Bugün 8 Mart ve Dünya Kadınlar Günü… Başta kendi bayan yakınlarım olmak üzere bütün bayanların teker teker “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutluyorum. Her yıl 8 Mart tarihinde “Neden ‘Dünya Erkekler Günü’ de yok? İcat edelim. Bizim de özel günümüz olsun!” diye espriyle karışık kıskançlık yapardım. Sonradan 19 Kasım’ın da “Dünya Erkekler Günü” olarak kutlandığını öğrendim. Bu kez de buna gerek olmadığını düşünmeye başladım. Çünkü maalesef her gün erkekler günü… Aslında böyle günlere gerek duymadan her gün eşit yaşayabilsek ne kadar güzel olurdu… Ama maalesef 80’li yıllarda “Acıların Kadını” olarak adını duyuran Bergen cinayete kurban gidebiliyorsa 2010’lu yıllarda da Özgecan Aslan yine bir erkek tarafından vahşice öldürülebiliyor. İster Değer Deniz gibi bir şarkıcı olun, isterseniz Gülsevin Buket A gibi 5 aylık hamile olun; yine bu tecavüz sonrası cinayet vahşetinden kurtulamıyorsunuz… Ya da Cansel Buse K gibi toplum tarafından intihara sürüklenebiliyorsunuz. Çünkü ne yazık ki hala toplumda kızlar için “Gecenin o saatinde makyajlı, mini etekli ne yapıyor? Tecavüzü hak ediyor” deniliyor, bu da sapıkları toplumca suça teşvik ettiğimiz anlamına geliyor. Artık hukuk bile tahrik indirimi yapabiliyor. Bir de dindar geçiniyoruz. Eğer Müslümansan nefsine hakim olacaksın kardeşim! Masum bayanların günahını almayacaksın! Eğer toplumsal olarak böyle bir suç ortamı yapılmasına müsait ediyorsan, Nihat Doğan’laşıyorsan bir gün senin de ananın, bacının başına bunlar geldiğinde şaşırmayacaksın. Gerçi o zaman da cahilliğin zirvesini yaşıyoruz toplum olarak… Bu kez de namus cinayeti yapıyorlar kendi kanından kadınlara… Güldünya Tören’in başına geldiği gibi… Üstelik suç kadında değil, erkekte olduğu halde… Ne zaman akıllanacağız, bilemiyorum ama duyarlı olmaya en çok ihtiyacı olan ülkelerin başında geliyoruz. Hz. Muhammed’in de (S.A.V.) dediği gibi “Cennet annelerin ayakları altındadır”… Eğer cennete gitmek istiyorsanız sadece ibadet etmeniz yetmez, kadınlara da iyi davranacaksınız! Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk de kadınların toplumdaki önemini ve yerini biliyordu. Onlara seçme ve seçilme hakkı vermişti. Üstelik dünyada fazla yaygın değilken… Ama maalesef daha bağnaz bir toplum olmaya zorlanıyoruz, yine kadınlar ikinci plana atıldı. Herhalde bu gidişle tarihteki tek kadın liderimiz Tansu Çiller olmaya devam edecek. Sadece başları kapanmakla zorlanan ve hiçbir şey yapmayan siyasetçi eşleri popüler günümüzde… Mecliste çok az aktif kadın var. Bilmem, anlatabildim mi? Eğer başımızda çağdaş kadınlar da olsaydı bu tecavüzler ve kadın cinayetlerinin cezası daha ağır olurdu ve belki de yüzlercesi bu sayede kurtulabilirdi ve hala aramızda olabilirlerdi. Türkan Saylan ve Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın annesi Zübeyde Hanım başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm kadınların ve kızların anısına bu yazımı adıyorum ve birkaç sene evvel yaptığım diva kolajıyla tüm kadınların bu özel gününü tekrar tekrar kutluyorum. Baskı altında olmayın! Sesinizi çıkarın! Sizler erkek egemen topluma karşı savaş açıp bizi aydınlık günlere taşıyabilirsiniz ancak… Mesela Sezen Aksu “Kardelen” adında okuması engellenen kız çocuklar için CD çıkartabiliyor. Ya da Aylin Aslım’ın öncüsü olduğu “Güldünya Şarkıları” projesinde Şebnem Ferah’tan Nilüfer’e birçok kadın sanatçı bir araya gelebiliyor. Kim bilir? Belki de Atatürk gibi ülkemizde devrimler yapan bir “kadın” olur yakın gelecekte…
Article Categories:
Kategori Dışı
Likes:
0