90’lı yılların güçlü seslerinden birisi daha “Sadece Müzik” sitesinin radarına girdi! Sesi divalar ligine layık olan Hazal, TST’nin sorularını yanıtladı!
TURGAY SUAT TARCAN: Konservatuar mezunusunuz. Konservatuar mezunları alaylıları “Eğitimsiz, nota bilmiyor” falan diye küçümser ama bazı konservatuar mezunlarının da sesi yetersizdir ya da çok teknik, duygusuz söyler. Bu yüzden eğitim almamış sanatçılar da “Benim sesim daha güçlü, ben alaylıyım. Mezun olanlar boşa okumuş. Hem o kadar konservatuar mezunu çıkıyor ama başarılı olmak için farklı olmak gerekiyor” diye kendilerini savunurlar. Sizin hem sesiniz diva gibi güçlü ve güzel, hem de eğitimlisiniz, müziği tanıyorsunuz. Daha önceden kazık bulunan sorum ile başlıyorum: Eğitimli olmak mı daha iyi, yoksa alaylı olmak mı?
HAZAL ÖZLEM YERŞEN: “Anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı?” diye sormak gibi bir şey bu aslında. Öncelik tabii ki yetenek; işlenecek malzemeniz olmadan sadece nazarı bilgi edinirsiniz. Ama “yetenekliyim” diye de kolaycılığa kaçmayı doğru bulmuyorum. Eğer imkan varsa mutlaka eğitim alınmalı. Bu her şeyden önce sanatçının kendisine fayda sağlar. Ne yaptığını bilmek iyidir.
TST: Yine sesinizden yola çıkarak bir soru sormak istiyorum. 90’lı yıllarda ses kayıt teknolojileri Türkiye’de bu kadar iyi ilerlememişti. Ses düzelticiler pek fazla işe yaramıyordu. O yüzden herkesin sesi ortadaydı; kimin sesi daha güçlü, kim kötü söylüyor, belliydi. Fakat artık sesi yetersiz birisini tam donanımlı star olarak lanse edebiliyorlar. Bu da ancak canlı performanslarda ortaya çıkıyor, konserleri de play-back ile geçiştirenler var. Sizce de bu yüzden müzik sektöründe biraz haksızlık yapılmıyor mu?
HAZAL: Bu yapılanları müzik kategorisi altında değerlendirmiyorum zaten. Madem şarkı söyleyemiyorlar, sadece janjanlı, taşlı tuşlu elbiseler giyip, video klipler, fotoğraflar çektirmek, dudak büzmek istiyorlar; gidip model olsunlar! Show business, görsellik diye diye müziği unutturdular, yozlaştırdılar. Bir de bilmiş bilmiş “İlk planda görsellik gelir” diye konuşmuyorlar mı? Cehalet hiçbir zaman bu kadar zirve yapmamıştı.
TST: Zamanında lisanslı voleybolculuk yapmışsınız. Hala spora ilginiz var mı?
HAZAL: Olmaz mı hiç? Kızların maçlarını seyrederken içim gidiyor. Haftada bir gün arkadaşlarla maç yapıyoruz.
TST: Gerçekten de 90’lı yılların sanatçıları birbiriyle hep koordineli çalışırdı. Mesela “Elden Yar Olmaz” klibinizde arkanızda Birkaç İyi Adam grubu dans etmişti. Albümlerinizde de Yıldız Tilbe, Bora Öztoprak, Boran Turgay, Ercan Saatçi, Niran Ünsal, Barlas, Serdar Ortaç gibi isimler çalıştı. Bu dostluk ortamını neye bağlıyorsunuz?
HAZAL: 90’lı yılların sanatçılarının çoğu gerçekten yetenekli ve eğitimli sanatçılardı. Bu da yanında özgüven ve hazmı getiriyor. Biz birbirimizi sever ve birbirimize destek olurduk. Tatlı rekabet vardı o zaman.
TST: “Osman Abim Evde mi?” şarkınız bir dönemin slogan şarkılarından birisi olmuştu. Hatta Dost Elver, Levent Kırca’nın “3 Baba Hasan” adlı tiyatro oyunundaki “Pop Şarkısı”nda şarkınızın parodisini yaparak moonwalk dansı yapmıştı. Bu şarkı için sit-com dizisi teklifi aldığınız doğru mu?
HAZAL: “Osman Abim” şarkısı o dönemde ciddi bir popülarite getirdi bana. Demek ki o aralar insanların eğlenmeye ihtiyacı varmış. Bu şarkıyla ilgili bir dizi teklifi aldığım doğrudur. Ama kendimi hazır hissetmediğim için kabul etmemiştim.
TST: Şarkıcı olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz? Öğretmen olma hayali kurduğunuz doğru mu?
HAZAL: Evet. Şarkıcı olmasaydım, müzik öğretmenliği ya da voleybol antrenörlüğü yapardım büyük olasılıkla.
TST: Yerli ve yabancı hangi şarkıcı ve grupları dinlersiniz?
HAZAL: Yerli olarak genelde eskileri dinliyorum. Yabancılardaki çeşitlilik, yenilikçilik daha cazip. Ben iyi ses dinlemeyi severim. Sound istediği kadar coşsun; melodi, sözler güzel olsun, kötü şarkıcıyı dinleyemiyorum.
TST: “O Ses Türkiye”, “X Factor: Star Işığı”, “Popstar”, “Akademi Türkiye”, “Ve Kazanan”, “Sesi Çok Güzel” gibi yarışmalarla ilgili düşünceniz nedir? Jürilik teklifi gelseydi kabul eder miydiniz?
HAZAL: Kabul ederdim. Katılanlara gerçekten yardımcı olmaya çalışırdım. “Ne güzel gözlerin var, ışığın müthişşş, şarkıyı söyleyemedin ama senden star olur” falan demezdim muhtemelen! 🙂 Teşekkür ederim.
TST: Asıl ben vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.
NOT: Bu röportaj 22.05.2015 tarihinde http://www.sadecemuzik.net/Roportaj/hazal.html adresi için özel olarak yapılmıştır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanımı yasaktır. Kapak fotoğrafındaki Hazal karikatürü ise TST tarafından 2 Temmuz 1998 tarihinde çizilmiştir. Hazal’ın bu sayfada gördüğünüz imzalı “Aşktan Bıçak” adlı CD’sini Erdem Kutlu’nun “Atlas Sahaf”ından bulmuştum.
©2015 Sadece Müzik Net / Turgay Suat Tarcan