Evet, aradan 5 gün geçti ama yazmak istedim. “O Ses Türkiye”de bildiğiniz gibi 2016 birincisi Emre Sertkaya oldu. Yarışmacılar bu kez “Sertkaya”ya çarptılar ve kesinlikle şampiyonluğu hak edenlerden biriydi bana göre… Aslında son finalistlerden herhangi biri şampiyon olsa yine aynı lafı söylerdim ama gerçekten Emre Sertkaya pes seslerden tiz seslere çok başarılı geçiş yapıyordu. Sanki bir erkekle bir bayan düet yapıyorlarmış gibi oluyordu.
Aslında ikinci olan Aziz Kiraz ilk çıktığında aileme “Tamam, birinci belli oldu” demiştim. Hadise’nin 5 yıl aradan sonra artık şampiyonluk görmesi gerektiğine ben de inanıyordum ama Hadise çocuğu arabeskçi yaparak harcadı. Sesini klasik şarkılarda daha iyi gösterebilirdi Aziz… Caz, blues, opera, müzikal söyleyerek bizi hayretler içinde bırakabilirdi. Hadise sanıyorum hem kendi fanlarından, hem de Ebru Gündeş’in hayranlarından oy toplamak istedi. Fakat yanlış şarkı seçimleri onu çok doğru şarkı seçimleriyle ve taktiklerle tekrar şampiyonluğu yaşamayı hak eden Athena’nın kurucu üyeleri Gökhan Özoğuz ve Hakan Özoğuz karşısında kaybettirdi. Aslında jüri kadrosunda şampiyonluk yaşamayan tek kişi Hadise değildi. Aynı zamanda Hakan da ilk kez jüri kadrosuna dahil olmuştu. Bundan kimse bahsetmedi. Onu Gökhan’ın bir uzantısı olarak düşündüler. 
Böylece sadece 1 sezon yarışmaya katılan Mazhar Alanson ve Özkan Uğur ikilisiyle ve Hülya Avşar’la beraber Hadise hala şampiyon olamamış jüri üyesi sıfatını koruyor. Hakan da bu sevinci ilk kez tattı. Halbuki Gökhan & Hakan ikilisinden sonra en güçlü yarışmacı kadrosu Hadise’ye aitti. Bazen yanlış yarışmacı seçti düellolarda… Ben kendisine Twitter’dan mesaj da atmıştım 10 Ocak tarihinde… Pelin Yanyatan’ı elediğinde “Bu kadar da olmaz” diye düşünerek “@Hadise Pelin gibi güzel sesleri elersen şampiyonluğu yine kaçırmaya mahkumsun. 1. olmak istiyorsan sempati duyduklarını seçme. İyileri seç!” diye tweet atmıştım. Tabii ki cevap yazmamıştı. Kim bilir ne kadar çok tweet geliyordur kendisine… Görmüş müdür? Ondan bile emin değilim. Fakat Athena grubu o kadar can alıcı şarkı seçimleri ve yarışmacı elemeleri yaptılar ki, yarı finallere en çok yarışmacı taşıyan jüri üyeleri oldular. Hatırlarsanız Gökhan, Hasan Doğru ile şampiyon olduğu yıl 4 finalist de kendi yarışmacısıydı. Bu da tüm dünyada yayınlanan “The Voice” yarışmalarında bir rekordu.
Açıkçası bu sezon ilk başlarda “O Ses Türkiye”den eski yıllardaki gibi keyif alamıyordum. Eski sezonlarda neredeyse dönülmeyen yarışmacılar bile bu sezon yarı finallere gidecek kadar güçlüydüler. Her yarışmacıda “Vay be, Türkiye’de ne sesler varmış?” diye düşünüyorduk. 
Dönülmediğinde de jürilere kızıyorduk. Bu sene artık dönülünce “Bunlara nasıl dönüyorlar be?” olayına girmiştik. Ayrıca çok fazla türkücü, arabeskçi, Karadeniz tarzında falan yarışmacı türemişti. Bu tarzları sevmeyen birisi olaraktan çok sıkılıyordum. Eskisi kadar yarışmadan keyif alamıyordum. Aileyle beraber izliyorsam mecburen tamamını izliyordum ama odamda tek başıma izliyorsam başka kanalları zaplıyordum. Dönüşümlü olarak izliyordum. Eskiden yarışma çalıştığım vardiyama denk gelirse kaçırdım diye üzülürdüm. Bu sene ise çok fazla bir kayıp yaşamadığıma kanaat getirmiştim. Fakat yarışmacılar elendikçe; (ki bu sene daha hızlı bir eleme yapıldığı için “toplu katliam” adını taktım elemelere); yarışma daha kaliteli bir hal almaya başlamıştı. Tabii ki yine haksızlık etmeyelim. Çok iyi yarışmacılar da vardı. Mesela finale kadar gitmesine kesin gözüyle baktığım Asude Cemre İnci nasıl ve kim tarafından elendi bilmiyorum, çünkü o bölümü kaçırmıştım, ama gerçekten elenmesine çok şaşırdım. İnternetten araştırabilirim ve nasıl elendiğini izleyebilirim. Kaçırdığımız bölümler internet sayesinde elimizin altında ama nasıl ve kime elendiğini öğrenerek moralimi bozmak istemiyorum.
Bazen jüriler sırf “Genç ve yakışıklı… Genç kızlar çok oy verir” mantığıyla erkek olanı seçip kız olanı eliyorlar. Evet, hep erkek yarışmacıların daha çok oy toplayıp kazandıkları da bir gerçek ama bazı kızlara bu şans tanımıyor diye düşünüyorum. Murat Boz bile önce kız yarışmacılara kur yapıyor, onlarla dans ediyor ve düet yapıyor, kucaklıyor onları falan ama sonra teker teker almak için çok uğraştığı tüm kızları eliyor. Sonuçta başarılı olmak için illa ki erkek olmak gerekmiyor. Yarışma sonrası en başarılı olan isim sadece Hülya Avşar’ın döndüğü ve düellolarda elenen İrem Derici… Hatta belki de yarışmanın tek star ismi o… Diğerlerinden de albüm ya da single yapanlar var ama İrem Derici kadar büyük kitlelere hitap edemediler. Şampiyonlar dahil… Kadın YouTube’da en çok izlenen Türk sanatçı rekorunu kırdı. Daha ötesi yok! “2015’in En İyi Yerli Ve Yabancı Şarkıları” yazımda İrem Derici’nin “Aşk Eşittir Biz” şarkısını atlamışım. Bu unutkanlığımı ve pişmanlığımı itiraf ediyorum laf İrem Derici’den açılmışken… Ama Emre Sertkaya’dan da ümitliyim. Yine aynı yarışmada yarışan ve yarı finale kadar gelen sevgilisi Busegül Yalçın da çok iyi bir sesti ama… Belki ikili olurlar, kim bilir? 
Gerçi Busegül, Emre’nin Melek Davarcı ile “Senden Önce, Senden Sonra” düetini yaptıktan sonra birbirlerine yaptıkları kurlar üzerine çok sinirlenmişti. Bakalım ne olacak sonları? Olayın magazinsel boyutunu ele almak istememiştim aslında ama Busegül de Melek de favorilerimden ikisiyidi. Mesela Melek Davarcı, bir önceki partneri Cemil Demiray ile beraber “Koca Yaşlı Şişko Dünya”yı söylediğinde tüylerim diken diken olmuştu. Şarkıyı bilmiyordum. Çok beğenmiştim. Hemen araştırdım ve “Adamlar” adında tanımadığım bir gruba ait olduğunu öğrenip arşivime katmıştım.
Zaten daha önceden de belirttiğim gibi Athena’nın yarışmacı kadrosu çok güçlüydü. Hatta Acun Ilıcalı da bunu fark etmişti ve tekrar şampiyon olamasınlar diye elinden geleni yapmıştı. Yarışmacıların Gökhan ve Hakan’ı seçmelerini engellemeye çalışmıştı. Kimisini engellemede başarılı olmuştu ama kimisi de “Kaliteli yarışmacı en kaliteli jüriyi seçer” mantığıyla yine kafasının dikine gidip Athena ile çalışmayı tercih etmişti. Ilıcalı, sürekli 
espriyle Hadise’nin şampiyon olamamasına takmıştı. Bununla ilgili VTR’ler bile hazırlattı. Sivas’ta fake yürüyüşler falan ayarlattı. Aslında amacı Türkiye’nin acıyıp Hadise’nin yarışmacısına oy vermesini sağlamaktı bence. Özellikle de sürekli Sivas’tan bahsetmesi Sivas’tan çok SMS gelmesini sağlamak olabilirdi. Fakat yine favorilerimden birisi olan ve çiçekli elbiseleriyle ve açık kumral saçlarıyla Semiha Yankı’nın Eurovision’daki genç kızlık haline benzettiğim eski “Yetenek Sizsiniz” finalisti Türkan Kürşad sezonun üçüncüsü olarak elendiğinde ağız okuma yöntemiyle Hakan’ın Emre’ye ne fısıldadığını anladım: “Bu iş burada bitti”… Evet artık şampiyon belliydi. İkinci kimdi? İkinci de tabii ki yine star ışığına sahip olan ama yanlış şarkı seçimleriyle şampiyonluğu kıl payı kaçıran Aziz Kiraz’dı.
Hadise’nin yarışmacılarını tabii ki küçümsemiyorum. Hatta az önce de söylediğim gibi Hadise’nin kadrosunda da çok güçlü isimler vardı. Mesela daha önceden Michael Jackson ve Bill Withers’ın söylediği “Ain’t No Sunshine”a tekrar hayat veren Mert Saim Şenyerli bence yarışmanın en güçlü vokallerinden birisiydi. 
Benim finalist adaylarımdan birisiydi. O da Türkiye’nin Frank Sinatra tarzı vokalleri anlamamasına kurban gitti bence… Bu arada kuzenimin adı da Mert Zaim… 😀 O yüzden “Mert Saim” diye ona seslendiklerinde aklıma kuzenim geliyordu. Bir de Nutsa Buzalade çok iyiydi. Resmen bir dünya starını izliyor gibiydik. Spice Girls grubundan fırlamış gibiydi. Melanie B’ye benzetmiştim de. 😉
Kısacası Mustafa Bozkurt dışında tüm sezonların birincilerine bir itirazım yok. Emre Sertkaya da en az Oğuz Berkay Fidan, Elnur Hüseynov ve Hasan Doğru kadar şampiyonluğu hak etti. Fakat 2. sezon şampiyonu Mustafa Bozkurt gibi sadece Ahmet Kaya’dan söyleyen yarışmacılara itirazım var. Rakibi Ayda Mosharraf her tarzda sesini gösterebiliyorken kendisi sadece Ahmet Kaya’dan okuyabildi. Mustafa Sandal’ı şampiyonluğa götüren Bozkurt gibi yarışmacılara Ahmet Kaya’nınkiler dışında bir şarkı verin; yine Ahmet Kaya’yı taklit ederek söyleyebilirler. Bu sezon da çok vardı Ahmet Kaya taklitçisi… Hatta “Deniz Akyürek tarzı yarışmacılar Ahmet Kaya’dan başka şarkı söylemeyi beceremezler” diye tweet atmıştım da onun bir fanından ya da arkadaşından tepki almıştım. 
Ankara’daki Sakarya Caddesi’ndeki ZX Bara’a çağırmıştı kendisini dinlemem için… Nasıl gideyim onca yoğunluğum arasında? 😛 Ki Bozkurt’un döneminde Semiramis Çalışan, Tuana Mey ve Barış Akarsu’ya benzerliğiyle dikkat çeken Onur Uğuş gibi çok kaliteli yarışmacılar vardı. İşte bu olaya da çok kızıyorum. Mesela bir yarışmacı çok güzel söylüyor ve “Yok sen Tarkan’ı taklit ettin, yok sesin Şebnem Ferah’a benzedi.” gibi bahanelerle jüriler dönmüyorlar. Örneğin çok güçlü bir yarışmacı olan ve yarışmada epey ilerleyen adaşım Turgay Yamaç’a da Fatih Erkoç benzetmesi yapılmıştı. Ama Ahmet Kaya’yı bariz şekilde taklit eden yarışmacıları “Çok farklı söyledin. Kendin gibiydin. Çok özgün bir sesin var.” diye öve öve bitiremiyorlar. Bu ne perhiz? Bu ne lahana turşusu? Mesela bazıları Türk bile olmayan İngilizce söyleyen yarışmacılara “Bakalım Türkçe de söyleyebilecek misin?” diye farklı tarzda şarkılar verirken, Ahmet Kaya özentilerine hep Ahmet Kaya’dan şarkı seçiyorlar. Bu hiç adil değil. Neyse ki bu sene halkımız bu oyuna gelmedi. Duygu sömürüsü ağına gelmediler. Bir de çok fazla Karadeniz türküsü söyleyen yarışmacılar var. Hiç anlamam bu gıy gıydan… Zevkler ve renkler tartışılmaz ama baştan sona aynı melodi, benzer sözler olan bu türkülerde halkımız ne buluyor? İnanın anlamıyorum. Belki de bende bir tuhaflık vardır ama çok şükür ki henüz Karadeniz tarzında söyleyen bir yarışmacı şampiyon olamadı. Demek ki hemşerilerine SMS’lerde en çok desteği veren Karadeniz halkından oy toplamak için onların zevkine hitap etmek pek fayda etmiyor… Ama tabii ki Emre Sertkaya’yı bundan sonra neler bekliyor? Profesyonel müzik hayatında neler yapacak? Başarılı olacak mı? Bunu görmek lazım. Çünkü bu tür popstar tarzı yarışmalardan sonra albüm ve single yapan çok oldu. 
Bunlardan sadece “Akademi Türkiye”den rahmetli Barış Akarsu ve Michael Jackson’dan “Beat It” cover’ıyla dikkatimi çeken (Facebook’ta bile paylaşmışım o sezon) “O Ses Türkiye”den İrem Derici geniş kitlelere hitap edebilmişti. Bir ara “BBG” evinden (Biri Bizi Gözetliyor) Tarık Ata Şimşek, “Of Deli Gönül” albümüyle büyük satış rekorları kırmıştı ama kalıcı olamadı. Tarkan Tevetoğlu’na benzerliğiyle dikkat çeken ilk Popstar birincisi Abidin Özşahin’den çok ümitliydik ama “Ütopya” yarışmacısı olmaya kadar düştü. Bir de belki “X Factor: Star Işığı” yarışmasıyla dikkat çeken İlyas Yalçıntaş “İncir” şarkısıyla one hit wonder’lar arasında yerini aldı. Gerçi son günlerde REDD cover’ı “Nefes Bile Almadan” da müzik kanallarında bol bol dönüyor.
Belki İlyas da Tarık gibi one hit wonder’lar arasında olmaktan kurtulup Barış Akarsu ve İrem Derici’nin başardığını başarır. Emre Sertkaya’dan ümitliyim ama… İnşallah yanılmam. Çünkü Akademi Türkiye’den Pınar Aydın, Popstar’dan Evren Mevlanaoğlu, O Ses Türkiye’de Stevie Wonder cover’ı “Isn’t She Lovely?” ile bende hayranlık uyandıran Mert Demir, v.s. gibi desteklediğim bazı ses yarışmacıları müzik çalışmalarına devam etseler de yıldız olamadılar. Hasan da klasik müzik ya da gönlünde yatan rock tarzını yapamadı, onu türkücü yaptılar. O yüzden başarılı olamadı. İnşallah Emre’yi de türküleri güzel söyledi diye türkücü yapmazlar. Çünkü onun da gönlünde yatan aslan rock müziği… “Bol şans Emre” diyelim o zaman…
