FANTA FESTİVALİ 2010
24 TEMMUZ 2010: Haftalık iznimi özellikle bugüne getirmiştim. Çünkü bugün Fanta Festivali olacaktı. Tabii ki benim festivale gitme nedenim her zamanki gibi Şebnem Ferah’tı. Hemen bel çantamı takıp, şortumu ve elime yeni ulaşan 2010 model www.sebnemferahclub.com (Benim Adım Orman) t-shirt’ümü giyip Taksim’e doğru yola çıktım. Orada Ece ile buluştuk. Ben festival için Fanta açma halkaları biriktirmiştim, fakat önceki yıllardan kalma (sakla samanı, gelir zamanı hesabı) turuncu halkaları da Migros yetkilisine yeni diye yutturup 2 tane extra bilet almıştım. Bir tanesi Ece’ye kısmet oldu, diğeri de hatıra oldu. Konser, Turkcell Kuruçeşme Arena’da olacağı için Kabataş’a gittik. Amacımız orada olan her konserde olduğu gibi vapur ile alana geçmekti. Kuruçeşme’de daha önce Evanescence, Kylie Minogue ve Michael Bolton konserleri izlemiştim ve gerçekten konsere giderken deniz yolunu kullanmak hem keyifli oluyordu, hem de trafiğe takılmıyorduk. Manzaraya baka baka müzikal yolculuğa çıkmak ayrı bir keyif veriyordu insana… Fakat maalesef vapur seferlerinin iptal olduğunu öğrendik. Sadece bir deniz yolu şirketi “Konserler için akşam 8’de seferimiz oluyor” dedi. Biz de “Ama konser zaten 19:00’da başlıyor. Eğer o saatte gidersek zaten festivalin yarısını kaçırmış olacağız” diyerek otobüsle gitmeye karar verdik. Ceza t-shirt’lü bir genç de hangi otobüsle gideceğinden emin olmak için bizi takip etti. Neyse, konser alanına doğru kalan yolu yürüdük. Festivalde yedik, içtik. Karaoke yarışmasına katılanların sesleriyle dalga geçtik (ama bir iki tanesi hiç de fena değildi), Tadım standından bedava şapka, hışırdatılan müzik çalgısı, yelpaze falan aldık. Fotoğraflar çekildik. Kısacası konserler başlayana kadar hep bir aktivite vardı. Adrenalin sağlayan aletlere binmedik. Neyse, ve sonunda konser vakti gelmişti.
OZAN ÜNLÜ: Sahneye ilk olarak Fanta’nın müzik yarışmasını “Bu Yüzden” adlı şarkısı ile kazanan Ozan Ünlü çıktı. E, tabii ki afişte ismi olmadığı için biz TNK grubu sandık. Çünkü TNK grubunu da tanımıyorduk. Hatta yarışmanın birincisini TNK sanıyorduk. Ece’ye “Aslında epey ünlüler. Geçenlerde bir müzik kanalında kliplerine rastladım” diye bilmişlik taslıyordum. Fakat bir yandan da “Allah Allah. Klipte solist bu kadar sarışın görünmüyordu” diye kafam karışmıştı. Ozan Ünlü ve grubu cover da yaptı. Nil Karaibrahimgil’den “Bu mudur?”, Athena’dan “Takma Kafana” gibi şarkıları seslendirdiler. Sahneden erken indiklerinde “Ne kadar kısa sürdü” diye şaşırdık.
TNK: Tabii ki asıl TNK grubu çıktığında yanıldığımızı anladık. Gerçek TNK “Dans Et”, “Aşk Her Yerde”, “Zehirli Sarmaşık”, “Söyle Ruhum” gibi şarkılarının yanı sıra Ajda Pekkan’dan “Kime Ne” (Nilüfer de söylemişti) ve “Yaz Yaz Yaz”ı (mor ve ötesi de seslendirmişti) cover’ladı. Gençler, TNK’nin tüm şarkılarını ezbere biliyorlardı. Ben ise doğru dürüst tanımıyordum onları… Kendimi çok yaşlı hissettim bir anda…
VOODOO: Burn 2 Dance yarışmasının birincisi olan grup da dans gösterisi yaptı. Aydan Uysal gibi “Benimle Dans Eder misin?” yarışmacılarını da bünyesinde barındıran dans grubu adeta bir flashmob gibi sürpriz şekilde sahneye çıkmıştı. Tabii ki anons yapıldı ama programda yoktular. Ceza konseri sırasında üyelerle fotoğraf da çektirdim hatıra olarak…
CEZA & AYBEN: Daha önceden Rock’n Coke’da izlediğim, hatta hatıra fotoğrafı çektirdiğim Ceza sahnede fırtına gibi esti. Arkasındaki Ceza yazısı falan yabancı hip-hop konserlerindeki gibi düşünülmüş ayrıntılar vardı. Gerçi biz C harfini göremediğimiz için “EZA” diye okuyorduk. 😀 Gerçek adı Bilgin Özçalkan olan Ceza gerçekten de Türkiye’de rapin kralı oldu. Fakat yine de gerçek bir rap konserinde olması gereken başka şeyler de vardı. Mesela arkasında hip hop dansçıları olsa fena mı olurdu? Aydan’ın grubu seyircilerin arasında değil de Ceza’nın arkasında dans etse süper olmaz mıydı? Neyse, “Yüksek Gerilim”, “Yerli Plaka”, “Kim bilir?”, “Fark Var”, “Rapstar”, “Ben Ağlamazken”, “Holocaust”, “Onuncu Köy”, “Bir Minik Mikrofon”, “Savaş Çocukları” gibi sevilen şarkılarını seslendirdi. Epey dans ettirdi bizi… Ece’yle ben bir ara öyle coştuk ki; Michael Jackson, Vanilla Ice, MC Hammer gibi bizim zamanımızın şarkıcıların figürlerini arka arkaya yapınca etrafımızdakiler Ceza’yı izlemeyi bıraktı, gülümseyen yüzlerle bize tezahürat yapmaya, cep telefonlarıyla kameraya çekmeye başladılar. Hatta Burn 2 Dance yarışmacıları bile “whoooo!” diye bağırmıştı kendileri çok iyi olmasına rağmen… Voodoo grubunun bile bizi izleyip tezahürat yapması utandırdı. Çünkü ben onlar gibi tek elimle baş aşağı dans edemem. Ece o sırada izlendiğimizi, o tezahüratların bize yapıldığını anlamasa da ben tüm dikkatleri üzerimize çektiğimizi anlamıştım. Neyse, bir çok Ceza konserinde olduğu gibi konuk sanatçı yine Ceza’nın kardeşi Ayben’di. Doğaçlamalar yine oldu. Bu arada sanıyorum ön sıradaki Şebnem Ferah hayranları Ceza’ya tepki göstermiş olmalılar ki, Ceza “Aramızda eğlenmesini bilmeyen arkadaşlarımız var” dedi. Ceza’yı bu konuda haklı görüyorum. Ben üzerimde 2 gün evvel elime ulaşan Şebnem Ferah t-shirt’ü ile Ceza şarkılarıyla kenarda dans ediyordum demin de söylediğim gibi. Adeta döktürüyorduk. Yani eğlenmesini bilen gerçek bir Şebo fan da vardı. Yalnız Ceza’nın “Sizi gidi özenti p_çler” demesini abartılı ve yersiz buluyorum. Belki bu hakareti önceden planladı. Belki de hakikaten çok damarına bastılar. Ama yine de küfür etmemesi lazımdı. Gerçi rapçiler için bu çok normal ama kurunun yanında yaş da yanıyor yani… Gerçi daha sonra bu tepkisinin Sagopa Kajmer ile ilgili olduğu söylentisi çıktı ama ben yine de Şeboculara söylediğini düşünüyorum. Çünkü eper Sagopa Kajmer hayranlarına söyleseydi, “Neden erken geldiniz o zaman?” demezdi. Bu arada t-shirt’ten bahsetmişken, hiç eski konserlerde olduğu gibi bir ilgi olmadı. Şebnem Ferah Fan Club’dakilere “Havam olacak, millet hep soru soracak” filan diyordum ya, havam söndü. Herhalde bunun nedeni artık bir çok insanda Şebnem Ferah t-shirt’ü olması… O kadar gerinerek t-shirt’ümü millet görsün de bizim siteden çıksın ya da en azından beğenilerini dile getirsinler dedim ama nafile… Ece’ye “Allah Allah. T-shirt’lerim eskiden çok ilgi görürdü. Sadece Ece “Bu t-shirt’ün dizaynı çok güzelmiş. Kim tasarlardı?” diye sordu, ben de “Sitemizin kurucusu olan Muhittin diye bir arkadaş” dedim.. Ayrıca her konserde mutlaka bir sürü fan club üyesi görürdüm. Bu sefer niye olmadı acaba?” diye söylüyordum. Aslında varlarmış ama rastlamamışız. Hatta standlarda Michael Jackson çaldığına şahit olup bunda benim parmağım olduğunu düşünmüşler. Halbuki duymamıştım bile… Benim konserler öncesi en çok duyduğum karaoke yaptıkları yerden gelen kargaya benzer heyecanlı seslerdi. Hatta onları taklit etmiştim detone olup, heyecanlıymış gibi sesimi titreterek.
ŞEBNEM FERAH: Ve işte beklenen an gelmişti. Türkçe Rock Müziği’nin Kraliçesi ve Fanta Festivali’nin ağır topu sahnedeydi. Headliner olan Şebo sahneye “Merhaba” diyerek çıktığında herkes çığlık atıyordu. Şebnem Ferah konser performansını epey ilerletmiş, alev, ışık, havai fişek olaylarını arttırmış. Mesela çığlık attığında havai fişek patlıyordu, benim de ödüm kopuyordu. Çünkü 15. kez Şebo’yu canlı dinliyor olmama rağmen ilk kez böyle bir şeyle karşılaştım. Beklemiyordum. Seyircinin eşlik edişine bile bir ışık efekti bulmuşlar. “Merhaba”dan sonra “Yalnız”, “İnsanlık” (ve tabii ki Şebo ve meleğimiz Buket Doran’dan davul show), “Çakıl Taşları”, “Can Kırıkları”, “Delgeç”, “Ben Şarkımı Söylerken”, “Mayın Tarlası” geldi. “Mayın Tarlası”nın sonlarında gökyüzünde uçan cisimlere rastladık. Gerçekten çok şaşırdık. Konsere giden diğer üyeler de kesin fark etmiştir eğer Şebo’ya odaklanıp başka bir şey görmemiş halde değillerse… Ben sağ tarafta duruyordum. Birden bir uçan cisim fark ettim. Kesinlikle bir uçak ya da jet falan değildi. Kırmızımsı bir ışık saçıyordu. Etrafıma çaktırmadım. Ama arkasından arka arkaya 4-5 tane daha geçmeye başladı. Tabii sayı bu kadar fazla olunca bizim taraf (tam üstümüzden geçiyordu) konseri bıraktı, UFO’ları seyretmeye başladı. Herkes “Aaa bakın UFO’lar geçiyor”, “Yok canım UFO değildir”, “Ama kesinlikle uçak da değil”, “Ne bunlar ya?” diye konuşmaya başlamıştı. Konser bitene kadar da ara ara devam etti. “Şebo’nun güzel sesini duymak için mi geldiler, nedir?” diye düşündük. Hemen kamerayla çektim. Gerçi kameramın zoom’u çok iyi değil, biraz küçük ve uzak gözüktü ama internetteki bazı amatör UFO videolarından eksik kalır yanı yoktu. Ben de DailyMotion’a falan “Fanta Festivali’nde UFO Baskını” diye çektiklerimi upload ettim. Ancak daha sonra bu cisimlerin UFO değil, ruhlar için gökyüzüne bırakılan Çin lambaları ortaya çıktı ama yine de heyecan yaşadık. Neyse, konsere dönelim. Şebnem Ferah, her zamanki gibi yine muhteşem bir performans sergiledi. İlk kez bir Şebnem Ferah konserine gelen MJ Fan arkadaşım Ece (aynı zamanda kendisi Beyonce fanatiği) “İyi ki geldik, çok güzeldi” dedi. Neyse, sıra “İyi-Kötü (Dans Pisti)”ne gelmişti. Şebo’yla Dans Pisti’nde dans eden genç, Bostancı konserinde de bahsettiğim ŞF Fan… Hatırlarsanız Ocak ayında Bostancı konserinin sırasında yanımdaki kişiyi “Yetenek Sizsiniz” yarışmasında da çıkan Hüseyin Karanfil adındaki arkadaşıma benzetmiştim. O da arkadaşlarının da benzettiğini söylemişti, Hüseyin’in fotoğrafını görünce de “Hakikaten benziyormuşum lan” demişti. Bu olayı Hüseyin’e anlattığımda çok merak etmişti. “Keşke fotoğrafını çekseydin” demişti. Bu sefer Şebnem Ferah’la dans ederken videosunu çektiğim için ona gönderirim artık, şaşırır. Ece de Hüseyin’le ortak arkadaşımız olduğu için o da benzetmişti. “Hüseyin’in zayıf hali” demişti. Kilodan bahsetmişken, Şebo’yu kilo almış gördüm. Ama böyle de tatlı olmuş. “Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler”, “Sigara”, “Sil Baştan”, “Yağmurlar”, “Fırtına” gibi Şebnem Ferah klasiklerinden sonra eskidiği zaman yine bir klasik olacak olan, büyürken eskimeyecek, eskise de değerlenecek ve hatta “Sen nasıl başardın? Yüz yıllık ağaç gibisin. Nasıl böyle kaldın?” diyerek hem esere, hem de eserin sahibi Şebo’ya soracağımız “Eski” adlı yeni (!) şarkısına gelmişti. Eski’nin arkasındaki ustalara saygı bölümünü değiştirmişler. Atatürk olmadığı için Ocak ayında tepki gelmişti. Prenses Diana filan çıkartılmış. Son fotoğrafın Barış Manço olduğu yeni slayt gösterisi, Atatürk’ün özdeyişiyle bitiyordu. Hatalarını telafi etmeleri güzel oldu ama yine de keşke yine yabancılar olsaydı. Bu sefer Michael Jackson, Elvis Presley, John Lennon gibi eksiklikler tamamlanabilirdi bence… Blue Jean’de bile yazmıştı. Sanıyorum bu sefer sadece Türkler vardı. Neyse, hepsi “eski”de kaldı. Play-list’te sıra “Benim Adım Orman”a gelmişti. Bu sefer bis yapmadı. Bis şarkılarından biri olan ve üzerimize mutlaka kağıtlar yağdırılan “Bu Aşk Fazla Sana”yı normal play-list şarkısıymış gibi kapadı. Ben yine ümitle “Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem”i müziksiz söylemesi için bekledim ama gelmedi. Seyirci profili de karışıktı zaten. Ceza’cı hip-hop’çılar ve sadece konsere bedava olduğu için meraktan gelen sıradan halk olduğu için böyle bir şey yapmamış olabilir. Bir de belediyelerin yaptığı saat kısıtlaması da nedeni olabilir. Hatta bunu da eleştirdi. Konser saatlerini uzatma konusunda bir misyon edinmiş gibi görünüyordu. İstanbul için ”İnsanın evinde olmak gibisi yokmuş” dedi ve ardından ”iki saat daha şarkı söyleyebilirim ister misiniz ? diye sordu. Şebo’nun müziğine doymayan seyirciler tabii ki “Eveeettt!” diye bağırdılar. Şebnem de “Duyamadım” diye milleti daha çok gaza getirdi. “Ben duyuyorum da duyması gerekenler için söylüyorum… 12’den sonra müzik yapmak yabancı sanatçılara özgü bir şey olmasa gerek. Ben söyleyeceğim siz neler hissettiğinizi söyleyin… Gürültü kirliliği” diye epey iğneledi. Herkes bu yasakları koyanları yuhaladı tabii ki…. Bu arada konserde Iraklılar da varmış. ”Şebnem Ferah ”Rock’ın kraliçesi” ve ”Senin için Irak’tan geldim” gibi pankartlar açmışlar. Bu arada festivalde çektiğim fotoğrafları http://www.facebook.com/album.php?aid=7697&id=687378890&l=8206213b87 adresinden görebilirsiniz.