Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba;
Başlığıma bir anlam verememiş olabilirsiniz. Aslında böyle bir başlık uydurmamın nedeni kritiğini yapacağım 2018 model 3 tane albümün isimlerinden bir sentez yapmaya çalışmamdı. Bu albümler Edis Görgülü’nün “An.”ı, Cem Karaca’nın “Merhaba Gençler 2018″i ve Şebnem Ferah’ın “Parmak İzi”…
İlk olarak Edis’in “An.” albümünden kısaca bahsetmek istiyorum. Ben Edis çıkana kadar Türkçe Pop Müziği’ni 90’lı yıllarda bırakmış birisiydim. Türkçe Rock Müziği’ndeki yenilikleri takip ediyordum ama aldığım yeni Türkçe Pop albümleri 60’lı, 70’li, 80’li, 90’lı yıllarda çıkanların eserleriydi. Arşivime giriş yapmayı hak eden 2000’li yıllarda çıkan popüler müzik temsilcileri sadece Mercan, Bedük, Hadise, Çağın ve Nil Karaibrahimgil’di. Ki onlar da alternatif sularda yüzüyorlardı zaten. Edis’in “Benim Ol” şarkısı çıkınca o kadar hoşuma gitti ki, bu şarkıyı da içeren “Olmamış mı?” adlı single’ı hemen almıştım. “Olmamış mı?” da en az “Benim Ol” kadar kaliteliydi. “Dudak” da fena değildi. “An.” albümünün habercisi ve bu albümün ilk duyulan şarkısı “Çok Çok”u da çok sevmiştim. 2000’li yıllarda çıkan popçulara karşı önyargım da böylece yıkıldı ve Sıla, Keremcem, Emre Kaya ve İlyas Yalçıntaş’ın da birkaç albümü arşivime girdi. Edis’in artık normal bir albüm yapmasını içten içe bekliyordum. “An.” çıkınca ümitlerimin boşa çıkmadığını anladım. Nedense CD formatında hiç yayınlanmayan ama Spotify gibi dijital ortamlarda bulunan “Dudak” şarkısı albümde yer almıyor ama “Çok Çok” track list’te yer almış. Albümün ikinci olmasına rağmen açılış klibi “Roman” zaten size bir fikir vermiştir. Daha önceden Robin Thicke’nin de bir benzerini giydiği Beter Böcek’in kostümüne benzeyen takım elbisesi ile kamera karşısına geçen Edis’in şarkısını bir roman havası filan sanmayın. O tür bir romandan bahsedilmiyor şarkıda… John Travolta’nın Pulp Fiction’ı misali bir ucuz romandan ilham alınmış. Zaten kaliteli pop yapılmış albümde… Murat Boz ve Murat Dalkılıç gibiler kaçacak yer arasın bence! Çünkü artık Tarkan’ın alternatifi Edis oldu! Anadolu Rock’çı Erkin Koray’ın “Gün Ola Harman Ola”sı dışında albümde cover yok. Üstelik o cover ve alternatif müziğin önde gelen seslerinden Yasemin Mori’nin yazıp düette eşlik ettiği “Sevişmemiz Olay” dışında tüm şarkılar Edis tarafından yazılıp bestelenmiş. Tabii ki birkaç şarkıda Onurr, Alper Narman, Serhat Şensesli ve Gürsel Çelik’in yaptıkları eklemeleri de yadsımamak lazım… Düzenlemelerde ise Ozan Çolakoğlu, Osman Çetin, Serhat Şensesli, Mustafa Ceceli, Gürsel Çelik ve Ozan Bayraşa’nın emeği var. Sanıyorum Edis bir Hepsi hayranı… Daha önceden Hepsi grubundan Cemre Kemer’i klibinde oynatan Edis, bu kez onların “Yalan” şarkısını hatırlatan aynı isimde bir şarkı bestelemiş.
Edis, Erkin Koray’ın şarkısını seslendiredursun; tam 14 sanatçı ve grup da bir tribute albümünde Cem Karaca’nın şarkılarını seslendirdi. 1987 yılında rahmetli, “Merhaba Gençler ve Her Zaman Genç Kalanlar” adında bir albüm çıkarmıştı. İşte bu albümden esinlenerek saygı albümüne “Merhaba Gençler 2018” adı verilmiş. Cem Karaca da büyük ihtimalle şarkılarını coverlayan genç sanatçı kardeşlerini öbür dünyadan selamlıyordur. Çünkü bir tanesi dışında yeni versiyonların hepsi güzel olmuş. Evet, tabii ki orijinallerinin yerini tutamazlar ama genç nesile tanıtma açısından yararlı bir çalışma olmuş. Bir kere Sıla’nın “Sen de Başını Alıp Gitme”si sanki Sıla söylensin diye bestelenmiş gibi… Bu şarkıyı Zeki Müren ve Nil Burak da taçlandırmıştı. Bir de Barış Akarsu’nun “Islak Islak”ı favori Cem Karaca coverlarımdan birisiydi. Ama konuşur gibi şarkı söylemesinden haz etmediğimi önceden de açıkladığım ve sevdiğim şarkıcıların bestelerini mahvetme eylemlerine devam ederse ileride de yazmaya devam edeceğim Mehmet Erdem’e Akarsu’nun efsanevi vokalinden sonra “Islak Islak”ı söyletmeleri, hatta albümde yer vermeleri büyük hata olmuş. “Bir tanesi hariç” derken bu şarkıyı kastediyordum. Erdem’i dinlerken o kadar içime sıkıntı basıyor ki, hemen değiştiriyorum. Gerçekten önyargı değil. Örneğin Halil Sezai’yi de sevmem, içimi bayar ama enteresan bir şekilde Sezai’nin “Oh Be” versiyonuna tek kelimeyle “bayıldım”! Halil Sezai’den yolcu olarak karşıma geldiğinde bile negatif elektrik almama rağmen kendisinde şarkıcılık anlamında büyük gelişme göreceğimi düşünüyorum. Rapçi Sansar Salvo’nun katılımı da şarkıda tavan yapıyor zaten.
Yüksek Sadakat grubunun “Ceviz Ağacı”ndan sonra gruptan ayrılan Cemil Demirbakan’ın “Kara Bahtım”ının çıkması çok manidar olmuş. Daha önceden “Resimdeki Gözyaşları”nı seslendiren ve o cover’dan sonra bir daha kendine gelemeyip Cem Karaca taklitlerine başlayan Teoman, “Tamirci Çırağı”nı başarıyla yorumlamış yorumlamasına ama yine de sesi Cem Karaca’ya en çok benzeyen şaşırtıcı bir biçimde “Parka”yı seslendiren ünlü oyuncu Şevket Çoruh olmuş. Ama albümün asıl oyuncu sürprizi “Buluşma” şiirini seslendiren efsane Ayşen Gruda! O ayrı mesele…. Benim gibi orijinal Teoman’ı özlüyorsanız Gökcan Sanlıman’ın “Sakın Dönme”sine bir kulak verin derim. Çünkü 90’lı yılların Teoman’ı söylüyor gibi o da… Daha önceden kendisinin Göksel, Şebnem Ferah ve Teoman ile düet de yaptığı “Yesterday” albümünü almış ve bu benzerliği daha o zamanlar keşfetmiştim. Bunların dışında Fırat Tanış “Sevda Kuşun Kanadında”yı, Kolpa grubu “Bu Son Olsun”u, Can Bonomo “Namus Belası”nı, Kök ise “Bindik Bir Alamete”yi söylemiş. Keşke Hayko Cepkin de albümde olsaydı… Çünkü “Maden Ocağı” cover’ı benim en çok sevdiğim coverlardan birisi olmuştu. Bir diğer favori Cem Karaca cover’ım da tabii ki Şebnem Ferah’ın “Od” albümüde coverladığı “Çok Yorgunum” olmuştu. Bu şarkıyı “Merhaba Gençler 2018” albümünde nedense adı “Yorgunum Kaptan” diye değiştirilerek Anadolu Rock Müziğinin efsanesi Haluk Levent seslendirmiş. Güzel de olmuş. Ama yine de gözler Hayko Cepkin ve Şebnem Ferah’ı da arıyor. Keşke onlar da olsaydı…
Şebnem Ferah demişken… Son olarak Türkçe Rock Müziği’nin Kraliçesi Şebnem Ferah’ın “Parmak İzi”nden bahsetmek istiyorum. İnsan insana benzer derler… Belki dünyanın öbür ucunda size ikizi kadar benzeyen birisi vardır. Huyları birbirini andıran insanlar da görebiliyoruz çevremizde… Bazen birbirlerine benzemedikleri halde havaları, sesleri, konuşma tarzları ve davranışları nedeniyle birbirlerini anımsatan insanlar da oluyor. Ki bunu sadece kendimize kanıtlayabiliyoruz bazen. Ama şöyle bir gerçek var. Tek yumurta ikizleri de dahil olmak üzere insanların parmak izleri birbirinden farklı oluyor. Parmak izlerinin birbirini tutması imkansız. İşte bu yüzden suçlular parmak izleriyle kanıtlanarak yakalanıyor. Çünkü insanın en kişisel yanı kesinlikle parmak izi… İşte Şebo’nun da bu ismi seçmesinin nedeni belki de bu albümün en kişisel albümlerinden birisi olması olabilir… “En kişisel albümü” demek isterdim ama “Kelimeler Yetse…” sanıyorum hala o konuda birinci!
Albümü kesinlikle çok beğendiğimi de belirteliyim. Bir Şebnem Ferah hayranı olduğumu biliyorsunuz artık. O yüzden objektif davranmam mümkün değil ama subjektif olarak düşünmeye çalışırsam da yine kaliteli ve harika bir albümle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum. Herkesin favorisi de mutlaka farklı olacaktır. Çünkü baştan sona güzel bir işe imza atmış Şebo… Benim favorilerim ise tabii ki albümün öne çıkan şarkılarından “Koridor” ve “Son Tango” oldu. Özellikle “Son Tango”nun Şebnem Ferah’ın kariyerinde ayrı bir yere sahip olacağını iddia edebilirim. Çok acayip bir şarkı… Eski tango şarkılarının da tadı var ama Ufuk Bigay’ın “Tam tango havasındayım” şarkısı gibi modernize edilmiş bir şekilde… Yok, vazgeçtim. Rock tınıları da olduğu için Shakira’nın “Objection (Tango)” şarkısı ile aynı kategoride sayabiliriz. Çünkü eski tango şarkılarının ruhuyla rock müziğinin tınılarının harmanlanmış şekli… Ama öyle bizden ki… Hani “Sil Baştan”ı arabeskleştirirler filan ya? “Son Tango”yu da türkü formatına çevirseler cuk oturur. Kısacası başka şarkılara benzetmek haksızlık oldu. Çünkü benzersiz bir şarkı… Hani “İyi – Kötü (Dans Pisti)” şarkısında bir erkek hayranını dansa kaldırır ya Şebo? Artık “Son Tango” şarkısında bu jesti yapacağını düşünüyorum.
Ben “Koridor” ve “Son Tango”yu favorilerim olarak seçsem de aslında o anki ruh halime göre değişebiliyor da… Mesela son şarkı “Koyu” o kadar içime işlemiş ki, 12 Nisan’da Şebo’nun kendi doğum gününde (aynı zamanda babamın) çıkan albümü satışa verilir verilmez aldığım albümü üst üste dinlememle beraber sadece birkaç gün sonra rüyamda Şebnem Ferah şarkıyı konserinde söyledi. Şarkı sözlerini farkında olmadan ezberlediğimi bilinçaltım bu rüyayla beraber su üstüne çıkardı. Zaten sonra bir baktım, rüyama bile giren “Koyu” parçası dışındaki diğer şarkılara da eşlik ediyorum. Gerçekten zorlama değil. Hiç ezberlemeye çalışmadım bile… Kitapçığı elime alıp sözlerini takip etmedim. Sadece göz gezdirdim. Çünkü dinlerken kendimi müziğin içine daldırmayı tercih ettim. Kitapçık demişken; albüm kapağı dizaynı çok güzel ama insan hiç mi tek bir tane bile Şebnem Ferah fotoğrafı koymaz içeriğe? Tamam, rock grupları ve şarkıcıları fotoğrafsız grafikler çok yapıyorlar. Dünyada da çok yaygın ama şu da bir gerçek ki Şebnem Ferah bir megastar… Ve megastarların o albüm için yaptıkları imajlar veya imajları değişmese bile o yılki görünümleri koleksiyonerlerin arşivlerinde görünmesi gerekiyor. Bir de albüme adını veren şarkı olan “Parmak İzi”nde Şebo vokal performansı olarak yine döktürmüş. Tarz olarak da Pentagram grubunun albümlerinden fırlamış gibi! Ama şarkıdaki gitarları Pentagram grubunun üyeleri Metin Türkcan, Tarkan Gözübüyük veya Demir Demirkan çalıyor sanmayın. Evet yine eskiden olduğu gibi Metin, Tarkan ve Demir de albüme emek vermişler ama “Parmak İzi” şarkısındaki gitarları bir Pentagram üyesi olmayan ama mor ve ötesi’nin efsaneleşmiş şarkılarını çalan Kerem Özyeğen çalmış. Şarkı heavy metal tadında… Bas gitar tabii ki yine Buket Doran’ın tellerinden… Onların dışında albümde çalan diğer önemli müzisyenler her zaman olduğu gibi Ozan Tügen, Aykan İlkan ve Serdar Barçın…
Şebo aynı zamanda Türkiye’nin en duyarlı sanatçılarından… Tepkisini dile getirmeye korkan yandaş şarkıcıların aksine her zaman inandığı şeyi savunmayı bildi. Yakın dönem örneklerinden birisi de “Ya Hep Ya Hiç” klibi… “Parmak İzi” albümünde de “Sözde Namus” diye öyle bir şarkı var ki albüm yayınlanır yayınlanmaz internet ortamında büyük ses getirdi. Artık öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, tecavüzcü masum bulunuyor, tecavüze uğrayan mağdur kadın; çocuk ve hayvanlar ise tahrik ettikleri gerekçesiyle suçlu bulunuyorlar. Sezen Aksu’nun “Ünzile”si ve “Kardelen”i nasıl çocuk gelinlerin marşı olduysa; Şebnem Ferah’ın “Sözde Namus”u da tecavüz mağdurlarının marşı olmaya aday… Aylin Aslım’ın “Güldünya”sı da benzer bir etki yaratmıştı ve hatta Sezen Aksu tarafından da coverlanmıştı hatırlarsanız…
Albümün öne çıkan bir başka şarkısı da “Küllerinden” olacak gibi görünüyor. Gerçi hepsi birer Şebnem Ferah klasiği olmaya aday… Hangisi hit olacak ve klibi çekilecek; bunu bilemeyiz ama yıllar sonra bu yazımı okuduğumda veya okuduğunuzda bu tespitimin doğru olduğunu anlayacaksınız. “Küllerinden” şarkısında “Gemileri de, limanları da; her şeyi yakarım; anıları da…” diyor Şebo… İlk olarak Sezen Aksu’nun “Beni yak, kendini yak, her şeyi yak. Bir kıvılcım yeter, ben hazırım bak” şarkısı meşhur olmuştu konuyla ilgili… Hatta Duman da coverlamıştı. Sonra Kenan Doğulu “Deliyim, gözü kara deliyim. Yakarım Roma’yı da yakarım ben!” dedi. Doğulu’ya misilleme olarak da Ömür Gençel “Roma’ya gerek yok, seni bile yakarım. Yeter ki bana gel, yine benim ol” diye şarkı yaptıktan sonra etrafı yakmakla ilgili şarkı yapmaya cesaret edebilen biri pek çıkmamıştı. 🙂 2018’de bu riski Şebnem Ferah göze aldı. 😀 Ama tabii ki kendi tarzına uyarladığı için sanıyorum bu gereksiz detay bir tek benim aklıma geldi. Bir de tabii ki Şebo’nun da “Sarı Kurdelem Sarı” şarkısında düet yaptığı Müzeyyen Senar’ın “Şarkılar Seni Söyler”i mırıldanmaya başlamıştım albümün açılış parçası “Şarkılar Yalan Söylemez”in ismini ilk gördüğümde… Eğer şarkılar seni söylüyorsa demek ki yalan değilsin. Hi hi. 😛 Yazı için o kadar uğraştım ama kötü bir espriyle kitiğimi bitirdim, iyi mi?
Bu toplu albüm kritiğimde Şebnem Ferah’a ağırlık vermek istedim ama daha fazla uzamasın diye “Başka Bir Yol Var”, “Vicdan” ve “Kıramazsın” şarkılarından bahsetmedim. Bu demek değil ki bu şarkılar diğer şarkıların yanında zayıf kalıyor. Aksine bunlar da fevkalade şarkılar… İnşallah daha önceden 20 kez sahnede izlediğim Şebo’nun konserine tekrar gidebilirsem konser kritiğimde bahsederim artık. Gelecek yazıda görüşmek üzere!
NOT: 08.05.2018’de yazdığım bu yazım ilk olarak 09.05.2018 tarihinde http://www.sadecemuzik.net/Turgay-Suat-Tarcan/o-an-genclerin-parmak-izine-2018-de-merhaba-dedik.html adresinde yayınlanmıştır.
