Daha önceden de söylediğim gibi yaşlandıkça mıdır, yoksa pandemideyiz diye midir, nedir? Yıllar önce web siteme koymaya gerek görmediğim konser izlenimlerimi paylaşma ihtiyacı duyuyorum. İnsan o günlere geri dönmek istiyor. Yeni kuşağa gerçekten acıyorum. Ben onların yaşlarında olsam, gençliğimin baharında konserlere ve partilere gidemesem gerçekten çok üzülürdüm. Ama yapacak bir şey yok. Tüm dünyayı etkisi altına almış olan bir virüs var. İnsan üretimi olduğunu düşünsem de dikkatli olmamız lazım. Gerçekten şakaya gelmez. Neyse, bu kez 12 yıl önce gittiğim ABBA GOLD konseriyle ilgili kritiğimi yazmak istiyorum. Gönül isterdi ki, gerçek ABBA grubunun konserini izlemiş olaydım ama yaşımız yetmiyor. Gerçi Türkiye’ye de gelmediler ya, neyse…
20 Ağustos 2009 Perşembe günü izinliydim. ABBA GOLD konserine iki tane biletim vardı. Biri benimdi, diğerini ise Engin’e vermiştim. İlk önce tek başıma Taksim’de, Levent’te filan dolaştım. Michael Jackson’la ilgili sadece kapak olduğu yeni dergileri değil; sigara tabletleri, nane şekeri kutusu, Dancing The Dream, Unmasked, A Legend An Icon kitapları ve daha önceden Hüseyin’in aldığı ama bir tane kaldığı için bana kalmayan çok güzel bir mavi t-shirt’ünü almıştım. Üzerinde çocukluk resmi vardı. Taşlı, maşlı, pullu, mullu bir şeydi. Tam 70’ler teması olduğu için True Blue’daki partiye ve ABBA GOLD konseri konseptine uyuyordu. Hazır gömleğim terden ıslanmışken onu giymiştim. Sonra Fenerbahçe’nin yolunu tutmuştum.
İlk önce 70’ler – 80’ler – 90’lar partisi yapılmıştı. Engin daha yoldaydı, çünkü şehir dışından geliyordu. Bir türlü Michael Jackson çalmıyorlardı. Liste Madonna, Gloria Gaynor, Depeche Mode, Tom Jones, Bee Gees, Soul II Soul falan diye gidiyordu. Ben hala inatla “Michael’ı kesin çalarlar” diye düşünüyordum ama saat 22:00 olmuştu. Sahte ABBA grubu çıkmak üzereydi. Hemen bir şeyler yapmalıydım. DJ kabininin önüne atmıştım kendimi. T-shirt’ümü ve aldığım kitaplardan birisini göstermiştim. DJ önce gülmüştü, sonra mesajı anlayıp kabini terk ederek apar topar Michael Jackson CD’sini bulup “The Way You Make Me Feel”i çalmıştı.
Birkaç şarkı sonra ABBA GOLD grubu da sahnedeydi. ABBA’nın şarkılarını çok güzel coverlamışlardı. İlk önce orijinal ABBA üyelerine benzeyen tek kişi klavyecileri (70’li yıllardan fırlamış gibiydi) olduğu halde (mesela sarışın olan yaşlı ve çirkindi. Esmerin daha çirkin olması gerekirken daha güzeldi. Aşırı derecede benzeyen klavyecileri dışında kalan diğer erkek üye ise tıfıldı) bir süre sonra gerçek bir ABBA konserinde gibi hissettirdiler insana kendini… Engin sonradan gelmişti konsere. Bu sene ilk kez bir konsere geliyormuş, çok teşekkür etmişti. O da çok eğlenmişti. Sonra dolmuş + metrobüs ikilisiyle eve dönmüştüm.
@turgaytst “TurgayTST” adlı Instagram profilimde arşivimden hikayeler paylaşıyorum. Sonra da öne çıkanlarıma koyuyorum. Bu mesela ABBA GOLD konseriyle ilgiliydi.
“TurgayTST” adlı Instagram hesabımda hikayelerimde müzik arşivimden materyaller paylaşıyorum. Gerek “Anadolu Rock”, “Divas”, “Frank Sinatra Günü” gibi anketlerde gösteriyorum, gerek tarzlara uygun günler yapıp (mesela mini 90’lar günü gibi) öne çıkanlarımda “Biraz Müzik” serisi, “Bad Günü”, “HIStory 25”, “Thriller 37”, “Fenomen Danslar”, “Kaset mi, CD mi?” gibi başlıklara koyuyorum, gerek fotoğraf çektirdiğim şarkıcıların arşivlerini “Starlar ve TST” konusuna atıyorum, gerekse gittiğim yabancı konserleri veren sanatçıların arşivlerini “Yabancı Konser” başlığına atıyorum. ABBA box-set’imi paylaşırken de bu konserde çektiğim kısa bir görüntüyü takipçilerime göstermiştim.
Ve yine maalesef anma bölümüne geldik. Ve ne yazık ki buna iş yerinden bir mesai arkadaşımla başlamak zorundayım. Geçtiğimiz hafta arkadaşımız Ender Arık’ı Covid 19’a kurban verdik genç yaşında… Gerçekten konduramadığımız, kronik rahatsızlığı olmayan, sigara bile içmeyen bir dostumuzdu. Yani anladık ki hiç bunlara güvenmeyip daha çok dikkat etmemiz gerekiyor. Ender’in yanı sıra geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz müzisyenler Adem Çelik – Levent Altındağ, Hababam Sınıfı oyuncuları Fazıl Ender Uzun – Bülent İğdiroğlu, diğer Yeşilçam oyuncuları Kaya Akarsu – Handan Ertuğrul – Erol Demiröz, TSM sanatçısı Zeki Çetin, Prens Philip, daha önceden müzik endüstrisiyle ilgili videolarda illuminati tarafından öldürüleceği planlandığı açıklanan ve DMX adıyla bilinen rapçi Earl Simmons, Aysel Gürel’in kızı Mehtap Ar, efsaneleşen The Sopranos dizisinde Tony Soprano’nun babası rolünü oynayan Joseph Siravo, tenisçiler Çağla Büyükakçay ve Marsel İlhan’ın da koçluğunu yapmış olan Can Üner, Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur, Karate Federasyonu Başkanı Esat Delihasan, Kraliçe 2. Elizabeth’in yakın arkadaşı ve at yarışları konusundaki akıl hocası Sir Michael Oswald, müzik yapımcısı Malcolm Cecil, yazarlar Larry McMurtry – Beverly Cleary, MuMs da Schemer olarak da bilinen şair ve oyuncu Craig O’Neil Grant, Hollywood oyuncuları Jessica Walter – George Segal – Richard Gilliland – Kim Tyler – Yaphet Kotto – Henry Darrow, Mücevher tasarımcısı Elsa Peretti, rock şarkıcısı Dan Sartain ve yarış pilotu Sabine Schmitz’i rahmetle anıyorum.
