banner
banner

Emek Hırsızlığı Üzerine…

sebnem_ferah1

Tüm Şebo’culara merhaba. Şebnem Ferah Fan Club’ın ilk dergisinde de yazım olmasına rağmen 20.04.2010 tarihinde kaleme aldığım bu yazımı ilk köşe yazım olarak kabul ediyorum. Tabii ki Spor Turco sitesinde de köşe yazarlığı yaptım. Ayrıca profesyonel televizyoncuyum, yazdığım ve kurguladığım haberleri milyonlar izliyor. Yani kastettiğim şey, Şebnem Ferah dergisinde ilk köşe yazımı yazıyorum. Yıllar evvel Türkiye’deki ilk Şebnem Ferah dergisine imza atan, ilk Şebnem Ferah t-shirt’ünü (ve tabii ki flama, kupa, takvim gibi diğer ürünleri) dizayn eden ve başta 10. yıl plaketi olmak üzere bir çok önemli organizasyona imzasını atan Muhittin Kurban’a bana bu imkanı sağladığı için teşekkür ediyorum. Şimdi diyeceksiniz ki “Nasıl yani? İlk Şebnem Ferah dergisine http://www.sebnemferahclub.com/ sitesi mi imza attı? Ama ben geçenlerde bir siteye girdim, ilk dergileri yaptıklarını iddia ediyorlardı” diye… İşte tam da ilk ele alacağım konunun üzerine bastınız. Düzinelerce Şebnem Ferah Fan Club var ama fikir ve emek hırsızlığı nedeniyle ilkleri yapan ve farklı olan hangisi belli olmuyor…
İlk önce olayların en başına dönmek istiyorum. Şebnem Ferah ismini aslında 1994 yılından beri biliyorum. 1993 yılından beri Blue Jean, Walkman, Pop Corn, Rock!, Billboard, Rolling Stone, Free, GO!, Dream, Popsi, Number One, Top Pop, Rock Kazanı gibi sayısız müzik dergisi aldığım için Volvox grubunun varlığından haberim vardı. Fakat daha önce dinlemediğim için aslında 1988 yılında kurulmuş olan grubun sadece röportajlarını, haklarında yapılan haberleri okuyordum. Bende o yıllardan kalma posterleri bile vardır. O yüzden Tarkan, Sezen Aksu gibi albümlerini aldığım sanatçıların geri vokaller kısmında ismini gördüğüm Şebnem Ferah’ın hayranı değildim doğal olarak… Volvox olarak ilgilerimi çekmişlerdi tabii ama hayranları olacağımı bilemezdim tabii ki… Derken Özlem Tekin alternatif pop dediği tarzdaki ama rock şarkıları da barındıran albümünü çıkardığında Şebnem Ferah’ı daha çok merak etmeye başladım. Çünkü grubun asıl vokalistinin Şebo olduğunu radyolardan, dergilerden falan duymuştum. Özlem Tekin’in albümünü çok beğendiğim için “Volvox grubundan Şebnem Ferah da albüm yapacak” tarzındaki haberler merakımı körüklemişti. Derken o reklam çıktı Kral TV ekranlarında… “Vazgeçtim Dünyadan” adındaki klibinden kısa bir bölüm gösterilen reklamda “Şebnem Ferah’ın ‘Kadın’ albümü çok yakında tüm müzik marketlerde” deniyordu. 1996 yılıydı. Koşa koşa albümü çıkar çıkmaz aldım. Kaset formatında aldığım albümü teybe ilk taktığımda biraz önyargılıydım. “1-2 şarkısı güzeldir sadece. Özlem’in ‘Kime Ne’ albümünden daha iyi olamaz” diye düşünüyordum. Fakat hayatımda duyduğum en güzel Türkçe albümdü. A1’den B5’e kadar (o zamanlar şarkılar böyle adlandırılırdı kaset iki yüzlü olduğu için) tamamen mükemmel şarkılarla doluydu. Bittiği zaman kaseti çevirip tekrar dinliyordum. Ailem Michael Jackson kadar çok dinlediğim bir şarkıcı bulduğum için şaşırmıştı. Onlara gürültülü geliyordu. Fakat ben artık karar vermiştim. Şebnem Ferah hayranı olmalıydım. Kenan Doğulu ve Sezen Aksu’ya verdiğim enerjiyi azaltacak kadar etkilemişti beni… Tabii bu iki sanatçının hala albümlerini alırım ama her şeylerini biriktirmem eskisi gibi…
Çok değil, sadece 3 yıl sonra, yani 1999 yılında internet hayatıma girdi. Aynı yıl ilk Şebnem Ferah konserime de gitmiştim. Canlı performansının albümlerindeki vokal performansından bile daha başarılı olduğuna şahit olunca şaşırmıştım. Daha internetin i’sini bilmiyordum. İlk internetimi başkaları gibi internet cafe’den falan değil, kendi evimde kullanmıştım. E-mail adresini internet explorer’ın browser’ına yazacak kadar cahildim. Buna rağmen internette sörf yaparken (o zamanlar böyle bir sörf tabiri vardı, şimdi kalmadı) İngilizce bir sitenin “Kendi web sitenizi açın” reklamına tıklayarak şu an adresi http://www.tst.gen.tr/ ‘de bulunan kişisel web sitemi 1999 yılında açtım. Küçüklüğümden beri yazdıklarımı, çizdiklerimi paylaşmayı çok severdim. 1987 yılında okumayı söker sökmez fanzin olarak tabir edilen fotokopi dergilerden yapmaya başlamıştım. 1994 yılından beri de yazılarımı dergilerde ve gazetelerde yayınlatırdım. Medya sektörüne gireceğim o zamanlardan belliymiş yani… Dolayısıyla daha birkaç site ziyaret etmişliğim olduğu halde 1999 yılında webmaster’lığa dalmam çok sürpriz olan bir şey değildi. Şu an boş vaktim çok fazla olmadığı halde hala internetle haşır neşirim. Hatta Google’da arama yaparken ismim tıpkı ünlülerin isimleri gibi otomatik çıkıyor. Yani Google bile paylaşımlarıma kayıtsız kalamadı. Her neyse, konuya dönelim. Tabii tanımadığım insanlarla iletişime geçince arşivimden değerli olan şeyleri paylaşmam kaçınılmaz oldu. Barış Manço, Kerim Tekin, Michael Jackson, Şebnem Ferah ve daha bir çok sanatçının röportajlarını kendi ellerimle, belim ağrıyarak teker teker yazmıştım ve siteme koymuştum. Bu bana bilmediğim bir şeyi daha öğretecekti: copy+paste… Yani ctrl+c ve ctrl+v tuşlarına basarak kolay yola kaçma yolu… Yapmayı tercih etmediğim bir yöntemdir, yaparsam da mutlaka kaynak belirtirim. O dönemlerde bir baktım, internete koyduklarım hızla başka web sitelerinde de çıkıyor. “Allah Allah, hiç üşenmediler mi? Onlar da teker teker yazmış benim siteme baka baka” diye düşünmüştüm. Ama yanılmıştım. Kendi eklediğim cümleler ve noktalama hatalarım dahil tıpatıp benim koyduğum gibilerdi. Bazı siteler kaynak belirtmişlerdi ama adlarını teröriste benzettiğim bir Şebnem Ferah sitesi internete ilk kendilerinin koyduğunu iddia etmişti. Hatta birkaç yıl sonra o ekipten biriyle bir konserde karşılaştığımda yüzüme baka baka “Hayır ben kendim yazdım” demişti. Benim kendimden eklediğim cümleleri onun da yazması, aynı yerlerde noktalama hatası yapmamız büyük bir tesadüf olmalıydı. Bunları forumlarında belirttiğimde beni siteden ihraç etmişlerdi. Halbuki benim amacım reklam yapmak değildi, benimkisi zaten kişisel bir girişimdi ama kaynak belirtmeden kendilerine mal etmeleri büyük bir haksızlıktı. Ben dergilerin editörlerinden veya röportajı yapan muhabirlerden direk izin alarak paylaşıma sunmuştum bunları… Özellikle de Volvox ve Kadın dönemi röportajlarının hepsini ilk ben internete koydum diyebilirim. Hatta sayın Süreyya İzgi, Laneth dergisi için yaptığı Volvox röportajını bana tarayıcıdan geçirerek yollamıştı, ben de baka baka yazmıştım. Blue Jean ve Rock! dergisi röportajlarını zaten kendi arşivimden yazmıştım. Bunun yanında Popsi, Top Pop gibi dergilerden de Şebnem Ferah’ın solo yıllarının ilk dönemindeki röportajları da internete yine ben kazandırmıştım. “Artık Kısa Cümleler Kuruyorum”, “Perdeler” ve “Kelimeler Yetse…” döneminden de çok vardır… Röportajları yapan muhabirlerden birkaç tanesinin bana ulaşıp kaynak belirttiğim için teşekkür ettikleri bile olmuştur. Noktalama işaretlerine ve yazım kurallarına üniversitede dikkat etmeye başladım, çünkü Edebiyat hocam İskender Pala bize doğru yolu göstermişti.
Bu olaylardan sonra artık Şebnem Ferah fan sitelerinden soğumuştum. 2002 ya da 2003 yılıydı. Derken kendisine FerahSever ve FerahTutkunu diyen iki Adanalı yaptıklarımı takdir etti. Çok şaşırdım, çünkü diğer fanlar tarafından sevilmediğimi düşünmeye başlamıştım. Beni ekiplerine aldılar. O zamanlar adres http://www.sebnemferahclub.com/ değildi ama üyeler tarafından tanınmaya, sevilmeye ve takdir görmeye başlamıştım. Diğer sitenin yaptığı gibi üvey evlat muamelesi görmüyordum. Murti’ler beni röportaj sorumlusu yapmıştı. Artık yaptıklarımı bir fan club çatısı altında yapıyordum. Konserlere de tek başıma değil, grupça gidiyordum. http://www.sebnemferahclub.com/ adreslerini alıp yeni bir site kurduklarında önce İngilizce bölüm sorumlusu oldum, sonra televizyon sektöründe olduğum için medya sorumlusu oldum. Şebnem Ferah’la tanışma şansına da http://www.sebnemferahclub.com/ sayesinde eriştim. Çok yoğun çalışmama rağmen hala site için bir şeyler yapmaya çalışırım. Çünkü beni sunmaya layık gördükleri 10. yıl plaketi ve şu an okuduğunuz dergi başta olmak üzere bir çok güzel organizasyona ve ilke imza attılar. Fakat maalesef onların yaptıkları (daha doğrusu bizim yaptıklarımız demek daha doğru olur, çünkü bir ekibiz) da başka sitelere mal edildi. Bu çok üzücü bir şey…
İsimlerini teröriste benzettiğim ve internete kazandırdıklarımı çalan site artık faal değildi. Yerlerinde ise isimlerini alkoliğe benzettiğim başka bir site vardı hırsız potansiyelliği gösteren… Şimdi yakın dönemden söz edeceğim. Yıllardır fanların ulaşmaya çabaladıkları, artık şehir efsanesine dönen, sadece küçük bir bölümü Dream TV tarafından gösterilen Volvox’un canlı performanslarını ele geçirmiştim. Gittiğim bir düzine Şebnem Ferah konserinde diğer fanların bu kayıtlara ulaşmak istediklerini biliyordum. Şu an DigiTurk’teyim ama o sırada CNN Türk’te çalışıyordum. Bu kayıtları kendime saklamak istemedim. İçinde Şebnem Ferah’ın 1994 yılı için güzel günler dilediği mini bir röportajı da bulunuyordu. http://www.sebnemferahclub.com/ logosu koyarak paylaşıma verdim. Zaten YouTube’a 90’lı yılların Türkçe Pop ve Rock kliplerini koyuyordum. Bu işe Ufuk ve Ercan’ın “Futbol Şarkısı”, Ah Canım Ahmet’in “Ah Canım Vah Canım”ıyla, Deniz Arcak’ın “All The King’s Horses”ıyla başlamıştım. Müzikseverler bana internette bulamadıkları kliplerden söz ediyorlardı. Ben de bulup koyuyordum, böylece 200 civarı klibi tarihe karışmaktan kurtarmıştım. O yüzden en sevdiğim Türk şarkıcı olan Şebnem Ferah’ın Volvox’unun turşusunu kuramazdım. http://www.sebnemferahclub.com/ olarak bir ilke daha imza atmıştık. “I Want To Break Free” dışında bir Volvox performansının tamamı internette yoktu. Hele hele “Simply The Best” hiç su yüzüne çıkmamıştı. Bu videolara diğer şarkıcı ve grupların kliplerine de koyduğum Kanal D, Star ve CNN Türk logolarının ve kellemin bulunduğu logoyu da iliştirmiştim. Fakat diğer alkolik fan club ekibi bana bir terörist fan club dejavu’su yaşatmıştı. http://www.sebnemferahclub.com/ yazısını kapatıp kendi sitelerinin adresini koyarak sitelerine koymuşlardı. Ek$i Sözlük’ten Wikipedia’ya kadar bir çok site benim sitemin içeriğini kaynak göstererek ya da göstermeyerek kullanmışlardı ama hiçbiri bana diğer Şebnem Ferah Fan Club’ların yaptığı kadar koymamıştır. Çünkü biz bunları Şebnem Ferah için yapıyoruz, fakat onlar rekabet yapıyorlar ve emeğinizi çalıyorlar. Yok sayılıyoruz. Bu hiç hoş değil. Uğraşmışlar, didinmişler ve suç olduğu halde kanal logolarının olduğu logomu benim profil fotoğrafım ucundan gözüküp de hırsızlık yaptıkları belli olmasın diye siyah ekranla kapamışlar. İnternete 200 civarı asla bulunamayan klip koydum, diğer şarkıcıların fan club’ları da kaynak göstermekle kalmadılar, üstüne üstlük bana teşekkür de ettiler. İzin alarak kendi sitelerine koydular üstelik… Fakat diğer Şebnem Ferah sitelerinde tuhaf bir durum var. Üretmek yerine başkalarının yaptıklarını çalmak daha çok hoşlarına gidiyor. 2000’li yılların başlarında tek başıma mücadele ediyordum bu gibi insanlarla ama şimdi http://www.sebnemferahclub.com/ ekibi olarak mağduruz. 10. yıl plaketimizin bile başka bir site ismi altında medyada çıktığı olmuştur. Seren Serengil hayranlarını örnek alsınlar, dinlemediğimiz, küçümsemekten hoşlandığımız bir sanatçının bile hayranları bana bunu yapmadılar. Sadece ben değil, http://www.sebnemferahclub.com/ ekibi olarak ilkleri başardık. Sloganımız da “Biz farklıyız, ya siz?” oldu ama maalesef değerimiz bilinemedi. Neyse ki bunları bilen sizin gibi bize destek veren, gerçekleri gören üyelerimiz var. Sizler de olmasanız durum katlanılır gibi değil.
Başta diğer Şebnem Ferah siteleri olmak üzere son zamanlarda çok sıkça karşılaştığımız emek hırsızlığını yapanların, kolay yola kaçanların acaba vicdanları hiç mi sızlamıyor? Bunu çok merak ediyorum. Şebo’nun şarkısında da dendiği gibi, merak etmeden duramıyorum, geceleri nasıl uyuyorlar? Beni boşversinler, kendilerine cevap versinler. LÜTFEN BU KEZ DÜRÜST OLSUNLAR!

NOT: Bu yazım ilk olarak http://www.sebnemferahclub.com/ayn-konusu-boeluemue/53-ayn-konusu-/360-emek-hrszl.html adresinde Mayıs 2010 konusu kapsamında yayınlanmıştır.

TURGAY SUAT TARCAN
 


Article Categories:
Müzik
Likes:
0

Leave a Comment