Evet, doğru… Yeni albümlerin kritiklerini yapmayı da seviyorum ama ben tam bir nostaljiciyim. O yüzden eski albümleri daha çok seviyorum ve konsepte göre derleme yaptığım yazılarımdan daha çok gurur duyuyorum. Divalar, kaybettiğimiz sanatçılar, rock albümleri, vesaire gibi… O yüzden bu tür listeler yapmaya devam edeceğim. Aklımda tabii ki bazı fikirler var. Bunlardan bir tanesini öne aldım. O da boyband albümleri… Her ne kadar en az 4-5 erkekten kurulu boybandler görünüşte kızlara yönelik gibi görünse de erkek fanların da örnek aldıkları, öykündükleri, yer yer kız arkadaşlarından kıskandıkları gruplar haline geldiler. Günümüzde hala boyband çılgınlıkları devam ediyor ama daha çok Koreliler kazançlı 2020’li yıllara adım attığımız bugünlerde… Jonas Brothers’tan One Direction’a yeni nesil de bu akımdan nasiplerini aldılar ama asıl kaliteli müziği yapanlar, boyband standartlarını belirleyenler başkaydı. Belirtmeden geçmeyelim; her ne kadar hiç albümlerine sahip olmadığım için listeme alamasam da Westlife ve Blue’yu da takdir ettiğimi söylemeliyim. İşte bu efsanevi erkek pop gruplarını isterseniz hatırlayalım.
THE VERY BEST OF THE JACKSONS: Evet, Beatles’tan The Beach Boys’a seyircileri çığlık çığlığa bağırtan erkek grupları daha önceden de olmuştu ama daha çok rock ağırlıklıydı bu gruplar… O yüzden onları direk kategori dışı bıraktığımızda dans eden, pop müzik yapan boyband’lerin asıl atası Popun Kralı Michael Jackson’ın liderlik ettiği ve 60’lı yıllarda sektöre merhaba diyen The Jackson 5 olmuştur. Onlardan sonra gelenlerin tek yaptığı sonradan The Jacksons adını alan grubu dans figürlerine kadar taklit etmekti. Bu yüzden hiç düşünmeden onları birinci sıraya yerleştirdim. Aslında geçtiğimiz günlerde YouTube kanalımda paylaştığım videoda da görebileceğiniz gibi Jackson Five ve The Jacksons albümlerinde eksiğim yok.
Fakat The Jackson 5ive albümleri arasında bir türlü seçim yapamadım. Hemen hemen hepsi bir başyapıt çünkü… Birini koysaydım öbürlerine haksızlık olacaktı. Ben de işin kolayına kaçarak Greatest Hits derlemeleri arasındaki en sevdiğim albüm olan “The Very Best Of The Jacksons”ı listenin zirvesine yerleştirmeye karar verdim. Çünkü ilk CD, “I Want You Back”, “I’ll Be There”, “ABC”, “Dancing Machine”, “The Love You Save” gibi Motown hitlerini barındırıyor. İkinci CD’de ise “Blame It On The Boogie”, “Shake Your Body (Down To The Ground)”, “Can You Feel It?”, “Torture” gibi Epic & Sony dönemi parçaları yer alıyor. “2300 Jackson Street” şarkısının ise ayrı bir önemi var. Çünkü Janet Jackson, Rebbie Jackson, 3T gibi müzikle uğraşan diğer Jackson sülalesi üyeleri de efsanevi gruba eşlik ediyor. The Jacksons sadece dans figürleri ile boyband’lere örnek olmadı. Biliyorsunuz ki, klasik boyband hareketlerinden birisi slow şarkıda taburelere oturup ortamı sakinleştirmektir. Bunu 90’lı yılların gruplarından yıllar önce The Jacksons bu albümde de bulunan “Dreamer”ın performanslarında yapmıştı bile… Bu arada daha önceden de yazmış olabilirim ama grup üyesi Jermaine Jackson ile 2011 yılında tanışma ve bir CD’lerini imzalatma şansını elde etmiştim.
THE ULTIMATE BEE GEES: Bee Gees’in benzer isimli başka bir derlemesinden “Arşivimdeki Vefat Etmiş Sanatçılar” yazımda bahsetmiştim. O best of’ta “Stayin’ Alive”, “Jive Talkin'”, Night Fever”, “Tragedy”, “You Shuld Be Dancing” gibi Bee Gees denince akla gelen ilk şarkıların olmamasından dolayı duyduğum hayal kırıklığını vurgulamıştım ama yıllar evvel yazdığım o yazıdan sonra öyle bir derleme aldım ki tamamen tatmin oldum. Dinlerken John Travolta’nın “Cumartesi Gecesi Ateşi” filmini izliyor gibi oluyorsunuz. İlk bakışta sadece 3 kişiden oluştuğu ve çok iyi dans etmedikleri için boyband tanımlamasına girmiyor gibi görebilirsiniz. Fakat onlar da en az The Jacksons kadar boyband’leri etkilediler. Örneğin Take That bu albümde de bulunan “How Deep Is Your Love”ı coverlarken Boyzone “Words”ü yeniden yorumlayarak kariyerlerinde zirve yaptı. Disco müziği yaptıkları için de popüler müziğe yön verdiler. Sesleri de muhteşemdi. Hem çok iyi dans etmelerine gerek yoktu. Zaten başta John Travolta olmak üzere tüm dünyayı dans ettirdiler. Madonna bile o hareketleri “Confessions” turnesinde taklit etmişti. Ayrıca 3 diskten oluşan bu albümün disklerinden bir tanesi neredeyse tüm kliplerinin yer aldığı bir DVD…
WET WET WET – PICTURE THIS: Wet Wet Wet’in “High On The Happy Side” kasetlerindeki “Goodnight Girl” en sevdiğim slow şarkılarından birisidir. Ama ben bu derlemeye “Picture This” adlı CD’lerini koymayı uygun buldum. Özellikle de “Love is All Around” adlı şarkıları büyük sükse yapmıştı 90’lı yıllarda… Albüm o kadar başarılı oldu ki “Julia Says”, “Somewhere Somehow”, “Don’t Want To Forgive Me Now”, “She’s All On My Mind” ve “Morning”e de klip çektiler. İmajları aslında bir boyband’den çok rock grubuna benziyordu ama tarzlarının popa kayması ve erkeklerden kurulu olmaları nedeniyle bu kategoriye rahatlıkla sokabiliyorum. Zaten Marti Pellow’un sesini de çok seviyorum. Rahatlatıcı bir tonu var.
EAST 17 – UP ALL NIGHT: East 17’nin bende “Resurrection” ve *Walthamstow* CD’leri de mevcut ama her ne kadar en sevdiğim E:17 hiti “It’s Alright” bu albümde yer almasa da “Up All Night” albümünü tek geçerim. Albümlere genel olarak baktığımızda bu albüm ön plana çıkıyordu çünkü… 90’lı yıllarda çıkan boyband’ler arasında en sevdiğim de belki de East 17’di. “Innocent Erotic” bence tüm zamanların en iyi açılış şarkılarındandı. Uzun introsu sizi gelecekte uzayda yaşanan günlerde gibi hissettiriyordu. Barış Manço’nun 70’li yıllarda yaptıkları gibi… Şarkının sonra 180 derece değişmesi de süper oluyordu. “Thunder” zaten büyük bir hit olmuştu. Hangi şarkısından bahsedeyim ki? “Best Days”den “I Remember”a albümdeki 13 şarkı da birbirinden güzeldi. Ayrıca albüm kapağının 3 boyutlu olmasından dolayı hareket etmesi de her zaman hoşuma gitmiştir. Sonraki basımlarında bu özellik yoktu yalnız… Neyse ki çıkar çıkmaz almıştım.
NEW KIDS ON THE BLOCK – STEP BY STEP: NKOTB’un 6 tane albümüne sahip olsam ve hepsini sevsem de aralarında seçim yapmam hiç zor olmadı ve tabii ki de en iyi şarkıları “Step By Step”in albüme adını verdiği bu çalışmayı seçtim. Olay tek hitle de sınırlı değil. “Tonight”ın şarkı içinde tarz değiştirmesi çok etkileyici! “Games”in ritmleri “Step By Step”in en büyük rakibi! “Happy Birthday” adlı parçaları ailecek kutladığımız doğum günü partilerinin fon müziği olmuştur hep… Jordan Knight grubun öne çıkan ismiydi ama grubun orijinal kadrosunda bulunan Mark Wahlberg de Marky Mark ismiyle müzik dünyasında fırtınalar estirmişti. Fakat kendisinin aksine New Kids On The Block’tan ayrılmayan abisi Donnie Wahlberg gibi sinema kariyerine daha çok ağırlık verdi. Yine de bazen sahnede eski grubuna eşlik etmeyi ihmal etmedi. Grup bu sene tekrar bir araya geldi ve boyband tarihine ışık tutan “Boys In The Band (Boy Band Anthem)” ve 80’leri anan “80s Baby” klipleriyle kendilerini özleyenleri mutlu ettiler.
DURAN DURAN – THE ESSENTIAL COLLECTION: “The Essential Collection” adında ne çok albüm yapan isim var… Mesela sırf benim arşivimde Michael Jackson, Celine Dion ve Gloria Estefan’ın da aynı isimde albümleri var. Neyse, Duran Duran 80’li yıllarda boyband denince akla gelen ilk isimlerden birisiydi. Bu best of çalışmalarında da “Girls On Film”den “Rio”ya 80’li yıllara damgasını vuran tam 18 hitleri bulunuyordu. Fakat bu kadar şarkı arasında Duran Duran denince akla gelen ilk şarkılar olan “Come Undone”, “Wild Boys”, “The Reflex” ve James Bond müziklerinden “A View To a Kill”in bu Greatest Hits derlemesinde yer almaması çok enteresandır.
KOOL AND THE GANG – LIVE: The Jacksons grubunun tehdit olarak gördüğü bir gruptu Kool And The Gang… “Cherish”ten “Fresh”e birçok hite imza atmışlardı. İşte “Get Down On It”ten “Ooh La La La – Let’s Go Dancing”e disko tarihine adlarını altın harflerle yazdıran bu parçalar tek bir albümde bir araya gelmişlerdi. Fakat canlı kayıtlı versiyonlarıyla… Bu da onların hem dans edip, hem de canlı söylerken ne kadar da başarılı olduklarının bir kanıtı gibiydi…
TAKE THAT – EVERYTHING CHANGES: Aslında Take That’in CD formatında da eserleri bende mevcut ama yine de kaset formatında sahip olduğum “Everything Changes”ı listeme koymak istedim. Çünkü Take That arşivimdeki ilk göz ağrım… Ayrıca şarkılar da harika! Örneğin “Babe” bence 90’ların en iyi slow şarkılarından birisiydi. “Relight My Fire” da 90’ların en iyi disko şarkılarındandı bana göre… Lulu da gruba eşlik etmişti. Kızlar en çok Mark Owen için çıldırıyorlardı. Grubun lideri de Gary Barlow olarak lanse edilmişti ama yine de solo şarkıcı olarak en büyük sükseyi albüme adını veren şarkıyı seslendiren Robbie Williams yaptı. Zaten Robbie gruptan ayrıldıktan sonra grup bir daha eski günlerine dönemedi. Türk kızları Williams ile evlilik hayalleri kuruyorlardı ve bunu Ayda Sabahat Evecan Field adında bir Türk kadın başardı. Robbie bir Türk ile evlendi. Son günlerde grubun Robbie’nin de yer alacağı orijinal kadro ile tekrar bir araya geleceği konuşuluyor. Bu arada “Sadece Müzik” sitesinde yazdığım bu tür derleme yazılarım gerçekten uğurlu geliyor. Kaset formatında albümlere yer verdiysem eğer, yazım yayınlandıktan kısa bir süre sonra uygun fiyata tesadüfen CD’sine denk gelip alıyorum. İnşallah yine aynı şey olur ve bu albümün CD’sine de sahip olurum.
3T – BROTHERHOOD: Tariano Adryall Jackson (Taj), Taryll Adren Jackson ve Tito Joe Jackson’dan (TJ) kurulu 3T doğuştan şanslıydı. Babaları The Jackson 5 üyesi Toriano Adaryll “Tito” Jackson’dı. Tito, oğullarına da kendi adı gibi T ile başlayan isimler vermişti. Bu yüzden grup isimleri 3T oldu. Amcaları ise Popun Kralı Michael Jackson’dı. Zaten “Brotherhood” albümleri de amcalarının kurduğu MJJ Music adlı plak firmasından çıkmıştı. “I Need You” ve “Why” şarkılarında da Michael Jackson ile düet yapmışlardı. Herbie “Gotta Be You”da gruba eşlik ederken albüme adını veren şarkıyı Prince Markie Dee ile beraber söylemişlerdi. “Sexual Attention” şarkısını ise o dönemde adını henüz geniş kitlelere duyuramamış olan geleceğin starı Robin Thicke yazmıştı. Tarzları tıpkı Boyz II Men gibi R&B olsa da delikanlı olmaları ve genetiksel dans yetenekleri sayesinde direk boyband kategorisine dahil olabiliyorlar.
GRUP LİMİT – ROMANTİK SERSERİ: Türkiye’de de sayılı da olsa bazı boyband denemeleri olmuştu. Vale, B.O.M.B. ya da Boycott gibi… Ben müzik arşivim çerçevesinde derlemelerimi yaptığım için bu gruplardan ikisini koyabiliyorum listeme. Ama bence bunlardan en önemlisi 90’lı yılların başında kurulan Limit grubuydu. Çok fazla kişi hatırlamıyor bu grubu ama zamanında New Kids On The Block’un Türkiye şubesi gibiydi. Ön plana çıkan elemanları Jordan Knight’ı andırıyordu. İyi dans ediyorlardı. Türkiye’nin ilk boyband’i oldular. Albüme ismini veren şarkı diskoların vazgeçilmezlerinden birisi olmuştu. “Sahilde Gece” ise en hoş 90’lar balladlarından birisi halini almıştı. “Maksimum Limit” şarkısını duyduğunuzda mutlaka yerinizde duramazdınız. “Çeşme Gecelerinde” şarkısı Çeşme’de tatil yapanların fon müziği haline gelmişti. Aslında albümdeki tüm şarkılar güzeldi. TV programları peşlerindeydi. Ben de albümü 1993 yılında yolculuk yaparken Susurluk durağında yörenin meşhur ayranı eşliğinde harika sokak simidi yedikten sonra oradaki büfeden almıştım. Yeni neslin bilmemesi büyük kayıp… Grubun ismini bilmeden kullanan yeni bir grup bile oldu. Şu anda grup üyelerinin ne yaptıklarını gerçekten merak ediyorum.
N’SYNC – CELEBRITY: Tıpkı The Jacksons’ın star olarak Michael Jackson’ı, Take That’inse Robbie Williams’ı çıkarması gibi *NSYNC grubu da Justin Timberlake’in yıldızını parlatmıştı. N’Sync grubu ilk çıktığı zamanlarda benim ilgimi pek çekmemişti. Fakat “Sadece Müzik” sitesine ilk girdiğimde yazığım ilk yazım olan Justin Timberlake konser kritiğimde de söylediğim gibi Timberlake solo sanatçı olarak gönlümü fethetmeyi başardığında grup kariyerlerine de yönelmiştim. Bu albümde idolü olan sanatçılar tarafından destek görmüşlerdi. Aynı plak şirketinde bulundukları ve gelecekte grup üyesi Justin ile büyük bir skandala imza atacak olan Janet Jackson ekibini onlara ödünç vermişti ve bu yüzden grup üyeleri defalarca Janet’e albüm kartonetlerinde teşekkür etmişti. “Something Like You”da Stevie Wonder armonika çalmıştı. Eminem’in pop müziği karşıtı şarkılarına cevap olarak yazdıkları “Pop”un performansında Michael Jackson konuk dansçı olarak çıkmıştı. “That Girl (Will Never Be Mine)” Timberlake’in o dönemki sevgilisi Britney Spears’ın ve erken dönem N’SYNC albümlerinin teen pop tarzına çok benzese de Pharrell Williams’ın da etkisiyle aslında albüm “Pop” şarkısının aksine genellikle R&B tarzındaydı. Özellikle de “Gone” 2000’ler klasikleri arasındaki yerini almıştı.
BACKSTREET BOYS – UNBREAKABLE: Aslında yazımın “Sadece Müzik” sitesinde ilk yayınlanan versiyonunda Backstreet Boys ve 5ive yoktu. Çünkü arşivimde materyalleri yoktu. Fakat yazım yayınlandıktan sonra bu iki grupla ilgili CD de almam gerektiğine karar verdim. Üstelik Backstreet Boys’un 2 tane CD’sini birden almıştım. Ama daha doygun bir albüm olduğu için kendi web siteme bu yazımı tekrar koyarken “Unbreakable”da karar kıldım. “Unbreakable” deyince aklınıza ilk ne geliyor? Bruce Willis’in filmi mi? Janet Jackson’ın albümü mü? Tabii ki Backstreet Boys’unki dahil benim de aklıma bunlar geliyor ama ilk anımsatan şey Michael Jackson’ın “Invincible” albümünün açılış şarkısı oluyor… Backstreet Boys’un “Unbreakable”ında ise “Inconsolable” ve “Helpless When She Smiles” büyük sükse yaratmıştı.
BOYZONE – A DIFFERENT BEAT: Boyzone da 90’lı yıllarda fırtına estirmiş boybandlerden birisiydi. Bee Gees’ten bahsederken söylediğim “Words” cover’ı bu albümdeydi. Aynı zamanda The Jackson 5’ın vokalisti Michael Jackson’ın söylediği “Ben”i de yine şu anda okumakta olduğunuz albümde yeniden seslendirmişlerdi. Albüme adını veren şarkının ve tabii ki “Words”ün yanı sıra “Isn’t It A Wonder?” da MTV ekranlarımızı meşgul etmişti zamanında…
A1 – MAKE IT GOOD: 90’lı yılların sonlarında çıkan A1 grubu asıl çıkışını 2000’li yılların başlarında yapmıştı. Özellikle de bu albümün grubun ismi gibi A1 şarkısı “Caught In The Middle” büyük sükse yaratmıştı. Aslında bu albüme bir pop grubu albümü demek de haksızlık olur. Albüm bayağı bir rock’a kayıyordu. Özellikle de “Isn’t it Cheap?” şarkıları bu tezimi kanıtlıyordu.
FIVE – KEEP ON MOVIN’: Aslında sahip olduğum bu CD bir albüm değil; bir single… Ama yine de listeme koymak istedim. Çünkü tam 4 şarkıya sahip olduğu için bu maxi single mini bir albüm olarak da kabul edilebilir. Aynı zamanda bir CD-Rom olan bu CD’de “Keep On Movin'”, “How Do Ya Feel”, “Reminiscing” ve “Inspector Gadget” parçaları bulunuyor. Beşinci track olarak görünen “Enhanced CD”yi de bir şarkı sanmıştım fakat bunun nedeni multimedyalı olmasıymış. Günümüzde insanlar 4-5 şarkıyı bir araya getirebildiğinde “albüm” olarak nitelendirdiği için 5ive grubunun bu eserini takdir etmek gerek. Grubun üyelerinden Abs’in Türk asıllı olduğunu ve gerçek adının Abidin olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Grubun adının hep The Jackson 5’tan arak olduğunu düşünmüşümdür yalnız… Çünkü onlarınki de bazen Five veya 5ive olarak yazılıyor.
VOICE MALE – COLORS: Utah’dan çıkmış bir akapella grubu olan Voice Male tabii ki “It Feels Good”dan “Voice Of Angels”a kadar kendi şarkılarıyla da adlarından söz ettiriyorlardı ama enstrünman yerine kendi seslerini kullanarak dikkat çekmeyi başaran grubun asıl ses getirdiği çalışmalar “Take a Chance On Me” ve “Another Brick In The Wall” gibi coverlardı. Tabii ki tıpkı Ricky Martin gibi onlar da Sertab Erener’in sesine karşı koyamamışlardı ve bu albümlerine “Zor Kadın”ı da alarak divamız ile düet de yapmışlardı. Üstelik Erener’in Eurovision zaferine 4 yıl daha vardı.
BİRKAÇ İYİ ADAM: Yonca Evcimik 90’lı yıllarda fırtınalar estirirken dansçılarına da albüm yapması gerektiğini düşündü ve erkek dansçılarını “Birkaç İyi Adam” ve kız dansçılarını “Çıtır Kızlar” adıyla lanse etmişti. Çıtır Kızlar’dan kısa bir süre sonra Spice Girls’ün çıkması akıllarda soru işaretlerine neden olsa da benzerliğe rağmen aslında Çıtır Kızlar daha önceden çıkmıştı, yani taklit suçlamalarından yırtmışlardı böylece. “Birkaç İyi Adam gidiyorduk kızlara” diye şarkı söyleyen diğer grup ise zaten dönemin yabancı erkek gruplarından esinlenmeydi. “Öpücük” şarkıları da hit olmuştu. Grubun en büyük avantajları dans kökenli olmalarıydı. Aytunç Bentürk dans okulu açtı, bunun yanında bazı ses ve dans yarışmalarında dans koçluğu yapıyor. Jüri olmuşluğu da var. Gruptan ayrılan ilk üye Faruk Kurukaya ise Faruk K. adıyla yaptığı solo çalışmalarıyla başarılı oldu ve hala müzik kariyeri devam ediyor. Murat İnce Taksim’de mekan işletiyormuş. Hakan İlban yoluna fotoğrafçılıkla devam etti. Gruba sonradan dahil olan Ogün Özkutlu ise Almanya’ya yerleşti.
The Jacksons üyesi Michael Jackson; Kool & The Gang üyeleri Richard “Rick” Westfield, Claydes Charles Smith, Robert Spike Mickens ile Bee Gees üyeleri Robin Gibb ve Maurice Gibb artık aramızda değiller… Yazımı onların yanı sıra geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Yeşilçam oyuncuları Abdi Algül – Tarık Ünlüoğlu; Amerikalı şarkıcı, model ve aktris Diahann Carroll; rock grubu Cream’in üyesi Peter Edward “Ginger” Baker; Türkiye’nin ilk rock gruplarından Örümcek’in kurucusu Talat Bektaş; TBMM Müşaviri Turan İlteber Yalçın; Tarzan’ın eşi olarak da bilinen Florida Güzellik Kraliçesi Valerie Lundeen Ely; Amerikan country müzik radyosu denince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Bob Kingsley; ABD’li genç boksör Patrick Day; Sulli adıyla bilinen Koreli kız grubu f(x) üyesi Choi Jin-ri; “Otostopçunun Galaksi Rehberi” filminden ve “Doctor Who” dizisinden tanıdığımız Stephen Moore; Hollywood oyuncuları Robert Forster – Karen Pendleton – Rob Garrison – Linda Porter; ünlü basçı Larry Junstrom ve “Busbee” adıyla tanınan şarkı yazarı Michael James Ryan’a adıyorum. Gelecek yazıda görüşmek üzere…
NOT: 28.10.2019 tarihinde yazdığım bu yazım ilk olarak 02.11.2019 tarihinde http://www.sadecemuzik.net/Turgay-Suat-Tarcan/en-iyi-15-boyband-albuemue.html adresinde yayınlanmıştır.