banner
banner

Eskiden Beslediğim Kuşlar ve Balıklar

90’lı yıllarda bir disketin içindeki bilgisayar dosyasında o zamana kadar beslediğim tüm kuş ve balıklarla ilgili bilgileri yazmışım. Eski anılarıma bakarken rastladım ve web sitemde paylaşmaya karar verdim. Zaten web sitemde #Fıstık, #Güney, #TweetyVeYavruları ve kedim #PamukPrenses‘e sayfalar yapmıştım. Diğer kedim Cimcime Fıstık’a da yakın gelecekte onun için yaptığım kliplerden bir köşe açmayı planlıyorum. Peki önceki beslediğimiz hayvanlar ile ilgili 14-15 yaşlarımda neler yazmışım? Son güncelleme tarihleriyle beraber aşağıda okuyabilirsiniz… 

Stairway-To-Heaven-Desktop-Wallpaper

ATEŞ

 

Tupturuncu bir kanaryadır. Hem kardeşi, hem arkadaşı Kartopu’dur. Bunun yanında Ayçiçeği’ni çok severdi. Amcam onu ve Kartopu’yu Tarcan ailesine verdi. 1-2 kere dışarı çıktı. Tatile gidince amcama bırakma bahanesiyle Karacabey’e götürdüler. Şu anda öldüğü ve kaldığı bilinmiyor. İnşallah yaşıyordur. Erkek olmasına rağmen ötemiyordu, çünkü doğuştan ses telleri bozuktu.

Son güncellendiği tarih: 23 Ağustos 1995 Çarşamba, 12:07:30

 

AYÇİÇEĞİ

 

Sarı, maske gibi gözünde siyahlı ve bazı yerlerinde siyah olan bir kanaryadır. O da bülbül gibi öter. Erkektir (zaten hiç dişi kuşumuz olmadı ki…). Nermin Teyze, Yankı hastalandığı zaman vermişti ama Allah’a şükür o zamanlar iyileşmişti. En yakın arkadaşları Yankı, Ateş, Kartopu ve amcamın bazı kuşlarıdır. Yankı öldükten 1-2 yıl sonra Ateş ve Kartopu gelmiştir ve 3’ü birlikte anılmaya başlamışlardır. İsim babası ablamdır. İki kere amcama verdik. İkincisinden sonra geri almadık.

Son güncellendiği tarih: 24 Şubat 1996 Cumartesi, 17:24:04

 

BETALAR

Beta 1 : Bakırköy’de görüp, aldık. Kırmızı bir beta balığıydı. Bu yüzden adına Beta koyduk. Bir süre baktık. Sonra yolculuk için annemler kalktığında balığı kavanozunda bulamamışlar. Salonda, her yerde aramışlar ve bayağı ötede bulmuşlar. “Öldü” diye annem tam süpürgeyle alacakken, yaşadığını anlamışlar. Amcama ödünç verince, onlar işteyken, gene intihar etmiş ve ölmüş. Onlar da aynısından bir balık almışlar.

Beta 2: İşte bu balık Beta 2… Tabii ablam ve ben daha 2. balık olduğunu bilmiyorduk onun… Ona da baktık. Ama noktaları siyahtı ve Beta 1 gibi aynadaki görüntüsüne kızmıyordu. Bir gün ablamla ben kavanozuna dinlendirilmiş su yerine soğuk su koyduk. Sabah uyandıklarında ben yem attım ve öldüğünü anladım. Mantar hastalığına yakalanmıştı. Mezarı bizim evin bir saksısındadır. O kahvaltıda ya da öğle yemeğinde gerçeği öğrendik.

Son güncellendiği tarih: 21 Ağustos 1995 Pazartesi, 11:38:40

NOT: Son cümlede bahsedilen gerçek aslında o balığın ikinci balık olduğudur. (19 Şubat 2004 Perşembe, 15:27)

 

CİMBOM’LAR

 

CİMBOM 1: Cennet papağınıdır. 1994’te doğmuştur. Yeşil, kırmızı ve turuncudur. Her yeri batırabilme özelliğine sahip olduğundan dolayı geri verilip, yerine Miniş ve Cimbom 2 alınmıştır. İsim babası babamdır. G.S.’ye şans getirmiştir. En yakın arkadaşı kutudaki gagası kırık papağandır. Bir gün masamın altını temizlerken onun hakkında o zamanlar yazdığım bir kaynak buldum. 28 Eylül 1994 Çarşamba günü almışız onu… O hafta sonu pembe salıncağı ve pembe yemliği alınmış. 6 Ekim 1994 Perşembe günü bir çırpıda bitirdiği mürekkep balığı yerine yenisini ve pembe merdiven almışız. 1-2 gün sonra da vermişiz.

CİMBOM 2: Yeşil bir muhabbet kuşudur. En yakın dostu Miniş’tir. 1994’te doğup, aynı yıl ölmüştür. Kafası sarıdır. Kanatları sarı-siyah’tır. Totosu beyazdır. Yerine Cimbom 3 alınmıştır. Ölüm nedeni aşırı ishaldır. Kuyruğu siyahtır.

cimbomaöpücük

CİMBOM 3: Yeşil bir muhabbet kuşudur. En yakın dostu Miniş’tir. 1994’te doğmuştur. Diğer arkadaşları Boncuk, Can, Çivit, Canik, Maviş 3 ve bazı sokak kuşlarıdır. Kafası sarı, kanatları siyah-sarı, kuyruğu lacivert, kıçı da beyazdır. Neredeyse Türkiye’nin yarısını gezmiştir. Michael Jackson, Sezen Aksu, Grup Vitamin, Aşkın Nur Yengi gibi şarkıcıları dinler. Bazen anlaşılmaz bir şekilde konuşur ve öpücük yollar. 1 hafta Ayla Teyze’ye, 5 gün de teyzemlere ödünç verilmiştir. Aslında teyzemlere temelli verilmişti ama Mert’in astımın yüzünden geri verdiler. Bayram tatilinde Miniş ve onu yanımızda almıştık. Nevşehir’e giderken Konya’da yemek yemek ve bazı tarihi yerleri görmek uğruna camı hafif aralayarak onları arabada bırakmıştık. Tam sıcaktan ölme zamanlarındayken geldik. Dışarı çıkardık 2’isini ama halan daha ağzı ve kanatları açıktı ve küçülmüşlerdi. Annem üzerlerine soğuk su döktü musluktan ve kendilerine geldiler. Suluklarına su koyarak ve biraz dışarda bekleterek yolculuğumuza devam ettik. O günden beri yemeklerde onları yanımıza getiririz ve fısfıs koyarız arabaya (kanatlarını açınca üzerlerine sıkmak için)… Zaten bir Tekirdağ köftecisinin garsonları Miniş ve onu çok iyi tanıyor. Masamın altından bulduğum kaynakta teyzemlerden 27 Ekim 1994’te geri aldığımız yazıyordu. Ayrıca kuzenlerim ona “Cimbom” değil, “Minik”derler ama o Cimbom ismine alışmıştır. Ayrıca 25 Ağustos 1995 Cuma günü Gül Teyzelere temelli vermiştik. Biz gidince boynunu bükmüş ve titremeye başlamış. Yaşar Amca ne yapacağını şaşırmış ve Şahika Teyze’ye danışmış. Hemen Maviş adında bir dişi kuş almış onun için… Tabii (söylemesi ayıp) Cimboş onu halletmiş. Maviş ve ona kedi, yiyecekmiş gibi bakmış balkonda ama Allah’a şükür kurtulmuşlar. 5 Eylül 1995 Çarşamba günü dayanamadık ve onu, Yaşar Amcaları razı ederek, geri aldık. Kafesi onlarda kaldı ama Cimbom daha önemli… Ayrıca Miniş’le birlikte onu 29 Aralık 1995 Cuma günü kuşçu (tabii evde) bir adama verdik. Oraya hemen kaynaştılar. O kadar kuş arasında birbirlerini bulmalarına rağmen arkadaşlık edindiler. Biz giderken ikisi salıktılar. Ayrıca benim yani Turgay’ın albümünde tüy renginin ilk ve son hali var. Nasıl renginin canlandığını siz görün artık… 40.000 kere maşallah! Ayrıca yerine Fıstık’ı aldık. 16 Şubat 1996 Cuma günü ondan haber aldık. O adam onu tanıdığı birine vermiş.

Son güncellendiği tarih: 24 Şubat 1996 Cumartesi, 15:06:46

 

FISTIK

 

29 Aralık 1995 Cuma günü Miniş ve Cimbom’u verdikten sonra amcam’dan (bir kaç gün orda kalmıştı) aldık. Gerçek sahibi Miniş ve Cimo’yu verdiğimiz adamdır. Rengi daha yavruyken aynı Cimbom’un rengindedir. Cimbom’un yavruluk rengi böyle canlı olmadığını düşünürsek gelin büyüklüğünü siz düşünün. 40.000 kere Maşallah… Bu arada diğer renkleri de Cimo gibidir ancak gagasında siyahlık vardır. Kapkara gözleri artık Miniş ve Cimbom’unki gibi kenarları beyazlaşır herhalde… 2.ismi Cimbom’dur ama ben yani Turgay ona Fıstık demeye çalışacağım. Çünkü Cimbom dosyasına bakarsanız bana hak vereceksiniz. Orda Cimbom 4 görmek istemezsiniz, değil mi? Her kuşun ismi öyle olursa halimiz ne olur, di mi? Omuzdan, parmaktan, kafadan, hiçbir yerden ayrılmaz. Ayı Yogi’nin bacağı, küçük oyuncak koltuk da pek rahat galiba… Yavru olduğundan uçarken her yere çarpar. Ama bu dosyaya büyüyünce de devam edeceğim. Bu arada, yanakları Miniş ve Cimo gibi mor değil, koyu mavidir.

Evet, bugün 24 Şubat 1996 Cumartesi… O günden bu yanaki değişiklikleri iletiyorum size. Uçması iyileşti. Zilli diye (Suzan Teyze’nin kuşu) 1 haftalığına bir arkadaşı oldu. “Cimbom” demesini öğrendi. Çok az “çok yaşa” ve “koştur” demesini de biliyor. Artık eski usluluğu kalmadı. Kendisinden korkanları kulaklarını ısırmak başta olmak üzere saldırıyor. Ama Allah’tan artık bu huyu azaldı. Cicoş diye bir arkadaşı var. Çok nefis oyuncak top ve zil oynar. Onları uçurur, bir yerden başka bir yere getirir, topuyla bir kedinin yumak oynaması gibi yuvarlanır. Bizim yediğimiz yemeklere, meyvelere, v.s. gelir ve yer. Bardaktan su içer ve içinde yıkanır. Çivit’le haberleşir. Gagasındaki siyahlık geçmiştir. Artık topunu kedi gibi yuvarlamaz, gagasıyla çok güzel taşır ve yere oturup oynar. Teyzesi ondan çok korkar. Onun o tatlı ayaklarını üzerinde hissettiği an çığlığı basar. O kadar da korkunç bir kuş değildir. Çok tatlı öper. Ondan korkmayan insanlar üzerinde mayışır. Tabii bu ondan korkmadığınızı belli etmek için kötü davranabileceğiniz anlamına gelmiyor.

Evet, bugün 31 Mayıs 1996… Artık konuşması gelişti. Artık “Annecim, Babacım, Hoş geldin, canım, aaaaaaa, aay, Cicoş, Boncuk, Cimbom, çok yaşa, koştur, öpücük, çok şükür, Şampiyon Cimbom, Fıstık, Fıştık, çok tatlısın, Çocuğum, küçük kuş, küçücük kuş, cici kuş, bebeğim, oğlum” diyor. Ama bunların yanında bir şeyler daha diyor ama anlayana… Top oynarken bölgesinden geçerseniz hiç acımaz, ayağınızı öyle bir ısırır ki… Artık koşsanız da kaçamazsınız. Sonra bu da yetmez, uçarak parmaklarınıza, suratınıza saldırır, apartmanda korku filmi edasıyla çığlıklar duyulur, derinizi yer, derin izler bırakır. Vursanız bile “cak cak” diyerek inadı artar. Özür dilemeniz için ya başka oyuncak ve yem vermelisiniz veya büyük aynalarda kusmasını sağlamalısınız. Sonra can ciğer dost olursunuz. Öpücükler saçar ve parmağınızı öper. Size bir daha kötü davranamaz. Araba alarmlarını, kuşları, başta Turgay olmak üzere sahiplerini, ıslık seslerini ve bunun gibi şeyleri çağırmayı çok sever. Ama çoğunlukla kafayı üşütüp onu yemek istercesine çok tatlı ve cana yakındır. Okullar bitince nedense o da rahatladı.

Son güncellendiği tarih: 31 Mayıs 1996 Cuma, 10:12:26

NOT: Bugün 19 Şubat 2004 ve Fıstık şu anda 9 yaşında… Artık eskisi gibi yaramaz değil ve ayrıca 100’ü aşkın kelime söyleyebiliyor. Onunla ilgili gelişmeleri yıllardır bu dosyaya değil, günlüğüme yazdığım gibi, yine günlüklerime yazmaya devam edeceğim.

 

KARTOPU

 

Bembeyaz bir kanaryadır. Ötüşü muhteşemdi. Ateş ve Ayçiçeği en yakın dostlarıdır. İsim babası annemdir. Amcam vermiştir. Ateş kardeşidir. Ateş ve Ayçiçeği verilince o bizde kalmıştı. Ama tıpkı Yankı gibi elimizde öldü. Mezarı da Yankı’nın bahçesindedir. Ölüm nedeni beyninde olan doğuştan bir hastalıktır.

Son güncellendiği tarih: 23 Ağustos 1995 Çarşamba, 12:08:04 

MİNİŞ VE TURGAY

MİNİŞ

 

Bu ekran gibi (tabi edit ise) mavidir. Türü muhabbet kuşudur. Öpücük yollamasını iyi bilir. En yakın arkadaşı Cimbom 3’dür. Bunun yanında Boncuk, Cimbom 2, Çivit, Can, Canik ve bazı sokak kuşlarıdır. Neredeyse Türkiye’nin yarısını gezmiştir. Köpek olarak Caniko da arkadaşı denilebilir. 1994’te doğmuştur. Kafası beyaz, kanadı da siyah-beyazdır. Aşkın Nur Yengi, Michael Jackson, MFÖ, Sezen Aksu, Ebru Gündeş dinler. Totosu beyazdır. Erkektir. İsim babası halamdır. Çünkü Balıkesir’de halamın çok sevdiği bir başka muhabbet Miniş daha vardır. Nevşehir’e giderken (kurban bayramı tatilinde) Cimbom 3 ve onu yemek yemek, kamera çekmek ve bazı tarihi yerleri görmek uğruna camı hafif aralayarak arabada bıraktık. Döndüğümüzde kanatları ve ağızları açık olarak bulduk. Biraz daha gecikseydik; Allah korusun, öleceklerdi. Dışarı çıkardık. İşe yaramayınca annem üzerlerine soğuk su döktü ve kendilerine geldiler. Suluklarına su koyup ve biraz bekledikten sonra yola koyulduk. O günden sonra yanımıza hep onları yıkamak için fısfıs alırız ve yemeklere 2’sini de yanımızda getiririz. Zaten bir Tekirdağ köftecisinin garsonları onları çok iyi tanıyor. Ayrıca 25 Ağustos Cuma-5 Eylül Salı günleri arasında Cimbom’suz kaldı, çünkü Gül Teyze’lere vermiştik. Daha Saroz’dan gelir gelmez Cimbom’la haberleştiler. Hem de daha yüzlerini bile görmeden… Eşyaları bile eve getirmeye başlamamıştık. Ayrıca 29 Aralık 1995 Cuma günü Cimo’yla (Cimbom) birlikte bir muhabbet kuşçu adama verdik. Aklımız kalıyordu ama ben (yani Turgay) de oraya gittim ve üzülmediklerini görünce sevindim. Tam tersine arkadaşlık bile edindiler. Tabi birbirlerini unutmadılar, çünkü 15-20 kuş arasında birbirlerinden başka muhabbet kuşunu öpmediler. Maşallah! Ayrıca Turgay’ın albümünde renginin ne kadar güzelleştiğini görürsünüz. Tüyünün ilk ve son hali var da.

Kuşların Tüyleri (2)

40.000 kere maşallah. Allah uzun ömürler versin. Bu arada yerine Fıstık’ı aldık. Bitti sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Miniş’in verildiği yerde mavi bir karısı olmuş. Onu baba olarak kullanıyorlarmış. Bu haberi 16 Şubat 1996 Cuma günü aldık. Bir de 23 Şubat 1996 Cuma günü başka bir haber daha aldık. Karısı yumurtlamış. Belki yavrusu bile olmuştur.

Son güncellendiği tarih: 25 Mart 1996 Pazartesi, 11:23:26

 

YANKI

 

13 yıl yaşamış bir siyah-sarı kanaryadır. 1989’da kafesi düştüğünden dolayı ödü patlayarak ölmüştür. Bülbül gibi öterdi. Arkadaşı Ayçiçeği idi. Mezarı bizim apartmanın bahçesindedir. Kefenli olarak yatmaktadır. Bir komşudan aldığımızda (tatil dönüşü) altı temizlenmemiş ve kurtlanmış olarak karşılaşmıştık. Biz alınca annemi öpmüştü. Tek gözü kör idi. Bebekken ben kalemle oymuşum. Bilinçsizdim, aklım başımda olsa asla böyle bir şey yapmazdım. Bir komşunun çocuğunun ilk konuşmalarını sağladı. Hep kafeste hapishane hayatı yaşadı. 1976’de doğdu.

 

Son güncellendiği tarih: 08 Eylül 1995 Cuma, 11:49:02

 

VE DİĞERLERİ

 

1)Dişi Kanarya: Biz daha küçükken ya da doğmamışken Yankı’yla çiftleştirmek için alınmış, fakat sonra Yankı onu istemeyince verilmiş bir dişi kuştur.

2)Pamuk: Miniş/Cimbom 3 zamanında alınmış, fakat sonra hastalıklı olduğundan dolayı verilmiş erkek beyaz muhabbet kuşudur. Kavgalı olarak zorla verilmiştir. İsim babası Turgay’dır.

3)Jimi: Bir sümüklü böcektir. Elimizden bir sürü salyangoz geçti ama bu apayrı… İsim babası ablamdır. Michael ve Madonna adlarında da sümüklü böcek beslemiştim.

4)Güvercin: Yankı zamanında, biz daha küçücükken annesi tarafından terk edilmiş olduğundan beslediğimiz bir yavru güvercindir. Uçmayı öğrenince salmıştık.

5)Serçe: Amcamlar Saros’dayken deniz dönüşünde amcam Martı Pub’ın orda çaresiz bir yavru serçe gösterdi. Ben de onu elime aldım. Üzerine tenis raketi koyulmuş bir sepete koyduk. Ekmek ve su verdik. Zaman zaman dışarı çıktı. 1 gün kaldıktan sonra iyileşince dışarı saldık. Başka serçelerle bir yuva kurdu.

6)Doğa: Saroz’da bulduğum bir salyangozdur. Taa ordan İstanbul’a getirdik. Saksıya koyduk ve 1-2 gün sonra öldü.

 

Son güncellendiği tarih: 23 Ağustos 1995 Çarşamba, 21:45:06

 

BİZİM OLMAYANLAR

 

Bu dosyada bizim olmayan ev hayvanlarından söz edeceğiz. Bu dosya bizimdir. Her hakkı mafuzdur. Bizden tasdikli izni olmadıkça disket, printer, harddisk, v.s. gibi bilgisayar araçlara kaydı, çoğaltılması ve satılması yasaktır. Aksine hareket 5846 ve 2936 sayılı ve 3257 sayılı yasalar gereğince suç sayılmaktadır. İşte o hayvanlar:

1)Boncuk: Şahika Teyze’lerin kuşudur. Koyu yeşildir. Boncuk, Buket, Şahika ve Özcan demesini bilir ama bir türlü Eser diyemez. Miniş ve Cimbom’la 2 kere salmıştık. Ama şimdi salamıyoruz çünkü konuşmayı unuturmuş (!) Miniş ve Cimbom 3’ün bile yapmadığı komik bir hareketi yapar. Erkektir. Oyuncaklarla oynar.

2)Çivit: Saadet Teyze’lerin dişi muhabbet kuşudur. Miniş ve Cimbom ona aşıktır, çünkü bu güzel fıstık için kavga ederler. Çiviti mavidir. O yüzden ona “Çivit” ismini koymuşlardır. Oyuncaklarla oynar, bazı insan besinlerini yer.

3)Can: Sibel Teyze’lerin kuş(lar)u(ı)du(ı)r. İlk önce melez bir kuş aldılar. Kaçtı. Galiba yaşlı bir kadının evine girmiş. Onun yerine sarı bir muhabbet kuşu aldılar. Bu kuşu alındığı gün Çivit’le saldılar. Çivit onu dövünce bize getirip Miniş ve Cimbom’la saldılar. Sonra kötü bakışları yüzünden yerine Boncuk’un renginde bir Can aldılar. O kaçmış ve 15 gün sonra beyaz (yanakları mavi benekli) bir muhabbet kuşu içeri girmiş. Onun adı da Can olmuş. Ay, içime fenalık geldi. Acaba şimdi onların ne tür bir kuşu var?

4)Caniko: Bir köpektir. Çok uysaldır. Hiç havlamasını duymak bize nasip olmadı. Biz onlara gidince hemen ayaklarımızı koklar. Kötü kokunca bile… Siyah ağırlıklı olmak üzere siyah-beyazdır. Saçları gözlerini kapar. Gözleri boncuk gibidir. Burnu ve dili plastik gibidir. Erkektir.

5)Minnoş: Bahar Teyze’lerin muhabbet kuşudur. Aslında Minnoş’u kedi ismi sanıyordum ama neyse… (Zaten miyavlamasını biliyor). Çiviti mavidir. Minnoş demesini bilir. Erkektir.

6)Zilli: Suzan Teyze’lerin muhabbet kuşudur. Aynı Miniş gibi turkuaz mavidir. Aslında Miniş ya da Cimbom’la çiftleştiricektik ama nasip olmadı muhabbet kuşu kitabını okuyunca… 18 Şubat 1996 Pazar günü 1 haftalığına bize geldi. Fıstık’la arkadaşlık kurdu. Geldiğinde çok korkaktı ama bize alıştı. Korkaktı, çünkü sahipleri ona vurup, iyi bakmayıp, kötü davranıyorlardı. Alıştı, çünkü biz ona ilgi gösterip, iyi bakıp, iyi davrandık. Artık çılgın ve cana yakın bir kuş oldu. Kameraya çektik.

7)Maviş:

Maviş 1: Gülsüm Teyze’nin kuşudur. Adı gibi mavidir. Dişidir. Miniş ya da Cimbom’la çiftleştiricektik ama nedeni Zilli bölümünde…

Maviş 2: Okul dönüşünde bir ilginç mavi muhabbet kuşu gördük. İlginçliği ise başında… Çünkü kafası her mavi kuş gibi beyaz değil, sarı… Çünkü kanarya ve muhabbet kuşu melezi(ymiş)… Üstelik tüm büyük pencereler ardına kadar açık olmasına rağmen hiç kaçmıyor. O günden beri ara sıra o dükkana o kuşu görmek için gittik.

Maviş 3: Halide Teyze’nin muhabbet kuşudur. Bir yolculuğa çıkarken Miniş ve Cimbom’u Ayla Teyze’ye bırakmıştık. Daha biz kapıdayken Halide Teyze geldi ve Maviş’i bıraktı. Miniş ve Cimbom onu çok sevdi. Mavidir. Hatta bir gün Ayla Teyze 3’ünü salmış ve içeri çok zor sokmuş.

8)Miniş: Sanmayın ki bu bizim Miniş… Çünkü bu Balıkesir’deki Miniş. O da mavi… Miniş’e tıpatıp benziyor. Halamın komşusunun… 1-2 değil, yaklaşık 10 şey demesini bilir. Tek sorunu gecenin köründe konuşması… Bir de halamın kayınvalidesinin kaçan Miniş’i var ama o yeşil… Aaa,unutmadan, bir de halamın Miniş’i var. Yeşildir. Beşiktaş, babacım, öpücük, en büyük Cimbom gibi şeyler der. Zaten komşusununki hariç, tüm Miniş isimlerini (bizimkinin bile) o koydu. Yalnız ismi değişti ve Popidik gibi bir şey oldu.

9)Amcamın hayvanları: Amcamın gelmiş geçmiş, ölmüş, kalmış, verilmiş, verilmemiş bir sürü kuş isminde kanaryası olmuştur (Ateş, Ayçiçeği ve Kartopu dahil…). Bir de sakaları, güvercinleri ve balıkları olmuştur.

10)Cimbom: Yaşar Amca’nın cana yakın, kaçmış kuşudur. Koyu yeşildir. Miniş ve Cimo’yu bile görmüştür. Onu bizim kuşlarla kameraya bile çekmiştik.

11)Cicoş: Bizim apartmandaki Sevgi Teyze’nin aynı Cimbom 3’e benzeyen muhabbet kuşudur. Konuşur. Fıstık’la arkadaştır. Kameraya çekmişizdir. Kelimeleri hemen kapar. Onun yanında dedikodu yapamazsınız. Mesela ablama “Ders çalış, Müge çok çalışkan, Şu çok çalışkan, ders çalış” diye komşumuzun kendi kızına yaptığı baskıları söyleyince, İlkay, “Coğrafya çalışıyorum ya!” deyince o da o lafı hemen öğrendi. Hatta yaramazlık edince anneannem ablama “Senin kuşun çok uslu, bu çok hırçın…” dedi ve Cicoş o cümleyi tekrarladı. Ama kendisi de çok tatlıdır. Ne tarafa konuşursanız konuşun ona hitaben ise dudağınıza koşar.

12)Muhterem Hala’nın kuşu: Neden mi böyle yazdım? Çünkü bir sürü ismi var; Zilli, Maviş, Şımarık…

Son güncellendiği tarih: 24 Şubat 1996 Cumartesi, 17:15:32

NOT: Yukarıda yazılan evcil hayvan biyografileri tamamen Turgay tarafından yazılmıştır. Sadece birkaç şey başkalarına danışılmıştır. Orijinal dosyalarda her yazının altında “İmza: Turgay” diye yazıyordur. Bu dosyalar aslında farklı yerlerdeydi; Word dosyası haline getirilip 2004’te birleştirilmiştir. Sadece hatalı çıkan Türkçe karakterler düzeltilmiştir, bunun dışında bir değişiklik yapılmamıştır. Kartopu ve Ateş’in amcamlardan alınma tarihi 1990 olup, Kartopu’nun ölüm tarihi 1991’dir. Ateş ve Ayçiçeği’nin verilme tarihleri ise aynı vakitlere denk geliyor. Yankı bizim yuvamıza 1978 yılında yerleşmiştir. Yukarda da belirttiğim gibi Yankı 1976 yılında doğup, 18 Kasım 1989’da ölmüştür.


Article Categories:
Kategori Dışı
Likes:
0

Leave a Comment