Gerçi gündemden düştü, üzerinden 1 hafta geçti ama yine de yazmak istiyorum. Hatırlayacağınız üzere Mehmet Ali Erbil, Fenerbahçe’li futbolcuların, diğer branşlardaki sporcuların ve yönetimin, Roberto Carlos’un yarışmacı olduğu, diğer oyuncularınsa kutu açanların yerine geçtiği “Var mısın, Yok musun?” yarışmasına katılmasına çok içerlemişti. Erbil, “Çarkıfelek”i sunarken Acun Ilıcalı’nın programını kastederek “Böyle bir çifte standart olmaz” diyerek canlı yayında sinirlenmişti.
Ben Mehmet Ali Erbil’i bu konuda haklı buluyorum. Acun Ilıcalı’yı eleştirmiyorum. Tam tersine Acun Ilıcalı benim idollerimden birisidir. Televizyonculuğa başlamamın en büyük nedenleri Barış Manço’nun “Yediden Yetmiş Yediye” ve Acun Ilıcalı’
nın “Acun Firarda” programlarıdır. Fakat televizyon sektöründe Mehmet Ali Erbil de saygı duyulacak isimlerden birisidir ve özellikle son dönemlerde siyasi olsun, magazinsel olsun, yaptığı samimi çıkışlarla da gönülleri fethetmiştir. Her ne kadar yıllar evvel Çiğdem Tunç’la yollarını çevresinin gaz vermesiyle ayırmasını tasvip etmesem de son günlerdeki dobralığı çok hoşuma gidiyor.
İşte halkın taktığı isimle Memoş ya da basının taktığı isimle Mali ”Bakın Fenerbahçe yönetimine birçoğu arkadaşımın olmasına rağmen, defalarca dedik ki bizim programımıza Fenerbahçeli futbolcuları istiyoruz. Bunlar da dediler ki bir prensip kararı aldık, Fenerbahçeli futbolcuları vermiyoruz, hiçbir televizyon kanalına. Peki dedik, biz buna saygı duyuyoruz bu bir prensip, saygı duyarız. Bir geçen gün görüyoruz ki bir başka televizyon kanalında tüm Fenerbahçeli futbolcular, çıkıyorlar. Böyle çifte standart olmaz arkadaşlar. Sen böyle bir karar aldıysan, bunu herkese uygulayacaksın. Fenerbahçeliliğini deklare edilmiş, bunu herkese söylemiş ilk sanatçı benimdir. Herkes çekinirdi takımını söylemekten, hayranlarımı kaybederim diye. Ben delikanlıca, cesurca Fenerbahçeliyim dedim. Beni Galatasaraylı da Beşiktaşlısı da Trabzonsporlusu da sevdi, Orduspor’da Fahri Başkan yaptı. Ama gel gör ki benim takımım böyle çifte standart yaparsa ben de bu yönetim gidene kadar Fenerbahçeliliğimi durdurdum.”diyerek Fenerbahçe’nin yaptığı bu hareketi protesto etmişti. Bu sözler üzerine söyleyeceğim fazla bir şey yok aslında. Erbil’in bu hareketini sonuna kadar destekliyorum.
Acun Ilıcalı’nın programı çok eğlenceliydi. Hatırlayacak olursanız Ilıcalı programında Fatih Terim’i de yarıştırmıştı. A Milli Takım oyuncuları ise kutuları açmıştı. Daha sonra Ilıcalı hızını alamamış ve Christina Aguilera, 50 Cent, Adriana Lima, Cem Yılmaz, Kenan Doğulu gibi birçok ünlüyü ağırlamıştı. Hatta seyirci seçmelerine giderek Christina Aguilera’nın katıldığı yarışmayı yerinde izlemiştim. Acun Ilıcalı’nın bu konuda zaten herhangi bir suçu yok. Fakat prensip gereği televizyon programlarına çıkmıyorsanız neden “Var mısın, Yok musun?”a çıktınız değil mi ama? Gerçi işitme engelliler yararına çıktılar. Yani hayır işiydi ama sonuçta Çarkıfelek de kazandırıyor ve orda da hediyeler bir yere bağışlanabilirdi. Programda Fenercell’in de reklamı yapıldı ama orda da tıpkı Carrefour reklamlarında olduğu gibi reklam yapılabilirdi. Bence Fenerbahçe Yönetimi en kısa zamanda Erbil’in bu tepkisine cevap vererek “Çarkıfelek”e katılmalı. Böylece hem taraftarlar sevinir, hem de Erbil’in gönlü alınmış olur. Çünkü hangi takım olursa olsun taraftarlardan yönetime karşı olanlar çok vardır. Örneğin koyu Beşiktaş’lıdır ama Yıldırım Demirören’i sevmez ya da koyu Cimbom’ludur ama Galatasaray şampiyon olamazsa yönetimi suçlar falan. Mehmet Ali Erbil gibi çok sevilen bir sunucunun, bir sinema oyuncusunun kalbinin kırılması işte yönetim karşıtı o taraftarlar gözünde biraz daha puan kaybettirir. Derbiye saatler kala bunları yazmam ne kadar doğru oldu bilmiyorum ama bunlar benim düşüncelerim işte… Yoğunluğumdan ötürü ancak yazabildim. Neyse ki internetin özgür dünyasından faydalanıyoruz. Gerçi pek özgür de değiliz… Son söylentilere göre YouTube’dan sonra Google’a da sansür gelecekmiş.
TURGAY SUAT TARCAN
Yukarıda okuduğunuz makale yazarımız Turgay Suat Tarcan’ın yalnızca www.sporturco.com ‘a özel olarak yazmış olduğu köşe yazısıdır. Kesinlikle hiç bir kaynaktan alıntı değildir.
By Turgay Suat Tarcan • Nis 12th, 2009 • Category: Futbol, Turgay Suat Tarcan, Turkcell Süper Lig, Yazarlar
