banner
banner

Irene Cara’yı İlluminati mi Öldürdü?

Bir sanatçı düşünün… Hem oyuncu, hem şarkıcı… Evinde büfesini hem sinema dünyasının en büyük ödülü Oscar, hem de müzik dünyasının en önemli başarısı Grammy süslüyor. İşte bu isim olan Irene Cara’nın evinde ölü bulunduğunu öğrendik bugün…
Haberi bir arkadaşımın Facebook paylaşımında öğrendim. Yaşadığım şoktan dolayı hangi arkadaşım olduğunu da şu anda hatırlayamıyorum. Hemen ben de Facebook, Instagram ve TikTok hesaplarımda gönderiler, hikayeler paylaştım. Çünkü çocukluğumuzun bir kahramanı daha cennetteki yerini almıştı. Daha yeni hafıza tazelemek için “Fame” müzikalinin DVD’sini arşivime katmıştım. “Fame”in yeni versiyonu yıllardır bende vardı ama orijinalini de koleksiyonuma eklemek istemiştim. Filmi yıllardır izlemediğim için yeni izliyor hissine kapılmıştım. Cara, filmin hem başröl oyuncularından birisiydi, hem de “80’ler” denince akla gelen ilk parçalardan olan müzikalin ana tema şarkısını seslendiriyordu. 80’lerde Irene Cara ile yatıp, Irene Cara ile kalkar hale gelmiştik. “Fame” müzikalinin dizisi de çıkmıştı. Hatta öyle büyük bir başarıya ulaşmıştı ki, Michael Jackson’ın kız kardeşi Janet Jackson da dizide boy göstermişti.


Sadece “Fame” mi? Irene Care 80’li yıllara birçok şarkısı ile damgasını vurmuştu. Bunların en bilinenlerinden birisi de bende yıllardır DVD’si bulunan “Flashdance” müzikalinin ana tema müziği “What A Feeling”di. Nilüfer de bu efsane şarkıyı “Varsa Söyle” ile Türkçe’ye uyarlamıştı. Jennifer Lopez “I’m Glad”, Geri Halliwell ise “It’s Raining Men” klibinde Jennifer Beals’in Irene Cara’nın parçası eşliğinde yaptığı efsanevi dans sahnesini taklit etmişti. Ginger Spice, “It’s Raining Men”de aynı zamanda yine Irene Cara’nın az önce bahsettiğim müzikali “Fame”deki bazı sahneleri de yeniden canlandırmıştı. Benzer bir sahneyi Seksenler konseptli bir klip olan Jonas Brothers grubunun eseri “Only Human”da da görebilirsiniz.
Peki neden uzun bir aradan sonra yeniden bir yazı yazma ihtiyacı hissettim? Evet, hayatımı etkileyen birçok megastar’da olduğu gibi Irene Cara’ya da web sitemde yer vermek istedim. O ayrı… Ama aynı zamanda ölüm nedeninin açıklanmaması beni yine şüphelendirdi. Yine bir ünlü evinde esrarengiz şekilde ölü bulundu. Bugün 26 Kasım 2022 olabilir ama Amerika’daki saat farkı nedeniyle Cara’nın Wikipedia’ya kaydedilen ölüm tarihi 25 Kasım 2022 oldu. İşte şüphelerimi doğrular nitelikte bir tarih… İlluminati tarikatı birçok ismi ayın 25’inde kurban ediyor. Daha önceden “İlluminati ve Müzik Dünyası” başlıklı yazımda bundan daha detaylı bahsetmiştim. Henüz ölüm haberi çok taze. Nedeni bilinmiyor. Belki ölüm senaryosu yazım aşamasında… YouTube’a henüz İlluminati bağlantısı ile ilgili video da konulmuş değil… Ben sadece hislerimi paylaşmak istedim.
Gerçekten zor bir ay oluyor. Daha 3 gün önce Düzce’de yaklaşık 6 şiddetinde bir deprem oldu. Birçok insanda olduğu gibi beni de yataktan fırlatıp korkuttu. 13 gün önce Taksim’deki terör saldırısında birçok vatandaşımız şehit oldu. Kızıyla birlikte teröre kurban giden Arzu Öğretmen bir arkadaşımın arkadaşıymış. Akrabalarda da maalesef son aylarda kayıplarımız oldu. Rahmi Enişte, kuzenimin bebeği ve Gülay Teyze’nin ardından daha 5 gün önce Edip Enişte de hayata gözlerini yumdu. Aynı gün tiyatroyla ilgilenen bir arkadaşımın Tolga Güleryüz, Burak Topçu ve Özgür Karataş adındaki tiyatrocu arkadaşları da trafik kazası geçirerek bu dünyadan göç etmişlerdi. Son aylarda Irene Cara gibi birçok sevdiğimiz ünlüyü de kaybettik. Bunların arasında olan ve geçen ay aramızdan ayrılan ünlü spiker Halit Kıvanç’la ilgili bir anımızı anlatmak istiyorum. Tarih 1 Ekim 1995’ti. “Emmim Florya” adındaki aynı lokantada yemek yemiştik. Annem ona “Merhaba” demişti. O da bize el sallamıştı. Onunla televizyocuyken hiç çalışmadım ama kendisiyle çalışanlarla beraber mesai yapmıştım.
2 ay önce de rahmetli usta sanatçımız Bülent Oran’ın 18. ölüm yıl dönümüydü. Onunla ilgili de bir anımı eklemek istiyorum. Kendisini hiç ummadığım bir anda görmüştüm. 11 Kasım 2001’de kuzenlerimin evinden ayrılmış, kendi evime dönüyordum. Deniz otobüsüyle Bakırköy’e varmıştım. Tam Özgürlük Meydanı’na yaklaşmıştım ki, önüme cep telefonuyla konuşan bir adam çıkmıştı. Doğal olarak suratına bakmıştım. Aaaa, bu Bülent Oran… Simitçinin yanında… Aramızda… Yine hiç çıkartmadığı o ünlü şapkasıyla… İsmini hatırlayamayan, “Ya bu adam şey, hani var ya? Neydi?” diye kendi aralarında konuşan genç bir çifte gülerek “Bülent Oran” demiştim. Bu arada bugün Michael Jackson’ın “Dangerous” albümünün 31. yıl dönümü ve Rock’ın babaannesi Tina Turner’ın doğum günü… “Thriller 40” da bu ay yayınlandı. Belirtmeden geçmek istemedim.
Bu yazımı makalem içerisinde adı geçen rahmetlilerin yanı sıra geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Komet adıyla bilinen ressam ve şair Gürkan Coşkun, Amerikalı rapçiler Coolio – Aaron Charles Carter, Öldürülen Şarkıcı Onur Şener, Müzisyenler Tuncay Alpay – Aziz Karataş – Nazmi Sunal – Turgay Özüfler, Türk tiyatrosunun duayen ismi Yıldız Kenter’in Nihat Akçan ile evliliğinden dünyaya gelen kızı Leyla Kenter, Hollywood oyuncuları Angela Brigid Lansbury – Robbie Coltrane – Leslie Phillips – Kevin Conroy, Oyuncu ve sunucu Billur Kalkavan, Eski milli basketbolcu Hurşit Baytok, Duayen sunucu Bülend Özveren, Uzun yıllar TVF Burhan Felek Vestel ve 50. Yıl Deniz Esinduy Voleybol Salonları Amiri olarak görev yapan Ramiz Kayın, Gazeteciler Ahmet Tulgar – Hıncal Uluç, Türk voleyboluna sporcu; yazar; programcı ve yorumcu olarak değerli katkılar sağlayan eski milli voleybolcu Metin Görgün, Yeşilçam oyuncusu Rıza Akın, Şair ve şarkı sözü yazarı Hülya Şenkul ve Voleybol koçu Kürşad Dolunay’a adıyorum.


Article Categories:
Müzik
Likes:
0

Leave a Comment