 25.07.2004
(haber3.com)
©2004-2010 TST Interactive Company