Bildiğiniz gibi 2016’da “Arşivimdeki Vefat Etmiş Sanatçılar” yazı serimin birincisini yazdığımda maalesef ilerleyen yıllarda gerek hayata gözlerini yeni yuman sanatçılar olduğundan, gerek önceki yazılara koymayı unuttuklarımı eklemem, gerekse de zaten yaşamını kaybetmiş şarkıcıların albümleri sonradan koleksiyonuma girdiğinden dolayı 3 bölüm daha yazmak zorunda kalmıştım. Ne yazık ki bu yazı serimin 5.sini bir öncekinden sadece 1 yıl sonra kaleme almaktayım.
Bu yazımı yazarken aklıma sürekli “We Are The World” geldi. “USA For Africa” korosunda bulunan Ray Charles, Michael Jackson, Al Jarreau, Tina Turner daha önceki yazılarda yer almışlardı. Her ne kadar Prince şarkıyı söylemek için stüdyoya gelmese de “We Are The World” albümüne “4 The Tears In Your Eyes” adlı parçasını bağışlamıştı ve bir ödül töreninde canlı söylenirken yine söylemese de sahnede yer almıştı. Yine yazı serimin önceki yazılarında yer alan Whitney Houston ve kendisinin vaftiz annesi Aretha Franklin ise şarkının canlı performansında sahne almışlardı. Ne yazık ki dünyanın en ünlü korosundan isimler bir bir aramızdan ayrılmaya devam ettiler. Prodüktörü dahil… Kimler olduğunu sıra kendilerine geldiğinde okuyacaksınız. O yüzden serinin 5.sini “We Are The World Özel Bölümü” ilan etmek istedim. Öncelikle klibin bazı değişikliklerle kendi yaptığım versiyonunu izletmek istiyorum.
Elizabeth Taylor’ın dahi olduğunu görüp siz de duygulandınız değil mi? Allah yaşayanlara uzun ömür versin. Bu yazımı “We Are The World” korosunda bulunup da hayatını kaybedenlerin yanı sıra bu yazımda yer alan diğer isimlere ve geçtiğimiz günlerde hayatlarını kaybeden Yönetmen ve senarist Tomris Giritlioğlu, Basketbol oyuncuları Asım Pars – Dikembe Mutombo, Müzisyenler Taner Şar – Kaan Erten, Palyaço Alexander Eristavi, Hollywood Yıldızları Maggie Smith – Teri Garr – Tony Todd – Ron Ely – Michael Newman – Mitzi Gaynor – Drake Hogestyn – John Amos, Televizyoncuyken aynı çatı altında çalıştığım için o yıllarda sürekli gördüğüm Güneri Cıvaoğlu, Başpehlivan Ali Altun, Şarkıcı Kris Kristofferson, Madonna’nın erkek kardeşi ve ilk dansçılarından Christopher Ciccone, Survivor’a giderken check-in işlemlerini benim yaptığım Anadolu Ateşi’nin baş dansçısı ve oyuncu Hasan Yalnızoğlu, Yeşilçam Oyuncuları Vural Çelik – Suphi Tekniker – Tekin Temel – Pelin Yoru, Peyk grubunun solisti İrfan Alış, Fotospor yazarı Can Balcıoğlu, Sibel Can’ın 12 yıllık asistanı Cengizhan Sabuncu, Ankaralı şarkıcı Turgut Karataş, Iron Maiden vokalisti Paul Di’Anno, Broadway şarkıcıları Mimi Hines – Gavin Creel, Beyzbolcu Fernando Valenzuela, One Direction üyesi Liam Payne ve TUSAŞ Şehitlerine adıyorum. Aynı zamanda bugün 10 Kasım olduğu için Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü de saygı ve rahmetle anıyorum.
1- TITO JACKSON – UNDER YOUR SPELL: İşte “We Are The World” korosundan Toriano Adaryll “Tito” Jackson ile başlıyoruz. Kendisi şarkıyı yazan Michael Jackson’ın ağabeylerinden bir tanesiydi. Maalesef Tito da yaklaşık 2 ay önce Marlon Jackson’ın doğduktan sonra vefat eden ikiz kardeşi Brandon Jackson ve Michael Jackson’ın yanına gitti. Son albümü “Under Your Spell” de çok iyi bir soul & country karışımı bir albüm… George Benson, Joe Bonamassa, Grady Champion, Marlon Jackson, Claudette King, Eddie Levert, Kenny Neal, Steven Powell, Bobby Rush ve Stevie Wonder gibi efsanevi isimler de kendisine eşlik ediyor. Pandemi zamanı kliplerine bir örnek olan “Love One Another” klibinde ise neredeyse tüm Jackson sülalesi ve yakın çevreleri videoda boy göstermişti.
2- EARTH, WIND & FIRE – ALL IN ALL: Earth, Wind and Fire öyle büyük bir disco grubuydu ki ABBA, Boney M, The Jacksons, Kool and The Gang gibi o dönemki türdeşlerinin en büyük rakibiydi. Grup üyeleri Maurice White, Fred White, Roland Bautista, Jessica Cleaves, Andrew Woolfolk, Sheldon Reynolds, Don Myrick, Louis Edward Satterfield, Wade Herbert Flemons ve Robert Brookins maalesef artık aramızda olmadığı için sonradan da olsa bu grubu yazı serime koymaya karar verdim. Bende 5 albüm bulunan bir box-set’leri var. Her birinde de büyük hitler yer alıyor. O yüzden hangi albümünü seçeceğime dair zorlansam da sonradan onca disko klasiği arasında parlayan ballad “Fantasy” bulunduğu için “All In All”da karar kıldım. Yonca Evcimik de “Yalancı Bahar” adıyla şarkıyı Türkçe Pop Müziği’ne kazandırmıştı.
3- BARRY WHITE – ALL-TIME GREATEST HITS: R&B, soul ve funk’ın efsanevi seslerinden Barry White’ın kariyerinin en iyi ve en popüler parçaları bu albümde yer alıyor. Özellikle de disco alt yapılı “Let The Music Play” şarkısı çok hoşuma gidiyor. Bir de Barry White deyince hep yıllar önce konserine gittiğim Fun Lovin’ Criminals’ın “Barry White Saved My Life” şarkısı gelir. Bu şarkıyı 2004 yılında onlardan canlı olarak dinlerken Barry White hayatını kaybedeli henüz 1 yıl olmuştu. Ne çabuk zaman geçiyor. Şaka gibi…
4- JAMES INGRAM – NEVER FELT SO GOOD: James Ingram da “We Are The World” parçasında yer alan vokallerden birisiydi. Hatta güçlü vokalinden dolayı olacak, en uzun sololardan birisini söylemişti. Gerçekten siyahi şarkıcılar, beyazlardan bir tık daha güçlü söylüyorlar. Genetik olarak araştırılmaları lazım. Sporcuları da en güçlüleri oluyor. Buna rağmen ırkçılıkla karşılaşıyorlar. “Love’s Been Here and Gone” gibi balladlardan “Always” gibi hareketli pop parçalarına kadar Ingram güçlü sesini yine bu albümde de kullanmış. Albüm 1986’da çıksa da sound olarak sadece 80’leri andırmıyor, aynı zamanda 90’ların R&B’sinin de habercisi sıfatında… Seksenler ve doksanlar müptelası benim gibi müzikseverler için paha biçilmez…
5- GLEE – THE MUSIC, THE POWER OF MADONNA: Ne güzel bir diziydi “Glee”… Müzikal formatındaki dizinin her bölümü ayrı bir sanatçıya veya konsepte ithaf edilirdi. Örneğin Michael Jackson bölümü veya Noel şarkıları gibi… Madonna’ya yaptıkları bölümün de albümü yayınlanmıştı. Tabii ki ben de hemen almıştım. Fakat bu yazı serisine koymak yeni aklıma geldi. Elbette ki Madonna hala yaşıyor. Bu yazı serisine koymamın nedeni “Like a Virgin”le “Express Yourself”i söyleyen Naya Rivera ile “What It Feels Like For A Girl”de düet yapan Cory Monteith ve Mark Salling’in genç yaşta hayata veda etmeleri… Cory aynı zamanda “Borderline”, “Open Your Heart” ve “Like a Prayer”ı da seslendirmişti.
6- QUINCY JONES – THE BIRTH OF A BAND: Quincy Jones; Ray Charles’tan Michael Jackson’a, Aretha Franklin’den Frank Sinatra’ya birçok efsanevi isimlerle çalışmış efsanevi bir müzik prodüktörü olarak müzik tarihinde önemli bir yere sahip olsa da aslında kendisinin albümleri de var. Geçtiğimiz haftalarda kaybettiğimiz Jones’un bu albümünü almama neden olan parçası “Soul Bossa Nova”ydı. Tabii aldığım yıllarda yaşıyordu. Maalesef o da bu yazı serisinde yerini aldı. Kendisi aynı zamanda Michael Jackson’ın birçok efsanevi sesle birlikte söylediği bestesi “We Are The World”ü kaydetmesi ile de biliniyor. Netflix’te hem bu şarkının kaydediliş hikayesi ile, hem de bizzat direk Quincy Jones’la ilgili belgeseller var. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
7- ATİLLA ÖZDEMİROĞLU BESTELERİ: Atilla Özdemiroğlu, önceden Türk Hafif Müziği, sonradan Pop Müzik olarak adlandırılan tarzın gelişmesinde önemli rolü üstleyen müzisyenlerden birisiydi. Aranjman yapılırken, yani yabancı şarkıları Türkçe’ye çevrilirken birden bazı adamlar ve kadınlar çıkıp orijinal besteler yapmaya başladılar. Onlardan birisi de Atilla Özdemiroğlu’ydu. Sadece besteci olarak da değil, aranjör olarak da Türkiye Müzik Tarihinde önemli bir yere sahipti. Ki kendisi başkalarının bestelerine düzenleme yaparken kendisinin intro ve köprü eklediğini de yıllar sonra itiraf etmiştir. Yani başkalarının bestelerine de gizli bir katkı sağlamıştı. Bu saygı albümünde de Sezen Aksu’dan Nükhet Duru’ya, Pamela Spence’den Kenan Doğulu’ya, Teoman’dan Ayşegül Aldinç’e birçok efsanevi ses onun bestelerini yeniden seslendirmişti. Onların arasında bulunan Özkan Uğur da maalesef yakın gelecekte hayatını kaybedecekti.
8- ERKİN KORAY – CEYLAN: Bu yazı serimin 4.sünü kaleme aldıktan kısa bir süre sonra maalesef Erkin Koray da Barış Manço, Cem Karaca, İlhan İrem ve Barış Akarsu’nun yanına gitmişti. “Türkiye’nin En İyi Rock Albümleri” yazı serimin erkek kategorisinde “The Best Of Erkin Koray” albümünü de koymuştum. Bu kez plak formatında sahip olduğum “Ceylan”ı seçtim. Kariyerinin en popüler şarkılarından birisi olan “Çöpçüler” bu albümde bulunuyor. Yıllar önce konserine de gitmiştim. Gerçekten Anadolu Pop Rock tarihinin en büyük birkaç isminden birisiydi…
9- LEONARD BERNSTEIN – WEST SIDE STORY: Bu müzikalin hayatımda nasıl bir yer tuttuğunu yıllar önce müzikal kritiğimi yazdığım ayrı bir yazıda kaleme aldığım için kısaca değinmeye çalışacağım. Albümün hem film versiyonu, hem Broadway versiyonu, hem cover versiyonu, hem de bir başka Broadway korosunun versiyonu yıllardır bende bulunuyor. Tabii ki filminin DVD’si de var. Ama bu yazı kritiğime koymak yeni aklıma geldi. Albümün bestecisi Leonard Bernstein 1990 yılında hayatını kaybetmişti. Geçtiğimiz aylarda Netflix’ten “Maestro” adındaki kendisinin enteresan biyografi filmini de izlemiştim. Tüm müzikseverlere tavsiye ederim. Sadece o mu? Maalesef şarkıları söyleyen veya o parçalarla dans eden isimlerin de çoğu aramızda değil artık. Örneğin; Natalie Wood, Simon Oakland, Ned Glass, William Bramley, Tucker Smith, Tony Mordente, David Winters, Robert Banas, Harvey Evans, Tommy Abbott, Jose De Vega gibi…
10- NAT KING COLE – UNFORGETTABLE: Ünlü caz ve blues şarkıcısı Nat King Cole’un albüme adını veren “Unforgettable” adlı şarkısını bir çok kişi söylediği halde kimse onun gibi etkileyici okuyamadı. Bir de “The Way You Look Tonight” adlı parçasını çok severim ama bir isim daha var ki işte o kişi biraz daha ön plana çıkıyor. Dilerseniz o isme geçelim.
11- TONY BENNETT – DUETS II: “Arşivimdeki Vefat Etmiş Sanatçılar Bölüm 4” yazımı kaleme aldığım günlere yakın meğer Tony Bennett da hayatını kaybetmiş ama haberim yoktu. O yüzden o yazıya girebilecekken 5. bölüme yetişebildi. Yoksa bu albüm yıllardır bende vardı. Efsanevi isimlerle düet yapmıştı ama ben asıl Mariah Carey düeti “When Do the Bells Ring For Me?” için albümü almıştım. Albüme seslerini veren sanatçılar Amy Winehouse, Natalie Cole ve Aretha Franklin’den sonra Tony Bennett da maalesef hayata gözlerini yumdu. Bennett, gerçekten efsanevi bir sanatçıydı. “We Are The World”ün Haiti versiyonunda yer almıştı. 90’lı yıllarda aldığım “Cine 5 Movie Songs” albümünde yer alan “The Way You Look Tonight” favorilerimden birisidir. Nat King Cole versiyonundan daha çok sevdiğimi itiraf etmeliyim.
12- KENNY ROGERS – FOR THE GOOD TIMES: “We Are The World” korosunu anışımız Tony Bennett’la bitmiyor maalesef. Bir de Country müziğinin Kralı da diyebileceğimiz Kenny Rogers ise parçanın “USA For Africa” versiyonunda yer almıştı. O “We can’t go on pretending day-by-day” dedikten sonra yine hayatını kaybetmiş bir isim olan Tina Turner’ın olaya girmesinden hangimiz etkilenmedik ki? Artık aramızda olmadıkları için iyice duygulanıyoruz. Bu albümde Kenny Rogers’ın “Reuben James”den “Me and Bobby McGee”ye tam 20 klasiği bulunuyor.
13- METİN AROLAT – KABUL ET: Metin Arolat’la ilgili bir yazı yakın zamanda kaleme aldığım için kısa keseceğim. O yazımda da belirttiğim gibi aslında kendisi nötr olduğum bir sanatçıydı. O yüzden müzik koleksiyonuma bir albümünün girmesi için meğer vefatına üzülmem gerekiyormuş. Mesela sırf Ebru Gündeş düeti bile aslında tam tarzım olmadığına bir kanıt. Yine de arşivime girmesi gereken bir değerdi.
14- LIONEL HAMPTON WITH DEXTER GORDON – PARLIAMENT JAZZ: Bu CD’yi aslında 90’lı yıllarda bir derginin hediyesi olarak koleksiyonuma katmıştım. Fakat bana jazz müzik ergenliğimde çok ağır geliyordu. O yüzden nostaljik olduğu için aileme vermek istemiştim. Onlar da “Gerek yok” demişti. Yıllar sonra ailemin evinde sahipsiz kalan bu CD’ye rastladığımda üzüldüm. Lionel Hampton ve Dexter Gordon yıllar önce hayatlarını kaybetmişlerdi ama onları öksüz bıraktık gibi hissettim. O yüzden bu CD’yi kendi evime götürüp yaklaşık 30 sene sonra tekrar koleksiyonuma katmış oldum. Bu yazı serisi için gecikmesinin nedeni de işte bu… Artık ağır gelmiyor, kulağıma hoş geliyor. Değerini anladım.
15- FARUK TINAZ – DİNLENESİ ŞARKILAR: Faruk Tınaz hiç tarzım birisi değil. TSM, Arabesk ve türevlerini dinlemiyorum. Albümünü de özellikle almadım. Arşivime girmesinin nedeni topluca internetten CD aldığım için satıcının hediye olarak yollaması… Yine de vefat ettiğini fark edip üzüldüm ve koleksiyonumda kalmasına karar verdim. Sadece 1 kez dinledim albümü. O da dinlemek için. En azından rahmetlinin sesi varmış. Saygı duymak lazım o yüzden. Allah rahmet eylesin.