21 NİSAN 2000 CUMA: Bugün çok güzel bir gündü. Niye mi? İlk kez yabancı bir konsere gittim. Blue Jean’den konsere gitme hakkı kazanmıştım ve bugün olduğunu tam zamanında duyup Steve Vai konseri için hazırlandım. Biliyorsunuz, Steve Vai dünyanın en ünlü gitaristi… Steve Vai konserde ayağı ve ağzıyla çalmak başta olmak üzere ne numaralar yaptı…
Neyse, giyinip deniz otobüsüyle Bostancı’ya gittim. Limandan Bostancı Gösteri Merkezi’ne yürüdüm. Taa Lunapark’ın sonuna kadar sıra vardı. Ben çaktırmadan en öne geçtim. İyi ki öyle yapmışım çünkü ben özel davetli olduğum için benim başka kapıdan (protokol) girmem gerekiyormuş. “Ben Blue Jean’in davetlisiyim” deyince “Yan kapıdan gir” dediler ve tek tük insanın girdiği kapıdan girdim. “Nereden?” dediler, ben de “Blue Jean’den” dedim ve hoppp nüfus cüzdanımı gösterip girdim. Protokolden AF grubu da girmişti. Fakat Asrın aralarında yoktu. Saçı sarı boyalı ve kolları dövmeli olan çok artistik duruyordu. Gören de onun konseri sanırdı. Hemen sahneye yakın oturdum. Ortadaki sandalyeleri kaldırmışlardı, çünkü bu bir rock konseriydi ama ben yasaklı koltuklara yakın oturduğumdan ve önümde ayakta seyirci olmadığından (sahnenin solundaydım) daha rahat seyrettim. Aslında ayakta izledim. Ben de herkes gibi sandalyeye çıktım.
Aslında gitar öğretmenim Orhan’ın (şu anda gitar bilmiyorum. Yıllar evvel ders almıştım ama devam etmek nasip olmamıştı) grubu Acil Servis ön grup olarak çıkacaktı ama çıkmadı. Neyse, saat 9’da Steve Vai sahneye çıktı. Uzaylı gibi gözlük takmıştı. Zaten bazıları onun uzaylı olduğuna inanıyorlarmış. Kim başarılı olsa bilin ki ona uzaylı diyeceklerdir. Ben şarkı söylediğini bilmiyordum, sırf gitar çalınacak sanıyordum ama Steve Vai bazı şarkılarını seslendirmişti. Ayrıca çok güzel taklit yapıyor. Özellikle kız sesi taklidi çok komikti. Boynunda Türk bayrağı konseri vardı. Zaten Türkiye’ye hayranmış. Röportajında okumuştum bunu zaten… Konserde “Ben okul yıllarımda haritada hep Türkiye’ye bakardım ve hep oraya gelmek isterdim. Böyle geleceğim hiç aklıma gelmemişti.” derken duygusal bir tonda konuşuyordu. Bir ara da “Türkiye konseri bu turun en fantastik, eğlenceli olanıydı.” dedi. Bu da yetmedi, Türkiye konserini kaydettiklerini söyledi. Ben hep Türkiye’de bir live albüm olmasını istiyordum ve herhangi bir live albümün konserine şahit olmak istiyordum. Bugün ikisi de, hatta üçü de gerçekleşti. Üçüncüsü ne mi? Sırf bu live albüm için başka yerde çalmayacağı yeni bir beste çaldı ve ben böyle bir şeye de şahit olmak istemiştim. Ayrıca Steve Vai tam iki adım önüme geldi, herkes saldırınca Steve Vai kaçtı sahneye… Biri de önceden sahneye fırlamıştı.
Gerçekten çok radikal ve güzel çalıyor. Bir zenci, bir sarışın, bir yaşlı ve bir kısa saçlıdan oluşan orkestrası da güzeldi. Vokalsiz de güzel müzik yapılabileceğini kanıtlamış insanlardan biri aslında Steve Vai… Kalp şeklinde bir gitarı vardı, çok değişikti. Pena ve bateri sopalarından kapamamıştım maalesef… Keşke kapsaydım, bunu da istiyordum. Konserin sonunda Steve Vai, Galatasaray formasıyla çıktı ve “Tebrikler Galatasaray” dedi Türkçe olarak… Bir de konserin başında “Teşekkür ederüm” demişti Türkçe olarak…
Neyse, sonra konserin son parçasını çaldı. Deri pantolon giymiş bir kız amatör bir kamerayla sahnede konseri çekti. Herhalde gazeteci değil, Steve Vai’nin tanıdığıydı. Belki klip yaparlar. Zaten gazetecilere konserin başında çekmelerine izin vermişlerdi. Uff, uzadıkça uzuyor. Fazla detaya girmeyeyim.
Konser bitince dışarı çıktım ve kuzenimin cebini aradım. Hemen bulduk birbirimizi… Yanımda cep vardı da, ondan, yoksa henüz cep telefonum yok. Sonra biraz orada durduk, Asım Can Gündüz’ü gördük. Kuzenlerim Aptüllica’yı görmüş. Sonra kuzenlerimin evine gittik. Zaga’yı izledik birlikte… Kuzenlerimden birisi Banu Alkan’ın taklidini çok komik yaptı ve gün bitti. Zaten bitmişti, çünkü konser 12’ye doğru bitti. Malum, 12’den sonra yeni gün başlıyor!
26 ARALIK 2013’TEN NOT: Evet, haklısınız. “Madem 1999 yılında web siteni açtın? Neden ilk gittiğin yabancı konseri web sitene 2013’te koydun?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Belki de sadece gaipten sesler duyuyorum. 😀 Şaka bir yana, aslında Steve Vai konser kritiğimi 2000 yılında TST Interactive’e koymuştum bile… Sadece Türkçe bölümüne daha yeni koydum. Web sitemin İngilizce bölümünde yer alan yegane konser kritiğidir Steve Vai… Ayrıca aslında İngilizce de olsa web siteme koyduğum ilk konser kritiğidir. http://www.tst.gen.tr/stevevai.htm adresinden okuyabilirsiniz. Türkçe olanını da 2000 ajandamdan 13 yıl sonra bilgisayara geçirdim. Blue Jean dergisi sayesinde gittiğim Steve Vai konserinin yeri, ilk gittiğim yabancı konser olduğu için gönlümde ayrıdır. Fakat 13 yıl içinde 5 tanesi müzikal olmak üzere 47 yabancı konser izlemişim. İnşallah Aerosmith ve Justin Timberlake de yolda… Dün tek fotoğrafta 2000-2013 yılları arası gittiğim yabancı konserleri derlemiştim.
İşte Steve Vai’den Flo Rida’ya şu ana kadar gittiğim yabancı konserler… 5 tanesi yabancı müzikal da olsa onları da (ABBA GOLD, Michael Jackson / Immortal, Grease, Todes ve Stars In Concert’tan bahsediyorum) “İzlediğim yabancı konserler” derlemesine koymaya karar verdim, çünkü sonuçta Broadway gibi yerlerde çıkmış gruplar onlar da… İnşallah unuttuğum yoktur. Yalnız beni epey uğraştırdı. “Gittiğim Türk konserleri” diye bir derleme daha yapacaktım, vazgeçtim galiba.. 😀 2013’te sadece Flo Rida’yı izlemiş olabilirim yabancı olarak ama zamanında epey yabancı konsere gitmişim farkında olmadan… Ben de bu derlemeye giriştiğimde fark ettim. Güzel oldu ama… 1993 yılındaki Michael Jackson konserine gidemediğim için (çünkü 12 yaşındaydım) o konser içimde bir ukde olarak kalmıştı, o ukdeyi bu konserlerle biraz olsun giderdim… Konser anılarımı www.tst.gen.tr ‘den okuyabilirsiniz…
© 26.12.2013 TST Interactive Company