OZAN PEHLİVAN: “O SES OLMAK BAŞARMAK İÇİN YETMİYOR”
2017’deki ilk röportajımızı yeni single’ını çıkaran Çağın ile yaptıktan sonra çıkaracağı yeni single’ını ilk olarak “Sadece Müzik” sitesi aracılığıyla duyuran Ozan Pehlivan ile 2017 röportaj serimize devam ediyoruz. Sitemizin köşe yazarlarından Turgay Suat Tarcan, mikrofonunu bu kez adını “O Ses Türkiye” ile duyuran Ozan Pehlivan’a uzattı. Ozan Pehlivan kim? Soyadı neden pehlivan? Yeni single’ı kaç gün sonra çıkacak? Cevabı aşağıdaki diyalogda…
TURGAY SUAT TARCAN: Gerçi müzik kanallarında “Hadi Eyvallah” dönmeye çok başladı ama ilk kez görenler için sizi kısaca tanıyalım.
OZAN PEHLİVAN: Kırklareli doğumluyum. Kendimi bildim bileli müzikle iç içe sahnelerdeyim. Babam Kırklareli’nde müzisyen ve öyle çok sokaklarda koşa oynaya büyümedim. Benim oyuncaklarım müzik aletleriydi ve babanın yanında o düğün senin, bu konser benim hep çalıştım. Bayram, yılbaşı, her özel gün bile benim için sahne demekti. Ayrıca babamın kasetçi dükkânı vardı; okul sonrası da orada çalışırdım. Çocukken yeni elime gelmiş bir kaseti dinlerken yaşadığım heyecanı hala unutamıyorum. Hayatım müzikti. Müziğin içinde alaylılardan çok şey öğrendikten sonra işin formülünü de öğrenmek istedim; konservatuar Türk Müziği mezunuyum. Şu anda hafta içi gündüzleri müzik öğretmenliği yapıyorum, sahne ve konserlerin dışında kalan tüm zamanımı ikinci single şarkımı Şubat ayında müzik severlerle buluşturmak için harcıyorum… Ama Ozan Pehlivan kim derseniz; tüm yaşam enerjisini müzikten alan hedefleri yine müzik üzerine kurulu olan yolun başında ama emin adımlarla gözünü zirveye dikmiş bir müzik aşığı.
TST: Müzisyen bir aileniz olduğu söyleniyor. Ailenizde müzikle uğraşan kimler var?
OZAN: Babam….Kırklareli’nde çok tanınan bir müzisyen… Baba çok önemli bir figürdür Türk ailesinde ve oğullar aslında hep baba yolundan gitmek ister… Benim hikâyemin başlangıcı babamın müzisyen olmasından geçiyor, o olmasa nasıl müzikle birleşirdi yollar bilemiyorum ama yine sanırım müzisyen olmak isterdim. Müziksiz bir gün bir saat bir saniye bile düşünmek istemiyorum. Tutku vazgeçilmez olandır; benim de vazgeçilmezim müzik… Kendimi ifade etme şeklim… Sahne de söylediğiniz an notalarla kelimeler birleşip başka insanların kalbine dokunduğunda başka bir boyuttasınız gibi… Saf duygu alışverişi…
TST: Sizi ilk olarak “O Ses Türkiye”de Gökhan Özoğuz’un takımında tanıdık. Murat Boz’un “Özledim” şarkısıyla katılmıştınız. Fakat o yıl Mazhar ve Özkan vardı. Murat Boz yoktu. O olsaydı seçim farklı mı olurdu?
OZAN: Yarışmaya girdiğimde jüri üyelerini bilerek girdim. Aslında tercihimi o an yaptım. Planlı programlı değildi. Klarnetimle performanslar sunabileceğim teklifi ile Gökhan Ağabey bana daha sıcak gözüktü. Murat Boz o sezon olsaydı tarzlarımız yakın onu da tercih edebilirdim. Yine anlık seçimle kimin beni daha çok istediği, kimin bana sıcak geldiği ve neler sunduğu ile ilgili bir seçim olurdu.
TST: Acun Ilıcalı, Gökhan ve sonradan kardeşinin takım jüriliğine katılan Hakan’ın takımının her zaman güçlü seslerle dolduğunu söyler. Siz de seçiminizi yaparken bu durumda korkmamış mıydınız?
OZAN: Gökhan Özoğuz ekranda gözüktüğü gibi; eğlenceli kişiliği, sinerjisi, enerjisi, doğallığı ve samimiyeti sanırım bu yarışmacıları çeken en önemli unsur. Bu nedenle katılan yarışmacılar ses kuvvet dengesinden çok Gökhan’ın yarattığı bu hissiyattan dolayı yine onu tercih ediyor olabilirler. Benim tercih etme sebebimde bu sıcaklığı ama en önemlisi bana klarnet kullanacağız sözü vermesiydi.
Bir tek uçaktan korkuyorum. 🙂 Bu işin şakası elbette ama korkmadım. Her sesin tadı farklıdır. Yorum farkı da vardır. Ses kadar insanlara ne hissetirdiğin de önemli. Ben her anlamda müzisyen kimliğime sesime güveniyorum ve yaptığım işlerle insanların kalbine dokunacağıma hep inanıyorum. Çok güçlü ses olmak ya da “O Ses” olmak başarabileceğin anlamına gelmiyor. Önemli olan ne hissetirdiğin….
TST: “O Ses Türkiye”de yarışma sonrası albüm ya da single çıkaranlardan birinciler dahil star olan pek olmadı. Bir tek sizinle düet de yapan İrem Derici’yi sayabiliriz. Şimdi ise “O Ses Türkiye” ikinci bir star olarak Ozan Pehlivan’ı çıkartıyor diyebiliriz. Siz de İrem Derici gibi elenmiştiniz. Sizce yarışmalarda skor almak gerisi için ne kadar önemli?
OZAN: Bir yarışmayı ilk üçte bitirmek önemli bir başarı. Bu arkadaşlarımızı altını çizerek söylüyorum tebrik etmek gerek.
Fakat bir yarışmada bilinen şarkıyı seslendirmek ve sesini kanıtlamak ile yeni bir şarkı yaratmak ya da seçmek, aranjesini tamamlamak, klibini çekmek, iyi bir şirketle anlaşarak yayımlamak ve bu şarkının tanıtımını yapmak arasında çok fark var. Müzik sektöründe yer almak gerçekten maddi manevi büyük bir savaş. Bu yola girdiniz mi ilk şarkıda zirve yapmak ta kolay değil. Minumumda aynı kalite de veya çok daha iyi kalite de şarkılarla tekrar tekrar bilinirliliğinizi arttırmanız gerek. Bu sektör hem çok pahalı hemde çok acımasız. Tüm bu nedenlerden dolayı da yukarıda da belirttim; O SES olmak birinci olmak başarmak için yetmiyor. Ben yarışmayı ilk 8’de bitirmiştim. Bu piyasasında yer edinmek için skor almak çok önemli olmasada bu yarışmada yer almak çok önemli. Acun Ilıcalı ve ekibi ve bu program olmasaydı belki ben hayalimi gerçekleştirmekte zorlanır ya da uzun senelere yaymak zorunda kalırdım. Bu yarışma ile bilinirliliğim, sahne çalışmalarım arttı. Burada skordan çok yarışmanın size sunduğu olanaklara ve size getirebileceği yerlere bakmak gerekiyor. Türk Müzik tarihinde birçok popüler isim yarışmalardan çıkmıştır. “Altın Mikrofon”la başlayıp O ses Türkiye’ye kadar birçok sanatçının Türk Halkı ile tanışmasına vesile oldu bu yarışmalar… Bu nedenle “yarışmalar var, birinciler kayboluyor” şeklinde yaklaşmamak çok ama çok önemli.
TST: “Hadi Eyvallah” hem sound olarak kaliteli, hem de dansçılarla görsel bir show sunuyorsunuz. Ses de güzel. Bir popstar’ın sahip olması gereken özellikler var. Konserler de devam ediyor. Bundan sonraki hedefleriniz neler?
OZAN: Aslında burada senin vasıtanla da beni takip eden sevenlere ve tüm müzik severlere duyuralım. Yeni single hazır! Yine bir Ozan Pehlivan şarkısı, Doğulu stüdyolarında ses koçu Murat Çekem eşliğinde okumalarımızı bitirdik. Aranje yine Çağrı Telkıvıran. Şubat ayı içerisinde 14 Şubat sevgililer gününe özel çıkış yapacağımız bu şarkı ile de DEFACTO firması ile bir Reklam filmi çekiyoruz. Inanılmaz heyecanlıyım ve sabırsızım. Umarım tüm müzik severlerin beğeneceği bir çalışma olur.
TST: Burak Kut sizin “Hadi Eyvallah” performansınızdaki selamınızı kendisinin “Benimle Oynama” şarkısındaki “Uğurlar Olsun” bölümündeki selamına benzetti. Gerçekten bir esinlenme var mıydı?
OZAN: Burak Kut gerçekten tüm Türk halkının bir ağızdan söylediği güzel şarkılara imza atmış Türk Pop Müziğin’nde önemli isimlerden biri… Program esnasında böyle bir dialog geçti ama şaka yapıyordu. Lakin taktir edersiniz ki aramızda ciddi bir yaş farkı söz konusu. Şimdi siz sorunca baktım, şarkı 1994’te çıkmış ben 2-3 yaşındayken… Şarkıların sözlerini elbette biliyorum ama klibi hatırlamadığım için esinlenmeme imkan zaten yok. Ben biliyorsunuz senelerdir sahne alıyorum ve “Hadi Eyvallah”ı 5 sene önce yapmıştım. Sahnelerde beni takip eden seven dinleyiciler bu şarkıyı her söylediğimde aslında bu şekilde selam veriyorlardı… Benim açımdan selamın başlama şekli budur. Bende hem sahnelerde, hem de klipte kullandım.
TST: “Akademi Türkiye” Barış Akarsu’yu, “X Factor: Star Işığı” İlyas Yalçıntaş’ı, “O Ses Türkiye” ise İrem Derici’yi ve sizi çıkardı. “Veliaht”ta bile bir iki isim başarılı oldu ama Popstar yarışmasında yıllarca devam ettiği halde ümit vaad eden hiçbir isim beklenen başarıyı göremedi. Sizce neden?
OZAN: Aslında yukarıda bu soruya cevap verdim ama bir daha özetleyecek olursam; ve dürüst olmak gerekirse müzik sektöründeki bazı isimler ortadaki pastayı bölüşmek istemez, sıyrılarak yeni biri olarak bu isimlerin içinde yer almayı başarmak kolay değil. Müzik sektörü şu anda birilerinin yeni kişilere ve yeni işlere ucunda maddi manevi bir çıkar olmadığı sürece destek olmadığı maliyetlerinin ciddi yüksek bir mecra halinde. Özetle kimse “Ben işimde iyiyim, yarışmada birinci oldum, gelecek vaat ediyorum, başarılıyım, beni keşfederler, destek olan biri çıkar” diye beklemesin. Maddi manevi güçlü bir şekilde hiç durmadan belirli aralıklarla kaliteli işler ortaya koyarak ayakta kalma savaşına hazır olmak gerekli. Sanırım asıl bu savaşı vermekte zorlanıyorlar.
TST: Soyadınızın bir hikayesi var mı? Yani atalarınız arasında güreş pehlivanı falan var mıydı?
OZAN: Evet çok doğru; dedelerim ata sporumuz olan güreşçilermiş. Pehlivan oldukları için soyadımız PEHLİVAN. Babam da, ben de aslında iri yarı kalıplı adamlarız. Ben 1.90 boylarındayım ama bizim her ikimizin gönlü de müzikten yana ağır basmış. Biz izleyiciyiz.
TST: Kendi bestelerini yapan sanatçılar sanki sesi ne kadar güzel olursa olsun diğerlerinin arasından sıyrılıyor. Siz de beste yapabilen taraftasınız. İleride diğer sanatçılara beste vermeyi düşünüyor musunuz?
OZAN: Elbette yapmış olduğum bir çok şarkı var bunları bende kullanabilirim; verebilirim de. Bende çok beğenirsem şarkı alabilirim.
TST: Dinlemekten en çok keyif aldığınız yerli ve yabancı sanatçılar kimler?
OZAN: İyi ve kaliteli olan herşeyi dinlerim. Yabancılardan en çok bu ara dinlediklerim Justin Timberlake, Bruno Mars. Tarkan’ı elbette çok farklı bir yere koymak gerek. “Türklerden kimleri dinliyorum”u sıralamak yerine “kimler ile çalışmak isterdim”i cevaplamak daha doğru gibi; Çağrı Telkıvıran ile uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Emrah Karaduman arkadaşım ile de bir işe imza atmayı istiyorum. Fettah Can’dan, Ozan Çolakoğlu ve Gülşen ikilisinden şarkı almak isterdim. Gülşen’in nefesi yetiyor. Merve Özbey’de sesini çok beğendiğim isimlerin başında, onunla da düet yapmak isterdim.
TST: Son olarak dinleyicilerinize iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
OZAN: Bu arada kendi adıma keyifli bir röportaj oldu, çok teşekkür ediyorum. Son olarak buradan beni sevenlere iletmek istediğim ise; elbette müzik bir denklem, matematik işi. Şarkıları denklem halinden çıkaran ise sanatçının ona verdiği duygu ile tüm dinleyicilerin kalbine dokunuyor olmak… Başarılı projeler ile Türk Halkının hep bir ağızdan söyleyeceği kaliteli işlere imza atmak en büyük hedefim. Sanatçılar hep bir ağızdan yıllarca söylenen şarkılar ile hem ölümsüz oluyor hem de mirasınız hep yaşıyor. Ben bu isimlerden biri olmak istiyorum ve aslında ben “Ozan Pehlivan” markasının daimi çalışanıyım. Bu tertemiz markayı herkesin bildiği ana kadar hiç durmadan çalışacağım ve bilindiğinde de aynı kaliteyi korumak sözüm olacak. Umarım müzikseverler kalpten yazıp seslendirdiğim şarkılarımı beğenip sevip dinlerler. Bu yolda bana desek olup beni sosyal medya üzerinden takip edip sahnelerime gelen tüm sevenlerime sonsuz teşekkürler.
TST: “Sadece Müzik” ekibi adına bizim için de çok keyifli bir sohbetti. Asıl röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için biz teşekkür ediyoruz…
NOT: Bu röportaj 21.01.2017 tarihinde www.sadecemuzik.net sitesi için yapılmıştır. İlk olarak 27.01.2017 tarihinde http://www.sadecemuzik.net/Roportaj/ozan-pehlivan.html adresinde yayınlanmıştır. İzin almadan ve kaynak gösterilmeden kullanımı yasaktır…